-->

Çeviri

27 Haziran 2020 Cumartesi

“Ara Güler Merhaba İzmir” sergisi ziyarete açılıyor

 Arkas Sanat Merkezi, Covid-19 pandemi sürecinde geçici bir süreliğine ziyarete kapattığı “Ara Güler, Merhaba İzmir!” sergisinin kapılarını tüm hijyen ve sosyal mesafe önlemlerini alarak 01 Temmuz’dan itibaren tekrar açıyor. Arkas Deniz Tarihi Merkezi de 02 Temmuz’dan itibaren ziyaret edilebilecek. Binalara sınırlı sayıda ziyaretçi alınacak olması nedeni ile ziyaret öncesi rezervasyon yapılması gerekiyor.

Arkas Sanat Merkezi’nde, Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi (AGAVAM) tarafından Ara Güler Müzesi iş birliğinde düzenlenen, “Ara Güler, Merhaba İzmir!” sergisi, Covid-19 pandemisi sebebiyle bir süreliğini ziyarete kapatılmıştı. Bu süreçte sergiyi gezmek isteyenleri arkassanatmerkezi.com web sitesinde yer alan 3D tura yönlendiren merkez, 01 Temmuz itibariyle sergiyi canlı gezmek isteyen sanatseverlere tüm önlemlerini alarak kapılarını yeniden açıyor. Ara Güler sergisi yeniden “Merhaba İzmir” diyor.
Ziyaretçilerin en güvenli şekilde sergiyi gezmeleri için gerekli önlemleri alan Arkas Sanat Merkezi, ziyaret öncesi (0232) 464 66 00 numaralı telefondan mutlaka rezervasyon yaptırılması gerektiğini belirtiyor. Binaya maskesiz ve eldivensiz girilemeyeceğini, ateş ölçülmü yapıldıktan sonra güvenlik kontrolüyle birlikte ellerin dezenfekte edilmesi gerektiğini önemle vurguluyor.
Arkas Sanat Merkezi, tüm sanatseverleri güvenli bir şekilde ağırlayabilmek için toplam ziyaret süresini de 30 dakika tutacak, ziyaret öncesi telefonlarına Arkas Sanat Merkezi uygulamasını indiren ziyaretçiler sergiyi sesli rehber ile gezebilecekler ve her ziyaretçiden sonra sergi alanları dezenfekte edilecek.
İzmir Fotoğrafları İlk Kez Gün Yüzüne Çıkıyor…Kendine Has Deyişiyle “Merhaba İzmir”…
Ara Güler’in daha önce sergilenmemiş İzmir ve civarına ait fotoğraflarının yer aldığı sergi, sanatçının ikonik İstanbul fotoğrafları, Türkiye ve dünyada kültür sanat alanında önemli isimlerin portreleri ile 700’den fazla eseri görme fırsatı sunuyor. Ayrıca kişisel arşivinden kameraları ve eşyaları da sergilenen eserler arasında.
Ara Güler’in gözünden 1950/60/70/80’li yıllara ait bugüne kadar sergilenmemiş İzmir fotoğrafları ile Efes başta olmak üzere İzmir Agora’sı, Bergama, Allianoi gibi antik kentlerin yıllar içerisindeki değişimini gösteren orijinal siyah beyaz karanlık oda fotoğraflar da ilk kez gün yüzüne çıkıyor.

