Düşmanlarla diplomasi Rifat Sait

Düşmanlarla diplomasi

Rifat Sait

AK Parti 24.Dönem İzmir milletvekili

BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı

Önce Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Sırbistan’a ardından İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu ile Balkanların en küçük ülkesi Karadağ’a resmi ziyaretlerde bulunduk. Her iki gezi de bizler için son derece yararlı oldu. Davetlerinden dolayı Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın İçişleri bakanımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Balkanlarda Müslümanlık, Türklük demektir

Tevafuk olsa gerek hem Sırbistan hem de Karadağ, Balkanlarda Boşnak ve Arnavut toplumuna karşı savaşmış ve eziyetler etmiş Ortodoks Slav ülkeleriydi. Bu Slav devletlerin Boşnak ve Arnavut milletleriyle savaşının nedeni onların Müslüman ve Osmanlı (Türk) olmalarıydı. Zaten Balkanlarda Türk demek Müslüman demektir. Rahmetli dedem aslen Arnavut olmasına rağmen nesiniz diye sorulduğunda “Elhamdülillah Türk’üz” diye cevap verdiğini söylerdi. Aynı şekilde Ortodoks Yunanistan da Batı Trakya’daki Türklere Türk azınlık yerine Müslüman azınlık ifadesini kullanır.

Balkanlarda oluşan Bloklar

Türkiye’nin son dönemde dış siyasette Ana Ortodoks Slav ülkesi olan Ruslarla yakınlaşması, Balkanlardaki diğer Slav ülkelerini bize yakınlaştırırken, Amerika’ya yakın olan Müslüman Arnavutları kısmen uzaklaştırdı. Hatta bazı Boşnaklar da buna tepki gösterdiler. Bu yüzden Balkanlarda ABD ve Rusya yanlısı iki blok oluştu. Tabi bu arada Avrupa Birliğinin de arkasında giden üye ülkeler var. Rusya, Balkanlarda Osmanlının (Türklerin) kadim düşmanı olmuştur. Ruslarla pek çok defa savaş meydanlarında karşı karşıya gelmişliğimiz vardır. Yine aynı şekilde Ortodoks Slav Sırplar, Bulgarlar ve Karadağlılarla ve de yine Ortodoks ama Slav olmayan Yunanlılarla pek çok defa savaştık. Yani düşmanlık ettik.

 

Bize gelen sorular

Tüm bunların dışında Balkanlarda birçok ülke ve millet var ki hepsinde keskin milliyetçilik mevcuttur. Her bir Balkan ülkesinin diğer komşusu ile tarihten bir veya birkaç sarı kartı vardır. Bugün bile bu kartlar zaman zaman açılır ve durumlar gerginleşir. Bizi yazılarımızla takip eden bazı Boşnak ve Arnavut kökenli arkadaşlar,  Sırbistan ve Karadağ seyahatlerimizden dolayı bizi kınadılar. Bize “Nasıl düşman ülkelere gidersiniz? Nasıl onlarla aynı masaya oturuşunuz” gibi sorular sormaya başladılar. Sosyal medyada cevap vermeye çalışsam da her birine yeteri kadar cevap veremedim. Bu yüzden bu yazıyı yazdım.

Dış siyasette düşmanlık veya kardeşlik değil ulusal çıkarlar vardır

Her kesin bilmesi gereken birkaç konu var. Dış siyasette düşmanlık veya kardeşlik değil ulusal çıkarlar vardır. Ülkemizin ve dostlarımızın milli çıkarları en önemli konudur. Bunun için Düşmanla bile aynı masaya oturup diplomasi yaparsın. Ancak geçmişi asla unutmazsın. Yapılan düşmanlık ve zulümler derin dondurucuya konur ve dondurulur. Ama asla unutulmaz. Eğer onlar açmazsa ülke çıkarları nispetinde biz de derin dondurucuyu açmayız.

