-->

Çeviri

30 Haziran 2016 Perşembe

İstanbul ve İzmir'de IŞİD operasyonu

İstanbul ve İzmir'de IŞİD operasyonu

İstanbul ve İzmir'de bu sabah saatlerinde IŞİD operasyonu yapıldı. Terör operasyonunda çok sayıda kişi gözaltına alındı. Geçtiğimiz hafta Suriye sınırında etkisiz hale getirilen teröristlerden birinin ise istihbarat raporlarında da adı geçen, Ankara ya da Adana'da canlı bomba saldırısı yapmayı planladığı belirtilen Muhammed Arab olduğu tespit edildi.

İSTANBUL VE İZMİR'DE IŞİD OPERASYONU
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekiplerine bağlı polisler, İstanbul'un bazı ilçelerinde DAEŞ terör örgütüne yönelik operasyon düzenledi.

Özel Harekat polislerinin öncülüğünde belirlenen adreslere giren ekipler, içeride arama yaptı. Pendik, Başakşehir ve Sultanbeyli başta olmak üzere bir çok ilçede düzenlenen operasyonda gözaltı konusunda bilgi verilmedi.

İstanbul ve İzmir'de IŞİD operasyonu

9 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
İzmir'de terör örgütü DAEŞ'e yönelik operasyonda 9 kişi gözaltına alındı.

Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, sabah erken saatlerde Konak, Buca, Karabağlar ve Bornova'da terör örgütü IŞİD'e yönelik eş zamanlı operasyon düzenledi. Geniş güvenlik önlemi alınarak 200 polisin katılımıyla düzenlenen operasyonda örgüt üyesi oldukları iddia edilen 9 kişi yakalandı.
Zanlıların adreslerinde yapılan aramalarda örgütsel doküman ve 3 av tüfeği ele geçirildi, dijital verilere ise el konuldu.

İstanbul ve İzmir'de IŞİD operasyonu
SURİYE İRTİBATLİ OLDUKLARI İDDİASI
Gözaltına alınan zanlıların, Suriye'deki terör örgütü IŞİD mensuplarıyla irtibat halinde olduğu, terör örgütünün amaç ve çıkarları doğrultusunda İzmir'de faaliyetlerde bulundukları, terör örgütüne maddi kaynak sağlamak, eleman kazandırmak için çalıştıkları ve lojistik destek sağladıkları öne sürüldü.
Gözaltına alınanlar işlemleri için Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesine götürüldü.

İKİ ŞEHRİ KANA BULAYACAKLARDI
Suriye sınırında etkisiz hale getirilen iki IŞİD üyesi teröristten birinin, Ankara ya da Adana'da canlı bomba saldırısı yapmayı planladığı istihbarat raporlarına yansıyan Muhammed Arab olduğu belirlendi.

İstanbul ve İzmir'de IŞİD operasyonu
25 Haziran'da Suriye sınırında yasa dışı sınır geçişi teşebbüsünde bulunan 2 kişi, ikazlara uymayarak kaçmaya çalışmaları üzerine güvenlik güçlerinin müdahalesiyle etkisiz hale getirildi.
İSTİHBARAT RAPORLARINDA ADI GEÇİYORDU
Daha sonra yapılan incelemede 2 kişinin Suriyeli olduğu ve DAEŞ yanlısı "Ebu Ali" kod adlı Mustafa Demir ile irtibatları bulunduğu anlaşıldı. Etkisiz hale getirilen kişilerden birinin, istihbarat raporlarında Ankara ya da Adana'da canlı bomba saldırısı yapmayı planladığı bildirilen Muhammed Arab, diğer teröristin ise Muhanad Khalad olduğu belirlendi. Muhammed Arab'ın üzerinde 21 Haziran'da Şam'dan Kamışlı'ya uçakla geldiğini gösteren bilet bulu

26 Haziran 2016 Pazar

Zakir KAYA' DÜNYANIN YEDİ HARİKASI NEDİR.

7-HARiKA-dmy-info
Dünyanın yedi harikası olarak bilinen antik zamanların yedi yapısı nelerdir? Yedi harika: Mısır Piramitleri, İskenderiye Feneri, Babil ve Asma Bahçeleri, Efes- Artemis Tapınağı, Rodos Heykelleri ve Bodrum Mozolesi’nin tarihini ve yapılarını inceledik. Bunlar çeşitli yazarlarca, insanın yaptığı inanılmaz yapılar olarak, “harika” diye adlandırıldı. Bu yapıları derleyen yazarlar yapıların çoğunu görmemiştir. Bu yüzden birçok yazardan derlenen bilgilerle ve arkeolojiyle bilgiler doğrulanmıştır. Yapıların önemi, dönemin tekniklerine ve imkanlarına göre büyük çabalar gerektirmeleridir.
Harikalar birçok antik yazarın ve aydının ilgisini çekmiş, birçoğunun seyahate çıkmasını sağlamıştır. Bugün yeni keşiflere ve yapılara göre yeni “yedi harika” listeleri yayımlanmıştır. Bu yazdıklarımız antik dünyadan beri bilinen ve o dönemden beri aynı adla anılan “antik dünyanın yedi harikasıdır.” Bak:dmy.info/insanlik-tarihi/