“Sevgisiz insan, insansız da fotoğraf olmaz” diyerek, insanı hep fotoğraflarının odağına oturtmuş Ara Güler’in kadrajından Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Oğuz Atay gibi Türk Edebiyatı’nın önde gelen isimlerine ait 100 adet portre yer alıyor. Bunların yanı sıra, Yeryüzünde Yedi İz serisinden Bertrand Russel, Tennessee Williams, louis Aragon, William Saroyan, Marc Chagall, Salvador Dali ve Pablo Picasso’nun Ara Güler tarafından çekilmiş portreleri de sergileniyor.
Sergi kapsamında yer alan Ara Güler’in kariyeri boyunca kullandığı kameraları, basın kartları, kaşe ve ıstampaları, kontakt baskıları, kendi hazırladıgı kitap maketleri; Güler’in çalısma metotlarını ve fotoğrafçı yönünü ortaya koyarak hayatının çesitli dönemlerini takip etme şansı sunuyor.
Ara Güler’in 1975 yılında Yavuz zırhlısının sökülmesini konu alan ‘Kahraman’ın Sonu’ isimli 17 dakikalık belgeseli ve belgeseli çektiği kamerası da sergide görülüyor.
Arkas Deniz Tarihi Merkezi de Yeniden Açılıyor
Geçmişi 1800’lere kadar uzanan tarihi binasında M.Ö. 3 bin yılından günümüze uzanan denizcilik tarihine ışık tutan Arkas Deniz Tarihi Merkezi de sağlık ve hijyen koşullarıyla ilgili tüm önlemlerini alarak kapılarını yeniden açıyor. 02 Temmuz’dan itibaren; Salı, Perşembe ve Cumartesi günleri saat 11:-17:00 arası ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.

23 Haziran 2020 Salı

Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün barolara yönelik yasal düzenleme tartışmalarına ilişkin, "Ortada henüz bizim bile daha vakıf olduğumuz bir teklif yok." sözlerine karşılık, "Sana niye sorsunlar ki? Bir paralel yapılanma olduğunun farkında değil misin?