Ruslar ve Sırplar stratejik öneme sahipler

Diğer yandan, Dünya dış siyasetinde Ruslar ve Balkanlarda ise Sırplar çok stratejik ülkelerdir. Asla ihmal edilemezler. Ülke çıkarları doğrultusunda bunlarla diplomasi yapmak gerekli ve faydalıdır. Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de Kurtuluş savaşında İngiliz ve Fransızlara karşı o dönemin adıyla Sovyetler Birliği ile stratejik işbirliği yaparak güçlü bir pozisyon almıştır. Günümüzde de Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, ABD ve Avrupa Birliğine karşı Rusya kozunu çok iyi kullanmaktadır. Ancak yine unutmamak gerekir ki biz ABD veya Rusya ile ne dostuz ne düşman. Keza yine Sırbistan veya Karadağ ile de. Bugün Türkiye’nin çıkarları neyi gerektiriyorsa diplomasi de ona göre şekillenir. Ama yarını Allah bilir. O yüzden kimse duygusal ve aşırı milliyetçi hislerle hareket etmemelidir.

Nazım Hikmet Kültür Merkezi Nöbetteyiz filmi galası sanatseverlerle şenlendi

Nöbetteyiz filminin galası yapıldı

Hayranlıkla izlenen nöbetteyiz filmi izleyenlerden  tam not aldı..
 oyuncuların performansıyla göz doldurdu.
 Yapımcılığını Sinemacı Kardeşler'in yaptığı (Metin Üçaroğlu ,Nedim Uçaroğlu) yönetmenliğini Metin Üçaroğlu'nun üstlendiği çekimleri İzmir'de yapılan film  hayatı kilim gibi dokumuş yaşama dair hayatlar odak noktasına almış ...
yaşlanınca sokağa atılan insanların yaşadığı dramları,  insanların zorlu yaşam mücadelelerini konu almış .
Farklılığı film yaşam dertleri ile harmanlanışıydı ,,dram ve ezilmişliğe örnek bölümler ile hakkı verilmiş bir çalışma...
 Kadir Su, Metin Uçaroğlu gibi isimler filmde rol aldı. 
 Bu filmin bütün gelirlerinin sokak hayvanlarına bağışlanacağı belirtildi

Sevgi evlerinde kız öğrenciler ve personel arasında arbede çıktı: 1 yaralı

İZMİR'in Buca ilçesindeki sevgi evinde, bir grup kız öğrenci ile yurt personeli arasında tartışma çıktı. Kavgaya dönüşen olayda bir öğrencinin bıçak çıkardığı ileri sürülürken, bir öğrenci de evden kaçtı. Arbede sırasında yaralanan kız öğrenci C.Y., hastaneye kaldırılırken, olay polisin gelmesiyle sonlandı.
Olay, saat 20.00 sıralarında, Hürriyet Mahallesi'ndeki Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Buca Sevgi Evleri ve Kız Yetiştirme Yurdu Müdürlüğü'nde meydana geldi. Sevgi evlerinde kalan bir grup kız öğrenci ile 'Anne' dedikleri personel arasında henüz belirlenemeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüşmesi üzerine güvenlik görevlileri araya girerek öğrencileri sakinleştirmeye çalıştı. Yaşanan gerginlikte bir öğrencinin bıçak çıkardığı ve güvenlik görevlilerinin kızın elinden bıçağı aldığı ileri sürüldü. Arbede sırasında kız öğrenci C.Y., yaralandı. Genç kız hastaneye kaldırılırken, bir kız öğrenci de sevgi evlerinin giriş kapısında kimsenin olmamasından faydalanıp kaçtı. Öğrencinin kaçışı bir mahalleli tarafından cep telefonu kamerasıyla görüntülendi.
Öte yandan, yaşanan arbede nedeniyle sevgi evlerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Polis arbedeyi sonlandırırken, kaçan öğrencinin ise kısa bir süre sonra döndüğü öğrenildi. 

Buca Cezaevi’nin kaldırılması için Adalet Bakanlığı ile görüşülecek

İZMİR’in Buca ilçesinde bulunan Buca Cezaevi’nin kaldırılması konusunun gündeme gelmesi üzerine, Ak Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, somut adımlar atılması adına Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç’ı makamında ziyaret etti. Erhan Kılıç, sorunun siyaset üstü olduğunu ve çözümü için belediye olarak gereken her şeyi yapacaklarını söylerken, Kaya da, Adalet Bakanlığı’nın da konuya sıcak baktığını ve cezaevini el birliği ile kaldıracaklarını anlattı.

AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, Buca Cezaevi’nin kaldırılması ve kent sakinlerinin ortak kullanımına açılması konusunu gündeme getirmişti. Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç’ın da meclis toplantısında açtığı konu, tüm meclis üyeleri tarafından desteklendi. Kaya, cezaevinin kaldırılması adına atılacak somut adımları görüşmek üzere, meclis üyeleri ve partililerle birlikte Erhan Kılıç’ı makamında ziyaret etti. Görüşmede, siyaset üstü bir sorun olarak görülen konu hakkında Adalet Bakanlığı ile görüşülerek, planlama yapılması kararı alındı. Ak Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya’ya cezaevinin kaldırılma konusunu siyaset üstü bir mesele olarak gördüğü için teşekkür eden Kılıç, “Biz her zaman bu konu hakkında çalışmalara açığız. Buca Belediyesi olarak mevcut imkanlarımızın da üzerine çıkarak çalışacağız. Cezaevinin kaldırılması biraz süre alabilir. Oradaki imar yolunun açılması Buca trafiğine çok büyük bir neşter olacak. Sizin de bu çalışmalarınız bizi çok mutlu ediyor. İnşallah el birliğiyle bu işi yaparız, nihayetinde bizim tek hedefimiz daha yaşanabilir bir Buca hayali. Bu işte hiçbir şekilde siyasi kaygım yok. Olursa da bu işi ben yapmış olmam, yeter ki sorunu çözelim. Bu konuyu siz gündeme getirdiniz ve sonrasını da getiriyorsunuz. Bizim için o önemli. Özellikle siyasilerden gündeme gelen olayları devam ettirmelerini ve sonuç alabilmelerini ekliyoruz. Umarız bu konuda sonuç alınır, Buca halkı rahat eder” dedi.

BAKANLIĞIMIZLA BİR ARAYA GELECEĞİZ, PLANLAYACAĞIZ’

Geçmiş dönemdeki belediye başkanına da konuyu açtıklarını fakat uzattıkları elin havada kaldığını söyleyen Atilla Kaya ise, “Biz İzmir’deki tüm sorunların ortak akılla çözülme taraftarıyız. Cezaevi konusu bu zamana kadar süreç içerisinde çok konuşuldu, yıllardır konuşuluyor. Buca’nın en önemli mevzularından birinin başında geliyor. Sizlerle ve meclis üyesi arkadaşlarımızla bu kronikleşmiş sorunun çözümü noktasında, Buca’nın hem çevresini hem geleceğini değiştirecek bir çözüm bulacağız. Cezaevi, Buca’nın merkezinde, 73 bin 924 metrekarelik devasa bir alan. Burada kapasitesinin de üzerinde 4 bin tane tutuklu mevcut. Burası Adalet Bakanlığı’nın mülkü. Adalet Bakanımız Abdülhamit Gül ile İzmir ziyaretinde de görüştük. Bakanlık da cezaevinin buradan kaldırılması konusunda iradesini koymuş oldu. İzmir’de bu konuyu gündeme getirdikten sonra büyük bir ümitsizlik olduğunu gördüm. Bu konu yıllardır konuşuluyor ve halk cezaevinin kalkacağına inanmıyor. Yer planlaması noktasında hem İzmirlilerin, hem Bucalıların hassasiyetleri ciddi anlamda önemli. Bakanlığımızla bir araya geleceğiz, Buca’nın ve İzmir’in menfaati ne gerektiriyorsa planlayarak devam edeceğiz. Bu siyaset üstü bir konu, cezaevin el birliği ile kaldırmamız lazım” diye konuştu.