1. MISIR PİRAMİTLERİ

dünyanın yedi harikası piramid
Bizanslı Philon “Yığınla taşın yığınla taşla kaplanmış halidir” der. Firavunların “boşuna gururunu temsil ettiğini” söylerdi.Keops Piramidi en yüksek ve görkemli piramittir. 146 metre yüksekliktedir. 30′ ar tonluk 2 milyondan fazla taş blok  kullanılarak yapılmıştır. Dünyadaki en büyük anıttır. Defin odası granit bloklarla kaplıdır. Taşlar büyük bir kusursuzluk içinde yerleştirilmiştir.  Piramit kutsal bir yıldız hedefler ve kuzeye doğru bakar. 30 yıl boyunca yüz binlerce işçinin emeğiyle tanrı kral firavunun mezarı olması amacıyla yapılmıştır.
Firavun tanrı olarak benimseniyordu. En büyük piramidin(mezarın) sahibi Firavun Keops, ruhunun ebedi istirahati için 2600 yıl önce bu piramidi istedi. Mısırlılar ölümden sonraki yaşama çok önem veriyordu. Bu yüzden mumyalama çok önemliydi. Çünkü vücut ölümden sonra kullanılacaktı. Önemli eşyalar da mumya ile birlikte gömülürdü.  Keops’un oğlu da yanında daha küçük bir piramit yaptırmıştır.

dünyanın yedi harikası babil kulesi2. BABİL

Efsanelere göre cennet Dicle ve Fırat’ın arasındaydı. Bu iki nehir Mezopotamyaya hayat veriyordu. Efsanevi kraliçe Semiramis kanallar yaparak nehir sularını çorak toprağa vermiş ve çiçekler, bahçeler oluşmuştu. Babil bu zamanlardaki en büyük kentti. Girişindeki İştar Kapısı muazzam büyüklükte ve gösterişliydi. Mö.4-2 yy. larda Avrupa mağara devrini yaşarken, Mezopotamya’ da altın devir yaşandı. 5 bin yıl önce öyle sanat eserleri, inşaat teknikleri vardı ki bugün de etkileyicidir. Yazı da bu esnada icat edildi.
Babil şehrinin çevresi 100 km. civarında olup, bu şehri kurmak için kullanılan briketlerden ay’a kadar yol yapılabilir. Briketler nehir kenarlarındaki balçığın kalıplara alınıp kurutulmasıyla oluşan yapı birimleridir. Diğer meşhur bir yapı: Babil Kulesi 90 metre uzunluğundaydı. Tanrı Marduk’a adanmış bir kısmı hala ayaktadır. Bahçeleri kare temeldedir. Her tarafı 4 kat içerir. Bugün ayakta olmayan, yalnızca kalıntılarından anlaşılan bu bahçe ve Babil Şehir Kompleksi antik dünyanın yedi harikasındandır.

3. OLİMPİYA’DAKİ ZEUS HEYKELİ

dünyanın yedi harikası zeus
MÖ. 700’lü yıllarda 4 yılda bir olimpiyat oyunları yapılıyordu. Kutsal niteliği olan bu oyunlarda savaşmak, savaş ilan etmek yasaktı. Kazananlara zeytin dalı verilirdi. Uzun süreli başarılı olan yarışmacılara maaş bağlanırdı. Olimpiyatlar halkların kardeşliği için bir araçtı. Zeus Heykeli de olimpiyatların yapıldığı Olimpiya şehrindeydi. Fildişi ve altından yapılmış olan 12 metre boyundaki Zeus heykeli o zaman ziyarete gelenlere üzüntüleri unutturuyordu. Bir hac yeri gibiydi, ziyaret edilmesi zorunluydu. Üzerinde: “Karmenias’ın oğlu Atina doğumlu Phideas benim yapımcımdır” yazıyordu. Bu eserden bugün yalnızca kitaplarda bahsedilir. Günümüze ulaşmamıştır.

4. RODOS HEYKELLERİ

dünyanın yedi harikası rodos heykeliMÖ. 225 yılı civarında yapıldığı söylenegelmiştir. Ege içindeki Rodos Adası’nda idi. Rodos’un eski uygarlığından çok az şey kalmıştır. Eskiden burada birfelsefe okulu da vardı. Ada 300’den fazla heykeliyle meşhurdu. Bugün kalan birkaç eserin sanatsal boyutu, ünlü heykeltraş Mikalenjelo’yu bile hayrete düşürmüştü.  Bizanslı Philon Güneş tanrısı Helios’un onuruna dikilen meşale tutan insan(Colossus) heykelinden bahseder. 12 yılda yapılmış ve 60 yıl boyunca ayakta kalmıştı. Daha sonra yıkıldığı Philon tarafından anlatılmıştır.

5. İSKENDERİYE FENERİ

dünyanın yedi harikası iskenderiye feneriNil Nehri kuzeyle güneyi birleştiren önemli bir ticaret yoluydu.  Var olup olmadığı tartışma konusu olan bir fener Pharos Adası’nda bulunuyordu. Fener kelimesinin buradan geldiği söylenir. Dönemin kitap ve paralarında betimlenmiştir. MÖ. 80’de yapıldığı ve yüksekliği: 120 m. olduğu eski kaynaklarda anlatılmıştır.