Kılıçdaroğlu: Baroların yürüyüşünü saygıyla karşılıyoruz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Anayasaya göre barolar, kamu tüzel kişi niteliğindedir.
Kılıçdaroğlu: Baroların yürüyüşünü saygıyla karşılıyoruz
23.06.2020 16:10 | Son Güncelleme: 23.06.2020 16:13
'BAROLAR HAK ARIYOR, YÜRÜYECEKLER'CHP Lideri Kılıçdaroğlu, barolarla ilgili düzenlemeye karşı çıkmak amacıyla Ankara'ya yürüyen baro başkanlarına da destek verdi. Kılıçdaroğlu, yargı sistemine yönelik eleştirilerde bulunarak, şunları söyledi:  "Yargıya olan güveni sağlayacak olan unsurlardan biri de avukatlardır. Yargıyı kontrol altına aldılar. Sıra geldi savunmayı almaya. Baroları parçalayacaklarmış, kanun çıkaracaklarmış. Anayasaya göre barolar, kamu tüzel kişi niteliğindedir. Yani bir devlette iki tane merkez bankası olmaz. Aynı şehirde iki vali olmaz. İki maliye bakanı olmaz. Bir vilayette bir baro olur. Seçimle gelir ve seçilir. Bugün o polislere talimat verip avukatları sokmak istemeyenler ve açacağımız çadıra izin vermeyenler şunu unutmasınlar; gün gelecek siz de avukata ihtiyaç hissedeceksiniz. Avukatlık mesleği sıradan bir meslek değildir. Bizim yapacağımız ilk yargı reformunda savcı ve avukatı aynı düzeye indireceğiz. Hakimin yanında savcı olmaz. Avukatla savcı yan yana olacak. Dürüst, vicdanlı hakim olacak. Ayrımcılık yapmayacak. Biz baroların yürüyüşünü saygıyla karşılıyoruz. Kadına şiddet oluyor herkes yürüyor, işsizler yürüyor. Biz de 'adalet yürüyüşü' yaptık. Barolar da hak arıyorlar. Onlar da yürüyecekler. Silahsız ve saldırısız olmak kaydıyla yürüyüş herkesin hakkıdır. Yürüyüş yapan avukatların silahları mı var? Hayır. 'Kaldırımda yürüyelim' diyorlar."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün barolara yönelik yasal düzenleme tartışmalarına ilişkin, "Ortada henüz bizim bile daha vakıf olduğumuz bir teklif yok." sözlerine karşılık, "Sana niye sorsunlar ki? Bir paralel yapılanma olduğunun farkında değil misin? Bir adalet bakanının da sarayda olduğundan haberin yok mu?" sorularını yöneltti.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, avukatların yürüyüş yapmasına ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın onlar için çadır açmasına izin vermeyenlerin de bir gün avukata ihtiyaç duyacaklarını söyledi.
Partisinin ilk yargı reformunda savcı ile avukatın aynı düzeye indirileceğini, hakimlerin ise daha üst bir konumda olacağını belirten Kılıçdaroğlu, iktidarlarında dürüst, vicdanlı, ayrımcılık yapmayan hakimlerin görev yapacağını anlattı.
Yürüyüş yapan herkesin olduğu gibi baroların yürüyüşünü de saygıyla karşıladıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Biz de adalet yürüyüşü yaptık, üstelik CHP bayrağı kullanmadan yaptık, elimizde sadece Türk bayrağı vardı. Dünyaya mesaj verdik 'Adalet arıyoruz.' diye. Adaletin ne kadar değerli olduğunu hepimiz biliyoruz aslında. Bilmeyenler kendisini firavun yerine koyanlardır. Çünkü onlar için kendi söylediği adalettir. Onlarda vicdan da ahlak da ahlakın kırıntısı da yoktur." sözlerini sarf etti.
Türkiye'nin en zor günlerde bile ezilmediğini ve bütün baskılara direndiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, avukatların da herkes gibi Anayasa'ya göre silahsız ve saldırısız olmak kaydıyla yürüyüş hakkına sahip olduğuna dikkati çekti.
"Hangi avukat rüşvetle iş yapar?"
Kemal Kılıçdaroğlu, avukatların yürüyüş talebine yönelik olumsuz tavrın, hiçbir yerde görülmediğini, ancak gelinen noktada avukatların bu hakkı elde ettiğini belirtti.
"Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun bu olaya karşı takındığı farklı tutumun" kendisini üzdüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, "Adaleti, savunmayı en başta o savunacak. 'Avukata yeşil pasaport verdik, şimdi sesini kes.' Bunu bu anlamda düşünüyorsanız, verdiğinizi rüşvet kabul ediyorsunuz. 'Rüşvet verdim, sesini kes.' demektir bu. Hangi avukat rüşvetle iş yapar? O da adaletin savunucusudur. Bu mücadelede, avukat kardeşlerimizin haklı çığlıklarını bütün dünyaya duyurmalarından memnun oluyoruz. Yasa dışı bir şey yapmıyorlar, en temel Anayasal haklarını kullanıyorlar." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Gül'ün barolara yönelik yeni yasal düzenleme tartışmalarına ilişkin, "Ortada henüz bizim bile daha vakıf olduğumuz bir teklif yok." değerlendirmesinde bulunduğunu anımsatarak, "Sayın Bakan rejim değişti haberin yok mu? Bunlar Adalet Bakanlığında hazırlanmıyor. Ayrıca sana niye sorsunlar ki? Bir paralel yapılanma olduğunun farkında değil misin? Bir adalet bakanının da sarayda olduğundan haberin yok mu? Bir Hazine Bakanı var damat. İki yerde, onun dışında bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir de sarayın örgüt yapısı var. Sana niye sorsunlar?" ifadelerini kullandı.
Yeni sistemde bakanların değil milletvekillerinin kanun teklifi hazırlayabildiklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Biz de biliyoruz ki bunları kapalı kapılar arkasında hazırlıyorsunuz, götürüp AK Parti milletvekillerinin ellerine veriyorsunuz. Onlar da bilmedikleri bir teklifi imzalıyorlar. Meclise geliyor. Aslında kocaman ayıp bir oyunu oynuyoruz. Devletin bürokrasisi açıkça değil, gizli kapalı mahvillerde, gizli kapalı teklifleri hazırlayıp milletvekillerinin ellerine veriyorlar. AK Parti veya MHP milletvekili teklifi nasıl savunacağını bilmiyor, çünkü içeriğini bilmiyor. Koskoca TBMM bu konuma getirildi." değerlendirmesinde bulundu.
"Torpili var"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci Saygı Öztürk'ün bir haberi doğrulatmak için birden çok kanaldan araştırma yapan saygın bir basın mensubu olduğunu söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bir haberinden dolayı Öztürk'ü suçladığını savunan Kılıçdaroğlu, "Saygı Öztürk, Türkiye'nin duayen, saygıdeğer gazetecilerinden birisidir. Yazdığı her haber doğrudur. Haber doğru değilse çıkıp rahatlıkla özür dileyebilecek bir yapıya, kültüre sahip bir arkadaşımızdır. Bugüne kadar okuduğum, gördüğüm kadarıyla Saygı Öztürk bütün haberlerinin arkasında durmuştur." dedi.
Kılıçdaroğlu, Öztürk'ün söz konusu haberindeki iddiaları aktararak, "Şimdi bütün Trabzonluların ve bütün Türkiye'nin vicdanına sesleniyorum: Senin çocuğun devlet memuru olmak için kursa gider, sınava hazırlanır, KPSS'ye girip başarı elde ederse açık kadroya atanır. Bu beyefendi hiçbir yere girmiyor, güçlü bir torpili var." diye konuştu.
Söz konusu olayda özel hayata ilişkin bir eleştiri olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Sonra Trabzon yetmiyor tabii, Ankara'da Kültür Müdürlüğüne tayin ediliyor. Yemin ediyorum, bunlar da ahlak, vicdan, adalet duygusunun kırıntısı bile yok. Bunu haber yapan gazeteciye ağza alınmadık her türlü hakareti yapan, canımızı emanet ettiğimiz İçişleri Bakanı. İçişleri Bakanının çıkıp Saygı Öztürk'ten özür dilemesi lazım." değerlendirmesinde bulundu.
İktidarın namus kavramına verdiği değeri gösterebileceğini savunan Kılıçdaroğlu, "TBMM'ye gelip, 600 milletvekilinin yüzüne bakıp 'Tarafsız olacağıma dair namusum ve şerefim üzerine ant içerim.' deyip bugün bir partinin genel başkanlığını üstleniyorsa, ben bakana sormak istiyorum namus bunun neresinde?" sözlerini sarf etti.
Kılıçdaroğlu, Serik'te yolsuzluk iddiasını daha önce de gündeme getirdiğini anımsatarak, "Namus dediğiniz kavram eğer sokağa düşmediyse bu rüşveti alanı bulur mahkemeye çıkarırsınız. Asıl rüşvet olayını kapatmak namussuzluktur." şeklinde konuştu.
"Gerçek anlamda bir hakim mi?"
Bazı tutuklu gazetecilerin yarın yargı önüne çıkacağını anımsatan Kılıçdaroğlu, söz konusu kişilerin 100 günden fazla zamandır haksız yere hapiste tutulduklarını öne sürdü.