İzmir'de aranan 334 kişi yakalandı

 İZMİR'de, polis ekiplerince 'huzur ve güvenliğin sağlanması' amacıyla gerçekleştirilen denetimlerde, çeşitli suçlardan aranan 334 kişi yakalandı. Şüphelilerden 4'ünün FETÖ/PDY soruşturması kapsamında arandığı ortaya çıktı.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, son bir haftada kent genelinde, huzur ve güvenliğin sağlanması amacıyla denetim yaptı. 17 bin 768 kişinin kimlik sorgusu yapılan denetimlerde çeşitli suçlardan aranan 334 kişi yakalandı. Yakalananlardan 4'ünün FETÖ/PDY soruşturması kapsamında arandığı öğrenildi. 458 araç ile 247 motosikletin de  incelendiği denetimlerde 11 ruhsatsız tabanca, 164 mermi, 10 pompalı tüfek, 110 fişek ile 128 gram esrar, 8 gram kokain ve 814 uyuşturucu hap ele geçirildi.
Kumar oynatılan 56 iş yeri ile bin 492 şüpheli hakkında ise idari işlem yapıldı.

Rifat Sait: Anneleri Diyarbakır Anneleri ve asker Anneleri için Türkiye’ye geliyor

  11 Temmuz 1995 tarihinde Bosna-Hersek’in Srebrenica şehrinde Sırplar tarafından Müslüman Boşnaklara yapılan katliamda 8372 Boşnak bir günde şehit edilmişti. Bu katliam insanlık tarihinin en kara sayfalarından biri olmuştu.  İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da yapılan en büyük katliamın en önemli mağdurları o gün şehit edilen 8372 Boşnak’ın Anneleridir. Bu Anneler, daha sonra “Srebrenica Anneleri “ diye adlandırılan Derneği kurdular. İşte bu savaş mağduru Anneler,  terörist PKK örgütü tarafından çocukları zorla dağa kaçırılan ve eylem yapan Diyarbakır Annelerine ve kahraman Mehmetçik Annelerine destek ve moral için Türkiye’ye geliyorlar.

Bu konuda bir açıklama yapan 24.Dönem İzmir milletvekili ve Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) Başkanı Rifat Sait: “ Bosna-Hersek’ten gelecek olan “ Srebrenica Anneleri” Derneği’nin 94 üyesinin tüm Dünya’ya çok önemli mesajlar vereceğini belirterek, onların Türkiye’ye yapacakları bu önemli ziyaret Diyarbakır Annelerine ve Asker Annelerine büyük moral olacak” dedi.

Sait şöyle devam etti:

“Bosna-Hersek’ten Srebrenica şehitlerinin Anneleri Türkiye’ye geliyor. Srebrenica Anneleri, uluslararası camiada çok tanınan önemli bir STK’dır. Srebrenica Annelerini temsilen 94 Boşnak Anne, 12 Ekim Cumartesi günü Bosna-Hersek’ten yola çıktılar. İki otobüs dolusu Boşnak Anne kısmetse 13 Ekim Pazar akşamı (Bu akşam)  İzmir’de olacaklar ve onlarla birlikte

BASIN AÇIKLAMASI

14 Ekim Pazartesi günü sabah 11.00’da İzmir Saat kulesi önünde basın açıklaması yapacağız. 

Srebrenica Annelerini Kısmetse 14 Ekim Pazartesi saat 12.00 gibi İzmir’den Diyarbakır’a uğurlayacağız. Srebrenica Anneleri Allah kısmet ederse 16-17 Ekim tarihlerinde Diyarbakır’da eylem yapan Diyarbakır Annelerinin yanında olacaklar ve Diyarbakır Annelerine moral ve destek verecekler. Srebrenica Anneleri daha sonra Ankara’ya dönecekler ve 18-19 Ekim tarihlerinde Ankara’da bazı kurum ve kişilere ziyarette bulunacaklar. Daha sonra Bosna-Hersek’e dönecekler.

Srebrenica Anneleri, içlerinde Bosna Hersek’ten 17 STK temsilcisi, 5 Akademisyen olmak üzere toplam 94 kişi olacaklar.  Türkiye gelişleri kapsamında Türkiye’deki Suriye Mülteci kampını ve Şehit Aileleri Derneğini ziyaretleri de planladıkları biliniyor. Toplamda yaklaşık karayolu ile 4500 Km yol kat edecek olan 94 Boşnak Annenin 21 Ekim gibi Bosna-Hersek’e dönmesi bekleniyor. Srebrenica Annelerine Türkiye’de İzmir Boşnaklar Derneği ve BASAM ev sahipliği yapacak. Gezi boyunca İzmir Boşnaklar Derneğinden iki kişi misafirlere refakat edecekler.“

Rifat Sait

24.Dönem İzmir milletvekili

Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) Başkanı

Tel.5303033535

CHP MYK’dan olağanüstü toplantı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye’de ‘Barış Pınarı’ harekâtının ardından Merkez Yönetim Kurulu’nu dün olağanüstü topladı. Toplantıda, iktidarın Trump’a tepki göstermesi ve Şam yönetimiyle görüşme önerileri çıktı.