ANADOLU’DA

Türkiye’nin batısında yer alan antik şehirlerin en eskileri İzmir, Milet, Efes, Bodrum ve Priene’dir. Milet ticaret şehriydi ve dünyaca tanınmış birfelsefe okulnuna sahipti. [dmy.inf/felsefe-nedir] İlk filozof sayılan Thales, ilk dünya haritasını çizen Anaksimenes, Thales’in öğrencisi ve mikro- makro kozmos yasalarını formüle eden Anaksimandros mö. 6. Yy. da Milet’de yaşadı. Bölgedeki diğer bir şehir olan Priene kurulmadan önce planlanması ile bilinir. Türkiye’nin batısı İran ve Mısır’daki despot yönetimlerin aksine demokratik, yurttaşlara ev sahipliği yapan planlı şehirlere sahipti. 20 bin kişilik tiyatrolar bulunuyordu. Efes Roma İmparatorluğunun en zengin bölgesinin başkentiydi. Filozof Herakleitos da burada yaşadı. Antik dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı Selçuk-İzmir yakınlarındaki Efes’tedir.

dünyanın yedi harikası mozole6. HALİKARNAS MOZOLESİ

Türkiye’nin güneyindeki Bodrum(eski adıyla Halicarnasus, Ortaçağda Petronium)  MÖ. 5-4 yy. larda Dorlar tarafından kuruldu. MÖ. 386 yılındaki barış antlaşmasından sonra Bodrum Pers hükümranlığına girdi. Persler bölgeleri satrap denilen valilerle yönetiyordu. Bodrum’un satrapı  Mozol adlı biriydi. Politika ve entrika ile kendi başına bir devlet oluşturdu. Adına yapılan anıt mezar bugün dahi anıt mezarların adıyla anılmasını sağladı. Mozol öldüğünde gövdesi yakıldı ve külleri eşi Artemis tarafından içildi. Artemis daha sonra kocasının anısını yaşatmak için çok büyük bir anıt yaptırdı. Büyük mermer kaplı bir kaidenin üzerinde 38 iyonik tarzda sütunla oluşan bu yapının çatısı piramit biçiminde kat kat yükseliyordu. Kaidesiyle birlikte 43 metre idi. Diğer tüm anıtlardan farklı olarak pratik veya ruhani bir yarar beklemeden bir insanın aşkı için yapılmıştır. Mozole bugün yoktur. Kalıntıları İngilizlerce İngiltere’ye kaçırılmıştır.

dünyanın yedi harikası artemis7. ARTEMİS TAPINAĞI

Bugün kalıntıları olan tapınağın eskiden tanrıların bulunacağı kadar etkileyici olduğu konusunda antik çağın eserleri uzlaşır.  110 metre boyunda ve 55 metre genişliğinde bir temele sahipti. Beyaz mermerden yapıldı. 18 metre yüksekliğinde 127 sütuna sahipti. Zeus ve Ledas’ın kızı tanrıça Artemis’e adanmıştır. Artemis Yunanlılarda av tanrıçasıyken Anadoluda bereket tanrıçası ve tüm canlıların koruyucusu kabul edilirdi. Tapınak iki sıra halinde dizilmiş hafif sütunlara sahipti ve iyonik tarzı yarattı. Zarif ve incelikli bir tarza sahipti. Yunanlılar kadın ayaklarının vüdudunun 1/8’i olduğunu keşfetti ve sütunların tabanlarını böyle yaptı.