Bu kişilerin onurlu duruşlarından vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, "Bunlar gazeteciliği gazetecilik olsun diye yaparlar; birilerine yaranmak için değil, halkın haber alma hakkına yaparlar. Bakalım hakim ne diyecek? Hakim gerçek anlamda bir hakim mi yoksa saraydan emir bekleyen bir hakim mi? Bakalım bir adaletsizliği sürdürecek mi, yoksa bir adaletsizliğe 'Yeter artık, bu kadar da olmaz.' mı diyecek?" ifadelerini kullandı.
"Gazeteci Müyesser Yıldız'ın telefon görüşmelerinin dinlendiğine ve bunların İçişleri Bakanına servis edildiğine" ilişkin yazısını aktaran Kılıçdaroğlu, "Hakimin, savcının görmesi gereken bir olayda, önce servisi siyasi otoriteye yapıyorsunuz. Bunlar devlet yönetiminde olmaması gereken uygulamalardır." diye konuştu.
"Dikta yönetiminin Türkiye'deki yansımaları..."
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi'nin Selahattin Demirtaş ve Eren Erdem'e yönelik "hak ihlali" kararlarını hatırlatarak, "Yargıdan, yargıçtan zaman zaman şikayet ediyoruz ama elbette ki Türkiye Cumhuriyeti'nde görev yapan saygın hakimler, savcılar var. Adaleti savunan, adaletten yana olan, vicdan sahibi, yasaları uygulayan, hukukun üstünlüğüne inanan, AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyan, yargıçların kararlarda istikrar sağlanmasına katkı veren ve bu çerçevede karar veren saygıdeğer hakimler var." ifadelerini kullandı.
Demirtaş'ı işaret eden Kılıçdaroğlu, "Düşüncelerini beğenirsiniz beğenmezsiniz, katılırsınız katılmazsınız o ayrı bir şey, ama bir insanı haksız hukuksuz yere hapse atarsanız, tahliye kararlarını uygulamamak için elli dereden su getirip tekrar hapse atarsanız, toplumun vicdanı kanar. Yazıktır günahtır, adalete, insanlığa bu kadar zulmetmeyin. Bir kişi hapis yattıysa yattı, cezasını çektiyse çekti, tahliye kararı alındıysa uygulayacaksınız. Hangi gerekçeyle uygulamıyorsunuz? 'AİHM kararlarını da uygulamam.' diyor. Bu, dikta yönetiminin Türkiye'deki yansımalarıdır." sözlerini sarf etti.
"Pandemi sürecinde esnaf korundu mu?"
Kılıçdaroğlu, Kovid-19 pandemisinde tüm kesimlerin tedbir aldığını, iş yerlerinin kapandığını, kişilerin gelir ve sağlık sorunları yaşadığını, kadına yönelik şiddet vakalarının çıktığını söyledi.
Doktorların günün 24 saati emek sarf ettiklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, sağlık çalışanlarını kutladı.
Bu süreçte en büyük zararı görenlerin esnaf olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, devletin, pandemi nedeniyle iş yerlerini kapatan esnafa yönelik Anayasa'dan kaynaklanan koruyucu ve destekleyici tedbirleri hayata geçirmesi gerektiğine işaret etti.
Kılıçdaroğlu, "Pandemi sürecinde esnaf korundu mu, desteklendi mi?" sorusunu yönelterek, partisinin milletvekilleri ve il yöneticilerinden esnafın durumunu bütün illerde incelemelerini istedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Anayasaya göre barolar, kamu tüzel kişi niteliğindedir. Bir vilayette bir baro olur. Biz baroların yürüyüşünü saygıyla karşılıyoruz" dedi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesinin 1'inci yıl dönümü olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 1 yıllık icraatlarını anlatmak için İstanbullularla bir araya geldiğini söyledi. Kendisinden İstanbullular için mesaj istendiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Şimdi sizinle o mesajı paylaşıyorum:  Sevgili İstanbullular; bizler 'Martın sonu bahar' diyerek yola çıktık. Her yerde bu sloganı kullandık. Dilimizde baharın coşkusu, yüreğimizde insan sevgisi vardı. Bu kadim şehrin sorunlarını çözmek için yola çıktık. Halka hizmet edecek arkadaşımızın adı Ekrem İmamoğlu'ydu. Ama önümüze engeller kondu. Dünyada örneği olmayan kararlara imza atarak seçimi geçersiz saydılar. Hep birlikte bir tarih yazdık. Zalimin zulmüne fırsat vermedik. Dik ve onurlu duruşumuzla 'Her şey çok güzel olacak' dedik ve bütün dünyaya, 'Türkiye'de demokrasiden yana olanlar kazandı' mesajını verdik. Bu kadim şehri ayağı kaldırma zamanı. Sevgi, hoşgörü ve kucaklaşma zamanı şimdi" dedi.