MYK’da, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde terör örgütleri DEAŞ ve PKK/YPG’ye yönelik ‘Barış Pınarı’ harekâtı tüm detaylarıyla değerlendirildi. Edinilen bilgiye göre Dış İlişkilerden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, harekâta yönelik diğer ülkelerin tepkileri ve ABD’deki yansımasıyla ilgili bilgi verdi. Kılıçdaroğlu, ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’ye yönelik “tehdit ve hakaret” olarak değerlendirilen açıklamalarına karşı hükümetin sessiz kaldığını belirtti.
MYK’da yapılan değerlendirmelerde, Trump’ın tutumunun Türkiye’yi kısıtlayıcı bir içerikte olduğu dile getirildi. Trump’ın farklı açıklamalarla dünya nezdinde Türkiye’nin onurunu zedelediği, hükümetin Trump’a karşı bir tepki vermesi gerektiği vurgulandı.

Toplantıda, PYD’yi Türkiye’nin dışında terör örgütü olarak kabul eden ikinci bir devletin de Suriye olduğuna dikkat çekilerek, bu süreçte Ankara ile Şam arasında hiçbir aracı olmadan, doğrudan iletişimin kurulmasının bölgenin geleceği açısından gereksinim olduğu dile getirildi. ABD’nin Türkiye’nin sorumluluğunda olmasını istediği harekât bölgesinde bulunduğu söylenen DEAŞ’lı teröristlerin asıl muhatabının Şam olduğu kaydedildi.

YAPTIRIM MESAJI

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, MYK’nın ardından yaptığı basın toplantısında da ABD’den yönelen yaptırım açıklamalarına ilişkin “Emperyal güçlerin bütün yaptırımlarına CHP hayır diyor, karşı bir duruş sergiliyor. Emperyal güçlerin Türkiye’nin geleceğini belirlemesi, CHP tarafından kabul edilebilir bir şey değildir” diye konuştu.

ERDOĞAN’LA NE KONUŞTULAR

- CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan’ın, Suriye’ye harekâtın başlamasının ardından, henüz kamuoyuna duyuru yapılmadan Kılıçdaroğlu’nu bilgilendirmek için telefonla aradığında ne konuşulduğu merak ediliyordu. Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na telefonda, “Saat 16.00’da harekâtı başlattık. Hazırlıklarımız iyi, morallerimiz yüksek. Gayet iyi gidiyoruz” dediği belirtildi. Kılıçdaroğlu’nun da Erdoğan’a, “Allah yardımcımız olsun. Askerlerimiz sağ salim dönsünler” diye karşılık verdiği kaydedildi.

Yer İzmir... Baskın yapan ekipler bile şaşırdı

İzmir'in Buca ilçesinde zabıta ekipleri, okul önlerinde midye satan seyyar satıcıların izini sürerek merdiven altı midyecilere suçüstü yaptı. Bir binanın çatı katında, sağlıksız koşullarda üretilen yaklaşık 100 kilo midyeye el konarken, sağlıksız ortam ekipleri bile şaşırttı.

Midye satışlarını mercek altına alan Buca Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, sağlıksız ortamda üretim yapan midyecilere baskın yaptı.

Özellikle son dönemde okul önlerinde artan seyyar satışlar üzerine midyecilerin izini süren zabıta ekipleri, Gediz bölgesinde yer alan merdiven altı üretim yerini belirledi.

Bir binanın çatı katında gerçekleştirilen üretim yerini basan ekipler, midyelerin yerde, hiçbir hijyen önlemi alınmadan, kirli kaplar içindeki kirli sularda hazırlandığını tespit etti.