24 Haziran 2016 Cuma

Ramazana uygunsuz Dans gösterisi makamdan etti

Dans gösterisi makamdan etti

İzmir'de, Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi tarafından düzenlenen mezuniyet töreninde sergilenen dans gösterisi Fakülte Dekan Vekili Prof. Dr. Süleyman Başlar’ı makamından etti. Gösteride, Ramazan ayına uygun olmayan kıyafetler giyildiği gerekçesiyle velilerin şikayet ettiği öne sürülen Prof. Dr. Süleyman Başlar, YÖKtarafından görevden alındı.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Tınaztepe Kampüsü’nde bulunan anfitiyatroda, çeşitli bölümlerden mezun olan 2 bin öğretmen adayı için mezuniyet töreni düzenlendi. Törende, aralarında fakülte öğrencilerinin de yer aldığı üniversite öğrenci topluluklarından DİFAT’ın (Dokuz Eylül Türk Folklorünü Araştırma Topluluğu) Zeybek ve Karadeniz yöresi oyunları ile Hint dansları gösterisi yapıldı. İddiaya göre dansçıların kıyafetlerinden rahatsız olan bazı veliler, YÖK’e fotoğrafla şikayette bulundu. Ramazanayı dolasıyıyla kıyafetlerin uygun olmadığı yönündeki şikayetin ardından YÖKEğitimFakültesi Dekan Vekili Prof.Dr. Süleyman Başlar’ı faks talimatıyla görevden aldı.
Bir dönem asaleten dekanlık yapan, bir süre önce ise yüzde 90 oy oranıyla seçimi kazanmasına karşın vekil olarak tutulan Prof. Dr. Süleyman Başlar, doğal yaşam alanı dahil, imza attığı birbirinden özel projeler nedeniyle seçimler öncesi asaleten atanmasını beklerken, kendi insiyatifinde olmadan gerçekleşen bir dans gösterisinedeniyle görevden alınmasının çok ağrına gittiğini söyledi.
Dans gösterisi makamdan etti
BEN DE ÇARESİZ İZLEDİM’
Prof. Dr. Süleyman Başlar, sağcısıyla solcusuyla fakülteyi birleştiren çalışmalara imza attıklarını belirterek, "3-5 ahlaksız muhalifin 10 aydır solcu, paralel ve daha birçok ithamla sürdürdükleri karalama çalışmasında noktayı üniversite öğrencilerinin oluşturduğu Hint dansları topluluğunun içinde yer alan şortlu dansçıların gösterisiyle koydular. Sahnede latin topluluğunu gördüğümde, çok şaşırdım ve yanımda oturan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halil Köse’ye aktardığımda artık yapacak bir şey olmadığını, durdurmaya kalkışılması halinde daha kötü sıkıntı yaşanabileceğini söyleyince ben de çaresiz izledim" dedi.
KENDİSİNE KUMPAS KURULDUĞUNU ÖNE SÜRDÜ
Mutaassıp bir kimliği olan, atanmayı bekleyen bir yöneticinin Ramazan ayında böyle bir gösteriyi hazırlamasının mümkün olmayacağını ifade eden Başlar, "Atanmayı bekleyen bir insanın kendi kendine kumpas kurması mümkün olur mu? Bu öğrenciler sadece bizim fakülte öğrencilerinden değil, üniversite öğrencilerinden oluşuyor. Kuliste görevli arkadaşlarım, denetimlerinde şortlu kıyafetleri hiç görmediklerini, anons edilmeleriyle bir anda sahnede belirdiklerini söylüyorlar. Bu sahnede onlarca kez, diğer birçok sahnede yüzlerce kez sahnelenmiş gösterileri bulunan bu öğrencilerin bizim fakültenin mezuniyet töreninde, benim bilgim dışında sahneye çıkması mı kabahat? Üstelik yapılan gösteri de gayri ahlaki bir gösteri değil ve iddiaedildiği gibi o fotoğrafları çekenler veli değil. YÖK’e gönderilen ve basında yer alan fotoğrafların da veliler tarafından çekildiği, gösterilerin de veliler tarafından ayıp karşılandığı da küllüyen yalan. Çünkü fotoğrafların çekim açısının göstergesi muhalifleri gösteriyor" diye konuştu.
Oynanan oyunun sadece kendisine değil, rektörlük seçimlerine yönelik de bir oyunolduğunu iddia eden Başlar, "Rektörlük seçimleriyle bunu birleştirip yüzde 90 oy almış olan bana değil, rektörlük seçimine yönelik de bir oyun. İç içe girmiş benim atanmamı engellemeye çalışan, belki de rektör adaylarının farklı atraksiyonlarından diye düşünüyorum" diye konuştu.
Dans gösterisi makamdan etti

23 Haziran 2016 Perşembe

GÜRSEL TEKİN HEMŞEHRİ DERNEĞİ İFTAR PROGRAMINA KATILMAK İÇİN İZMİR DE



 Kars-Ardahan-Iğdır derneği Başkanı Belgin Zalın Daveti üzere İzmir'de düzenlenen iftar yemeği için CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, İzmir'de...
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Bugün İzmir'de Hüseyinoğulları düğün salonları Yenişehirde verilecek iftar yemeğine Tekin'in yanı sıra İzmir siyaseti ve iş dünyasından 2000 kişilik iftar da bir çok ismin katılması bekleniyor.Tekin'in gün içinde İzmir'de Tv programlarına katılacak başkan zal kaya haber ajansı aracılığı ile herkese açık davette bulunarak iftar yemeğimiz herkese açık tüm dostları beklıyoruz ifadelerinde bulundu KHA İZMİR

21 Haziran 2016 Salı

8 köyde sokağa çıkma yasağı

Diyarbakır'ın 8 köyünde sokağa çıkma yasağı

Diyarbakır'ın PKK’ya yönelik operasyon düzenleneceği LiceHani ve Kocaköy ilçelerine bağlı 7 köyde bugün saat 19.30’dan itibaren sokağa çıkma yasağı getirildi.

Diyarbakır Valiliği, Hani İlçesi’nin sözde Zara bölgesindeki dağlık ve ormanlık alanda faaliyet yürüten bölücü terör örgütü mensuplarını etkisiz hale getirmek, bölgede bölücü terör örgütü mensupları tarafından kullanıldığı değerlendirilen sığınak, barınak, depo alanlarını tespit etmek ve malzemeleri ele geçirmek için Çağıl-Yazıköy-Soylu ve Okurköy köyleri arasında kalan bölgede operasyon düzenleneceğini açıkladı. Açıklamada şöyle denildi:
"Operasyon icra edilen bölgelerde halkın can ve mal güvenliğini sağlamak maksadıyla, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11/C maddesi gereğince, operasyonun icra edileceği alan Hani İlçesi’ne bağlı olan, Okurköy, Kırım, Yayvan, Soylu, Gömeç köyleri, Liceİlçesi’ne bağlı olan, Gökçe Köyü ile Kocaköy İlçesi’ne bağlı olan, Yazıköy ve Şaklat köyleri ile sınırlı olmak üzere bölgede sivil vatandaşların zarar görmemesi amacıyla 20 Haziran 2016 Pazartesi günü saat 19.30’dan geçerli olmak üzere ikinci bir duyuruya kadar bu bölgelerde sokağa çıkma yasaklanmıştır. Söz konusu yasağa vatandaşlarımızın uyması kendi can ve mal güvenlikleri yönünden önem arz etmekte olup, yasağın bitim süresi ayrıca duyurulacaktır."