20 Haziran 2020 Cumartesi

BUCA Belediyesi vatandaşlara sessizlik çağrısı yaptı

BUCA Belediyesi, binlerce öğrencinin lise sınavı için ter dökeceği LGS öncesi ilçede gürültü oluşmaması zabıta ekipleri, yüksek ses oluşturabilecek unsurları uyarırken, vatandaşlara sessizlik çağrısı yapıldı.Buca Belediyesinden LGS için gürültü uyarısı
Buca Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, Türkiye genelinde yaklaşık 2 milyon öğrencinin hafta sonu ter dökeceği Liselere Giriş Sınavı (LGS) öncesi gürültü önlemi aldı. 20 Haziran Cumartesi günü saat 09.30'da başlayacak sınav öncesi kent genelinde sükunetin sağlanması için çalışma başlatan ekipler, sınavlardan bir gün önce Buca'daki okulların çevresinde bulunan gürültü unsurlarını tespit etti. İnşaat alanları gibi yüksek ses oluşturabilecek unsurlar ekiplerce uyarıldı.  Buca Belediyesi, sınav günü sokağa çıkma kısıtlaması uygulansa da öğrencileri rahatsız edecek yüksek ses olmaması için vatandaşlara ise sessizlik çağrısı yaptı. Özellikle okul çevresinde ikamet eden vatandaşların yüksek sesli faaliyetlerden uzak durmaları için sosyal medya üzerinden "Sınav günü sessizlik günü" mesajıyla çağrı yapıldı.

10 Haziran 2020 Çarşamba

82 gün sonra at yarışları tekrar 'merhaba' diyor!

82 gün sonra at yarışları tekrar 'merhaba' diyor!

Corona virüsü pandemisi nedeniyle ara verilen at yarışı heyecanı bugün İstanbul ve Elazığ at yarışları ile başlayacak.