Uzun süre bekleyen ve defalarca kullanılarak mikrop üreten kaplarda hazırlanan yaklaşık 100 kilo midyelere anında el konuldu.

O MİDYELERİ OKUL ÖNLERİNDE, PARKLARDA SATIYORLARMIŞ

İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün verdiği gıda belgesi ve belediyeden alınan işletme ruhsatı olmadan sağlıksız koşullarda üretim yapan işletmeye hakkında yasal işlem başlatıldığı öğrenildi.

Toplanan midyelerin İzmir genelindeki okul önleri başta olmak üzere çok sayıda; park, kafe, alkollü içki mekanı önünde satıldığı tespit edildi.

Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç da yürütülen çalışmalar için zabıta ekiplerine teşekkür ederek vatandaşları uyardı.

Kılıç, "Çocuklarımız ve gençlerimiz bizim her şeyimiz.

Piyasada ucuz ve yaygın bir şekilde hazırlanan midye, sağlıksız koşullarda üretildiğinde hızla bakteri üreterek bağışıklık sistemini olumsuz etkilerken; kirli sulardan toplanan midyeler ise Hepatit A hastalığına yol açabiliyor.

Aldığınız gıda ürünleri başta olmak üzere tüm ürünlerin kalite, kontrol, izin gibi belgelerini görüp öyle alışveriş yapın” diye konuştu.

İZMİR'in Buca ilçesinde bu yıl 8'inci kez gerçekleştirilen Yörük Türkmen Şöleni, renkli görüntülere sahne oldu.

Düzenlenen Yörük şöleninde sunumda KHA ödüllü Şehriban Tekce sunumu 

üstlendi

İZMİR'in Buca ilçesinde bu yıl 8'inci kez gerçekleştirilen Yörük Türkmen Şöleni, renkli görüntülere sahne oldu. Buca Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinlikte Yörük ve Türkmen kültürü, Yörük çadırından mutfağına, Yörük göçünden gelin almasına kadar yaşatıldı.

Türklerin yüzlerce yıllık değeri Yörük kültürü Buca'da canlandırıldı. İzmir Yörükler Derneği tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Buca Belediyesi katkılarıyla gerçekleştirilen 8. Geleneksel Yörük Türkmen Şöleni'nde renkli anlar yaşandı. Buca Kırıklar'daki Yörük Obası Piknik Alanı'nda gerçekleştirilen şenliğe Buca Belediye Başkanı Av. Erhan Kılıç, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve çok sayıda Yörük Türkmen dernek başkanı katıldı. Temsili Yörük göçüyle başlayan etkinliğe geleneksel kıyafetleriyle gelen Yörükler, deve sırtında temsili gelin alma ritüeli gerçekleştirdi. Alana kurulan Yörük çadırının yanı sıra, folklor, müzik, mehter, cirit ve çeşitli gösteriler yapılırken, Yörük kültürüne özgü lezzetler ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.

Şenlikteki sözlerine kendisinin de bir Yörük olduğunu ifade ederek başlayan Başkan Kılıç, "Buca'da Yörük Türkmen geleneğini yaşatmaya çalışıyoruz. Gelecek nesillere, çocuklarımıza Yörük Türkmen geleneğinin en güzel yanlarını yansıtmak istiyoruz. Yörük Türkmen geleneğinin o fedakâr, vatanı için, milleti için, bayrağı için, ülkesi için yeri geldiğinde canını vereceği o kültürünü gelecek nesillere aktarmak için mücadele veriyoruz" diye konuştu.

Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna kadar Yörük ve Türkmenlerin tarihte önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Kılıç, "Yörükler geçmişten günümüze Türk kültürünün korunmasında ve yayılmasında etkin rol oynamışlardır.  Anadolu kültürünün, sevginin, saygının gelecek kuşaklara aktarılmasında öncü olmuşlardır. Biz bu geleneklere sahip çıkarak daha da yaygınlaştıracağız. Bir Yörük torunu olarak söylüyorum, Yörük geleneğimizi göreneğimizi yaşatmak bizim boynumuzun borcudur" dedi.