17 Haziran 2016 Cuma

CHP Genel Başkanı:Bize kurşun sıkabilirler

Kılıçdaroğlu:Bize kurşun sıkabilirlerCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğluİzmir’de kendisini havalimanında karşılayan partililere yaptığı konuşmada, şehit cenazesinde kendisine atılan kurşunu kastederek, "Bize mermi atabilirler, bize kurşun sıkabilirler, bizim üstümüze gelebilirler ama hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğiz. Hiç bir baskıya" dedi. Bu sözler üzerine partililer, "Feriştahı gelse bizi yıldıramaz" sloganı attı. Kılıçdaroğlu da aynı sözü tekrarladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, açılış ve şehit aileleriyle iftar yemeği için geldiği İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda basın mensuplarına konuştu.Kılıçdaroğlu havalimanında düzenlediği toplantıda şunları söyledi:

"Türkiye’nin batıya açılan kapısındayız. İzmir’de olmaktan son derece memnunum. İzmir sadece bu bölgenin değil, sadece Türkiye’nin değil, aslında dünyanın gözbebeği. İzmir çok güzel yönetiliyor. Bütün eksiklerine karşı en iyi yönetilen illerimizden biri. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kredi notu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kredi notundan yüksek. O nedenle İzmir iyi yönetiliyor. Soruyu bir de Türkiye genelinde soralım. Türkiye iyi yönetiliyor mu? Sokaktaki vatandaştan tutun sanayicisine kadar akademisyeninden sanatçısına kadar ciddi kaygı var. Herkesin ortak sorusu Türkiye nereye gidiyor? Türkiye iyi yönetilmiyor, Türkiye iyi yönetilmiyor. Ülkede patates üreticisi ektiği ürünün karşılığını alamazsa, çiftçi ektiği ürünün karşılığı alamazsa, şehit cenazeleri gelirse, terör bir ülkenin başına bela olmuşsa, 6 milyon genç işsizlikle karşı karşıya ise o ülke iyi yönetiliyor denemez O zaman kendimize bu güzel günde bu Ramazan gününde şu soruyu sormalıyız. 14 yılda Türkiye’yi bu hale kim getirdi? Eğer bu sorunun yanıtını kendi vicdanımızda sorgularsak Türkiye’ye demokrasiyi getirmiş oluruz. Biz bu ülkenin caddesinde sokağında tarlasında huzur içinde yaşamak istiyoruz. Herkesin işi, aşı olsun istiyoruz. Terör belasından arındırılmış bir Türkiye istiyoruz. Hükümet olmanın temel amacı da budur, insanların sorunun çözmek. Hükümet bırakın sorunları çözmeyi kendisi sorunun kaynağı haline gelmişse vay o ülkenin haline. Bu kadar karamsar bir tablo çizilir mi demeyin. Emin olun daha karamsarını çizmek istemedim daha karanlığı gündemimizde duruyor. Tüm uygar dünya bunun farkında. Seçimler olmamış gibi çalışıyoruz. Çünkü Türkiye’ye karşı insanımıza karşı sorumluluğumuz var. Cumhuriyeti yüceltmek istiyoruz, demokrasimizi derinleştirmek istiyoruz, herkesin aşı işi olsun istiyoruz. Herkes huzur içinde sofrasına otursun istiyoruz. Herkes mutlu haberler alsın istiyoruz tek amacımız bu."

"BİZE KURŞUN SIKABİLİRLER" 

Kılıçdaroğlu, basın mensuplarından soru almadan toplantıyı bitirdi ve kendisini havalimanı önünde bekleyen partililere seslendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin turistler için tahsis ettiği üstü açık otobüsten partilileri selamlayan Kılıçdaroğlu için üzerinde ’O atılan kurşun hepimize yanındayız Kılıçdaroğlu’ yazılı pankart açıldı. 

Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları söyledi: 

"Sadece ve sadece bu güzel ülkede insanca yaşamak istiyoruz. Herkesin işi, aşı olsun itiyoruz. Bu güze ülkede Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimleri yaşasın istiyoruz. Sadece ve sadece bu güzel ülkede anneler çocuklarını okula güler yüzle göndersin istiyoruz. Meydanlarında fabrikalarında özgürce, alın teri dökerek gezmek istiyoruz. Kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun tüm insanlarımızı kucaklamak istiyoruz. Bizim yüreğimizde kin nefret yok sadece ve sadece insan sevgisi var. Bize mermi atabilirler, bize kurşun sıkabilirler, bizim üstümüze gelebilirler, ama hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğiz hiçbir baskıya."

Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri üzerine partililer "Feriştahları gelse bizi yıldıramaz" diye slogan attı. Kılıçdaroğlu da "Feriştahları gelse bizi yıldıramaz, hiç endişe etmeyin" dedi ve "Yürekli olduğumuz sürece, cesur olduğunuz sürece omuz omuza yürüyeceğiz. Çağdaş uygarlığa ulaşan bir Türkiye için sağ olun var olun" sözleriyle konuşmasını tamamladı. 

Kılıçdaroğlu, konuştuktan sonra otobüs önünden meşale yakıldı. Meşalelerden biri çiçeklerin alev almasına neden oldu. Partililer çiçekler alev alır almaz ellerindeki su şişeleriyle müdahale ederek, yangın çıkmasını önledi.

12 Haziran 2016 Pazar

Karabağlar Halk Eğitim Merkezİ'nde gerçekleştirilen keyifli aktivite



İzmir Anadolu Lisesi öğrencileri 11 Haziran 2016 saat 12.30 da resim sergisi,


13.30'da müzik dinletisi olmak üzere güzel bir program yaptılar


VİDEOYU İZLEMEK İÇİN ÜZERİNE TIKLAYINIZ

                            


Karabağlar Halk Eğitim Merkezİ'nde gerçekleştirilen keyifli aktivite  görülmeye değerdi sizler 

için belgeledik. İzmir Anadolu Lisesi 11 Haziran sanat şöleninde önce resim sergisi ile gözlere sonrasındaki şarkılarla da gönüllere hitap etti



Şölene katılan herkes kendi hayatlarından ve anılarından kesit buldu. İlk bölümdeki çok sesli korodan piyano resitaline keman dinletisinden şiirlere kadar muhteşem bir gösteri izlendi

. İkinci bölümde öğretmenlerin ve öğrencilerin sanat performanslarıyla Yeşilçam müzikleri eşliğinde coşku doruk noktasına ulaştı.
 İzmir Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri bize müzik gecesi tadında sanat gunu yasattilar.. /KHA,











9 Haziran 2016 Perşembe

Jokeyin yardım çığlığı: 'Atlarım sucuk oluyor!'

Jokeyin yardım çığlığı: 'Atlarım sucuk oluyor!'

Türkiye Jokey Kulübü kurucularından, birçok yarış atı bulunan Onur Yetkin, sakatlık dahil çeşitli nedenlerle koşamayan atlarını, bakmaları için güvenip bazı kişilere verdiğini ancak merak edip gittiğinde ise atların etleri için kesildiklerini öğrendiğini iddia etti.

Çok sayıda ünlü yarış atının sahibi olan Onur Yetkin, koşamayan yarış atlarının eti için kesildiğini öne sürdü. Yetkin, şu anda ayağı sakat olduğu için koşamayan 3 yaşındaki ’Babacığım’ adlı İngiliz atının, ondan sevgisini eksik etmeyecek sıcak bir yuva aradığını ve ücretsiz vereceğini söyledi. 
Türkiye Jokey Kulübü Şirinyer Hipodromu’nda hayvansever derneği temsilcileri ile bir araya gelen ve onlardan yardım isteyen at sahibi Onur Yetkin, bakılması için karşılıksız verdiği, koşamayan yarış atlarının eti için kaçak olarak kesildiğini öğrendiğini söyledi. Yetkin, "Benden bakmak için isteyenlere güvenerek verdiğim; Doremi, Epik Story, Özde Laik, Kuzuların Tonu, Uluç Reis, Donna Klara isimli İngiliz atlarımın akıbetini merak edip gittiğimde, verdiğim insanlarda bulamadım. Daha sonra yaptığımız araştırmalarda, kaçak olarak eti için kesilmek üzere satıldığını öğrendim. At sahiplerinden bunları bakmak amacıyla alanlar, kesilmek üzere satıyor. Haraya gelip ’Ben atlara bakacağım’ diyenler içinde kasaplar da oluyor. Ben onlara asla at vermiyorum" diye konuştu.
BAKANLIĞI GÖREVE ÇAĞIRDI
Hem Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na hem de yarış atı sahiplerine çağrıda bulunan Yetkin, "At sevgisi sadece yarışlardan para kazanmak değildir. Bu işe para kazanmak umudu ile gelen ve at sahibi olanlar, at uzun süre yarış kazanamayınca ve ayda 3 bin 500 TL tutan gıda masrafı karşılamayınca, onları ucuz fiyata satıyorlar" dedi.

Yetkin, dünyada, haralarında at yetiştirip satan tek ülkenin Türkiye, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olduğunu belirterek, "Bakanlık öncelikle sakatlanan ya da güçten düştüğü için koşamayıp emekliye ayrılan yarış atları için bir çiflik kursun, onları iğdiş etsin. Onların kaçak kesime gidip et, sucuk, kıyma olmak yerine günde önlerine 3-5 kilo ot koyularak yaşamalarını sağlasın" diye konuştu.
At sahibi Onur Yetkin’in çağrısına sessiz kalmayacaklarını dile getiren Hayvan Hakları Federasyonu İzmir Temsilcisi Esin Önder ve Fedarasyon Basın Sözcüsü Şule Baylan, değeri milyon liralarla ifade edilen yarış atlarının, para kazandırmadıklarında bir çöp gibi atıldığını ve satıldığını belirterek, "Yarış atlarının yarış hayatı bittiğinde, güçten düşdüğünde korunması ile ilgili hala bir yasa yok. Bu atlar kanun dışı yollarda kesilip, etleri satılıyor. Onların mutlaka bakılabilecekleri ve yaşlılıklarını rahat geçirebilecekleri yerler yapılmalı. Atların bakımı ve korunmasının, yeniden çıkarılması çalışmaları süren Hayvan Haklarının Korunması Yasası’nda yer alması için mücadele başlatacağız" dedi.