Adil Demirçubuk / Spor Arena Yarışseverlerin gözü bugün saat 13.30’dan itibaren İstanbul Veliefendi Hipodromu’nda olacak. 20 Mart’tan bu yana koşamayan safkanlar, çim piste çıkacak. Heyecan akşam da Elazığ Hipodromu’nda sürecek. Yarışlar şimdilik seyircisiz.
Hasret bitiyor; Türkiye’de spor faaliyetleri bugün at yarışları ile yeniden start alıyor... Bugün gündüz İstanbul Veliefendi, akşam da Elazığ Hipodromu’nda yapılacak yarışlarla, spora uzun bir aranın ardından tekrar “Merhaba” diyeceğiz.
Koronavirüs salgını nedeniyle 20 Mart’ta ara verilen yarışlarda safkanlar, 82 gün aradan sonra ilk kez yarış için piste çıkacak. Türkiye Jokey Kulübü (TJK), Kovid-19 pandemisi tedbirleri kapsamında bütün hipodromlarda olağanüstü tedbirler aldı.
Gazi Koşusu’nun provası koşulacak
KOViD-19 riskini minimum düzeye indiren önlemler kapsamında yarışlar seyircisiz olarak gerçekleştirilecek. Bu yıl ötelenen yarış programı nedeniyle Gazi Koşusu, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda yapılacak. Dev yarışın ilk provası da bugün Veliefendi Hipodromu’nda gerçekleştirilecek. Ergin Talay ve Orhan Meker Serbest Handikapı Koşuları’nda 3 yaşlı safkan İngiliz safkanları ter dökecek. Gözler, Ergin Talay Koşusu’nda büyük favori gösterilen ve piste çıktığı 8 yarışın son 7’sini kazanan jokey Ahmet Çelik idaresindeki Call To Victory’nin üzerinde olacak.
SERDAL ADALI’DAN ZAM MÜJDESi
Türkiye Jokey Kulübü Başkanı Serdal Adalı, atçılıkta ileri gitmiş diğer ülkelerin aksine, yarışların ikramiyelerine ortalama yüzde 5 zam yaptıklarını açıkladı. Avrupa’daki yarış ikramiyelerinin düştüğüne dikkat çeken Adalı, “Biz, yüzde 10 olan at sahibi primini de sene sonuna kadar yüzde 15’e çıkardık. Ayrıca bundan sonra 12 at koşulu aranmaksızın tüm yarışlarda 5’inciye de ikramiye vereceğiz” diyerek at yarışıseverlere ve atçılara müjde verdi.
"GAZi, ÇOK GÜZEL BiR TARiHE DENK GELDi"
Hipodromlarda Kovid-19 ile mücadele kapsamında gereken tüm önlemleri aldıklarını söyleyen Türkiye Jokey Kulübü Genel Sekreteri Ahmet Özbelge, “Uzun süredir yarışların yapılamaması nedeniyle kalabalık programlarla karşılaşacağız” dedi. Özbelge, “Güzel ve çekişmeli yarışlar bizleri bekliyor. Gazi Koşusu güzel bir tarihe denk geldi. 30 Ağustos’ta çok anlamlı ve güzel bir günde derbimizi Veliefendi’de gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
TJK’DAN 7 ALTIN KURAL
Yarışların seyircisiz olarak koşulacağı hipodromlara girme izni bulunanların maske takması ve sosyal mesafeye uymaları zorunlu. Atı koşan veya koşmayan at sahibi, antrenör ve seyisler tribüne ve pist kenarına alınmayacak.
TjK, yeni tip koronavirüsten korunma tedbirleri kapsamında Türkiye’deki hipodromlarda 7 maddeden oluşan bir kurallar listesini yürürlüğe koydu.
SEYiRCi ALINMAYACAK
1: Yarışlar seyircisiz gerçekleştirilecek.
MASKE ZORUNLU
2: Hipodromlara giriş izni olan herkesin maske takması ve sosyal mesafeye uyması zorunlu.
JOKEY KARAR VERECEK
3: Jokeylerin koşu sırasında maske takmaları zorunlu değil.
PADOĞA YENi KURAL
4: Padok alanlarına atın jokeyi ve seyisleri dışında, at sahibi ve antrenör olmak üzere toplam iki kişi girebilecek.
TRiBÜNE GiRMEK YASAK
5: Atı koşan veya koşmayan at sahibi, antrenör ve seyisler tribünde ve pist kenarında yarış izleyemeyecek.
TV’DEN iZLEYECEKLER
6: Atı koşan at sahipleri ve antrenörler salonlarda; atı koşan seyisler ise tribün içindeki TV’lerden koşuları izleyecek.
SADECE JOKEYLER
7: Hipodromlardaki jokey odasına, sadece yarış günü at binecek jokeyler girebilecek.
PADOKTA DA SOSYAL MESAFE
Koronavirüs ile mücadele kapsamında tarihte görülmemiş tedbirler alan TJK, tüm hipodromları defalarca dezenfekte ettirdi ve hijyenin sağlanması için katı kurallar koydu. Bu çerçevede padok alanlarında sosyal mesafe kurallarına uyulması için sınırlar çizildi. At sahibi, antrenör ve jokey, belirlenen alan içinde olacak. Padoğa başka kimse alınmayacak.
Maske takılması konusunda hassas davranan TJK, bu yasağa uymayanlara kim olursa olsun 15 gün hipodroma alınmama cezası verecek ve bu konuda sıfır tolerans uygulanacak.
ÖNEMLi KOŞULAR VE TARiHLERi
TBMM Koşusu - 4 Temmuz
Dişi ve Erkek Tay Deneme Koşuları - 12 Temmuz
Tarım ve Orman Bakanlığı Koşusu - 25 Temmuz
Kısrak Koşusu - 2 Ağustos
GAZi KOŞUSU - 30 AĞUSTOS
TJK Koşusu - 4 Ekim
Ankara Koşusu - 24 Ekim
Uluslararası Yarış Festivali - 24-25 Ekim
Çaldıran Koşusu - 8 Kasım
Cumhuriyet ve Cumhurbaşkanlığı Koşuları - 14 Kasım

7 Haziran 2020 Pazar

Gediz’in yavruları

Gediz’in yavruları

Anadolu’nun ‘allı turnası’ flamingoların bulunduğu Gediz Deltası’nda, mevcut doğal kuluçka adasının dalga erozyonuyla erimesi nedeniyle 2012 yılında oluşturulan 6.5 dönümlük yapay kuluçka adasında, her geçen yıl daha çok sayıda yavru doğuyor.

Doğa Koruma ve Milli Parklar 4. Bölge Müdürlüğü İzmir Şubesi ekipleri, bu sene de yapay adada üreme dönemi öncesinde hayvanların yuva yapmasını kolaylaştırmak için toprağı çapalayarak yumuşamasını sağladı. Adanın etrafını ahşap çit ile çeviren ekipler, yumurtaları yabani hayvanlardan korumuş oldu. Böylece dünyanın en büyükleri arasında gösterilen adada, 30 günlük kuluçkayı tamamlayan 18 bin yavru yumurtalarından çıktı. 