7 Haziran 2016 Salı

3,5 milyar dolarlık helikopter anlaşması

3,5 milyar dolarlık helikopter anlaşması

Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM), genel maksat helikopteri projesi kapsamında projenin ana yüklenicisi TUSAŞ, ana alt yüklenicisi Sikorsky Aircraft ve diğer yerli alt yükleniciler arasında 3.5 milyar dolarlık sözleşmelerin imzalandığını açıkladı.

SSM'den yapılan yazılı açıklamada, ABD ihracat lisanslarına müteakiben sözleşmelerin imzalandığı, böylece projenin yürürlüğe girdiğini ve proje takviminin başlamasına yönelik son adımların atıldığı belirtildi.
Açıklamada, "Proje kapsamında, TUSAŞ ana ve Sikorsky, Aselsan, TEI, Alp Havacılık alt yükleniciliğinde, 109 adet T70 Kara Şahin Helikopteri, önümüzdeki 10 yıl süresinceTürkiye’de lisans altında üretim modeliyle, altı farklı kullanıcıya teslim edilecektir" denildi.
Proje kapsamında ana yüklenici TUSAŞ, T70 helikopterlerinin kabin, kokpit, kuyruk konisi, yatay ve dikey kuyruk, ana ve kuyruk rotor palleri gibi tüm ana parçaların üretimini, nihai montaj işlemlerini, testlerini ve entegre lojistik desteğini; Aselsan temel aviyoniklerin geliştirilmesi ve entegrasyonunu ve Sikorsky ile birlikte helikopterkokpiti geliştirilmesini; TEI, T-700 motorunun üretimini; Alp Havacılık ise iniş takımları, dişli kutusu detay parça üretimi ve dinamik parçalarının üretim ve montajını gerçekleştirecek.
SSM açıklamasında, "Türk savunma ve havacılık sanayisi, sözleşme bedeli yaklaşık 3.5 Milyar ABD Doları olan Genel Maksat Helikopteri Projesi ile ülkemizin askeri ve sivil alanlardaki genel maksat helikopter ihtiyacının karşılanmasında önemli rol alacaktır" denildi.

4 Haziran 2016 Cumartesi

405 yıllık camiye zarar verdiler

405 yıllık camiye zarar verdiler

İzmir tarihi köylerinden Kozbeyli’deki 405 yıllık camide tamiratlar sırasında yapılan yanlışları Gediz Üniversitesi’nde görevli Yrd. Doç. Dr. Ayşe Erdem Çetin, tek tek tespit etti. Bu hataları gösteren sergi açıp köy halkını bilgilendirdi.

Gediz Üniversitesiİzmir Foça’nın tarihi yönden bir çok eserin bulunduğu Kozbeyli Köyü’ndeki 405 yıllık camide çalışma yaptı. İç Mimarlık Bölümü öğrencileri, Yrd. Doç. Dr. Ayşe Erdem Çetin’in öncülüğünde tarihi eserdeki onarım yanlışlarını inceledi.
İncelemeler sonrasında, dış cephenin sıvanarak işlemelerin kapatıldığı, süslemelerin, duvarların ve ahşap direklerin gelişi güzel boyandığı, minberdeki el işçiliğinin yok edildiği, asılan ağır kristal avizeler yüzünden ahşap asma tavanın hasar gördüğü belirlendi. Sonradan eklenen şadırvanlarla caminin görünümünün bozulduğu tespit edildi.
Farklı zamanlarda gerçekleştirilen tamiratların yol açtığı zararları gösteren bir de sergi açıldı. Cami avlusunda toplanan köy halkı hatalarla ilgili bilgilendirildi, bilinçsiz müdahalelerde bulunulmaması istendi.
KİMLİĞİNDEN UZAKLAŞTIRILIYOR
Bugüne kadar birçok caminin restorasyonunda görev alan Yrd. Doç. Dr. Ayşe Erdem Çetin, başta camiler olmak üzere tarihi yapıların korunmaya çalışıldığı sırada zarara uğratıldığına dikkat çekti. Ayşe Erdem Çetin, "Bu yapılar kimliğinden uzaklaştırılıyor. İyi niyetli da olsa bu tamiratlardan uzak durulmalı. Taş duvarlı camilerde sıkça rastlanan nemi önleyebilmek için dış cephe çimentoyla sıvanıyor, inşa edildiği dönemin el sanatı örneklerini gösteren duvar süslemeleri örtülüyor, tarihin üzerine adeta perde çekiliyor. Yıpranan yüzeyler de aslına hiç bakılmadan gelişigüzel boyanıyor. Şadırvan gibi eklemeler yapılıp yapının bütünlüğü ve güzelliği bozuluyor, kimliği yok ediliyor. Temizlik sırasında kullanılan kimyasallarla da zarar verilebiliyor. Tüm bunların önüne geçebilmek için halkımızı bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Bunun için Kozbeyli’de yaptığımız çalışma ve bilgilendirme toplantısı oldukça yararlı geçti. Tarihi eserlere izinsiz ve uzman desteği olmadan hiçbir müdahalede bulunulmamasını, çivi bile çakılmamasını özellikle istiyoruz. Aksi halde yarardan çok zarar verildiğini herkes çok iyi bilmeli" dedi

2 Haziran 2016 Perşembe

Seri katil Atalay Filiz'in babası it dalaşında Yunan jetini düşürmüş


Seri katil Atalay Filiz'in babası it dalaşında Yunan jetini düşürmüş

Seri katil Atalay Filiz 2011'de Rus sevgilisini, 2013'te arkadaşı ile nişanlısını, 27 Mayıs'ta ise Fatma Kayıkçı'yı öldürdü. Polis, MİT ve Jandarma her yerde Atalay Filiz'i ararken, sericinayet zanlısının babası eski savaş pilotu İlhan Filiz'in, 1992'de it dalaşına girdiği bir Yunan savaş uçağını düşürdüğü ortaya çıktı.

Polise göre, Atalay Filiz önce kendisinden ayrılmak isteyen Olga Seregina’yı öldürdü. Olga’nın kaybolması, şüpheleri Atalay Filiz'in üzerine çekti. Olga’nın en yakın arkadaşı Elena Radchikova’yla onun sevgilisi Göktuğ Demirarslan, Atalay Filiz'den şüphelendi. Göktuğ, Atalay Filiz'in en yakın arkadaşıydı ve onu iyi tanıyordu. Üstelik 4 genç Paris’te eğitimleri sırasında bir süre aynı evi paylaşmıştı.
Atalay Filiz, kendisini ele vereceklerini düşünerek, Göktuğ ile Elena’yı Ankara’da pompalı tüfekle
öldürdü. Yine polisin tespitlerine göre, öğretmen Fatma Kayıkçı da aynı nedenle katledildi. 2 yıl boyunca yaşadığı Tuzla’da sahte isim kullanan ancak sahte kimliği bulunamayan Atalay Filiz, sigorta için kendisinden kimliğini isteyen Kayıkçı’nın kendisini ele vermesinden korktu. En büyük korkusu yakalanmak olan Atalay Filiz, kendisini ihbar etmelerinden korktuğu Göktuğ ve Elena gibi Kayıkçı’yı da öldürdü, Atalay Filiz'i yakalamak için tüm emniyet birimleri çalışmalarını sürdürüyor. Soruşturmayı İstanbul polisi dışında, Ankara Emniyet Müdürlüğü, MİT ve Askeri İstihbarat da takip ediyor.
KAYNARCA HATTI İNCELEMEDE 

Habertürk'ün haberine göre, zanlının araç kiralama ihtimaline karşı şirketler incelendi ancak bu yönde bir işlemin yapılmadığı anlaşıldı. Zanlının, 2 ayrı telefon kullandığını, bunların “patates hat” olarak isimlendirilen ve başkalarının kimlik bilgileri kullanılarak alınan hatlardan olduğunu belirleyen polis, kayıtları da mercek altına aldı. Buna göre eski marka telefonla kullanılan hat S.Ç. adlı kişiye aitti. Bu telefonu herkes biliyordu. Ancak kullandığı akıllı telefonu ise kimse görmemişti. Bu da bir kadının üzerineydi. Telefon kayıtlarına göre Atalay Filiz, öldürdüğü Fatma Kayıkçı ile sadece 2 kez telefonda görüşmüştü. Akıllı telefonla anlık iletişim uygulaması “WhatsApp” kullanan zanlının, bu şekilde kimlerle yazıştığı tespit etmeye çalışılıyor.

'KATİLİ GÖRDÜM' DEDİ POLİS ALARMA GEÇTİ

Atalay Filiz’le ilgili son ihbar, İstanbul polisini alarma geçirdi. Polise başvurup, "televizyonda ve gazetelerde fotoğraflarını gördüğüm kişi Eyüp’te yolda yürüyor" diye konuşunca, söz konusu adrese çok sayıda polis ekibi yönlendirildi. İhbarcının belirttiği adresin en yakınında bulunan trafik polisi, ihbarcının bahsettiği kişiyi gördü. Kimlik kontrolü ve diğer tetkilerde bu kişinin Atalay Filiz olmadığı anlaşıldı.
 YUNAN JETİNİ DÜŞÜRMÜŞTÜ

Öte yandan Atalay Filiz'in babası İlhan Filiz ile ilgili bir detay dikkat çekti. Eski askeri pilot olan İlhan Filiz, 12 Haziran 1992'de o dönem yüzbaşı rütbesindeyken Üsteğmen Murat Yıldırım ile birlikte F-16 savaş uçağıyla Ege Denizi üzerinde devriye uçuşu yaparken, 2 Yunan uçağıyla it dalaşına girmişti. Yunan F-15 C uçaklarından biri, peşindeki İlhan Filiz'den kurtulmak için denize doğru dik inişe geçmiş, ancak manevrayı tamamlayamayarak denize çakılmıştı. Olayda Yunan pilot hayatını kaybetmişti.