3 Haziran 2020 Çarşamba

İş yerlerine su dolan Kemeraltı esnafından belediyeye altyapı tepkisi

İş yerlerine su dolan Kemeraltı esnafından belediyeye altyapı tepkisiİZMİR'de dün etkili olan sağanakta su baskınlarının yaşandığı tarihi Kemeraltı Çarşısı esnafı, her yağmurda aynı sorunla karşılaştıklarını belirterek İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne tepki gösterip, soruna bir çözüm bulunmasını istedi.
Konak ilçesindeki, kente gelen turistlerin ziyaret etmeden gitmediği tarihi Kemeraltı Çarşısı esnafı, dün etkili olan sağanak nedeniyle zor anlar yaşadı. Yağmur suları dükkanların içine kadar girdi. İş yerlerindeki suları tahliye eden esnaf, mazgallardan taşan pis suyu temizledi. Çarşıda bulunan Küçük Demir Han'da ise esnaf, hazırda tuttukları yağmur çizmelerini giyerek kovalarla suyu boşalttı.
Yıllardır su baskını sorununun çözülmediği çarşıda malları zarar gören esnaftan bazısı dükkanının önüne kum torbası koyuyor, bazısı ise bariyer yaparak suların içeri girmesini önlemeye çalışıyor. Çarşının özellikle çukurda kalan birçok bölgesi, her yağmur yağışında göle dönüyor. Baharatçıdan gelinlikçiye, şekerciden kuyumcuya, çarşıda dükkanı bulunan esnaf, sorunun giderilmesini istiyor.
'PİS SULAR GELİYOR, SAĞLIĞA ZARARLI'
Kemeraltı Çarşısı'nda su baskınlarının yoğun olarak yaşandığı noktalardan Küçük Demir Han'da 35 yıldır çay ocağı işleten Ali Özcan, "Kemeraltı deniz seviyesine yakın olduğu için aşırı yağmurlarda altyapı yetersiz geliyor. Hanımız da eski olduğu ve alçak kaldığı için su doluyor, 1-2 saat mağdur oluyoruz. 2-3 saat mekanlarımızda oturuyoruz, satış yapamıyoruz. İçeri de giriyor, temizlemek zorunda kalıyoruz. Kokulu, pis sular geliyor, sağlık açısından da zararlı. Yağmur çizmelerimiz hazır duruyor, çünkü burada yürümek zor oluyor" dedi.
'BELEDİYE YILLARDIR ÇOK YETERSİZ'
Çarşıda 15 yıldır abiye giysi satan Kadir Orhanlı, "Yıllardır aynı sorunu yaşıyoruz. Su bastıktan sonra pisliğiyle uğraşıyoruz. Bu yüzden kış sezonunda çok turist de gelmiyor. Yetkili kişiler bu sorunu çözmeli. Her defasında söylüyoruz ama kimse ilgilenmiyor. Seçim zamanında da söyledik. Belediye yıllardır bu konuda çok yetersiz" diye konuştu.
Kemeraltı'nda 60 yıldır esnaflık yapan Fethi Mekik ise, "Bizim dükkanın önü dere gibi oluyor, sular akıyor. İş yapamıyoruz. Bazı çukur yerlere su giriyor. Çarşıda alışveriş duruyor. Biz setimizi çekiyoruz o yüzden dükkana girmiyor. Çamur geliyor, simsiyah su akıyor. Kaç senedir çözülmedi. Hep aynı şeyi yaşıyoruz. Meteorolojiyi takip ederek, mallarımızı yukarı alıyoruz" dedi.
'HER SENE AYNI EZİYET'
Çarşıda 28 yıldır gelinlik mağazası olan Suna Gültekin, her sene eziyet yaşadığını söyleyerek, "Eskiden sadece kışın yaşıyorduk ama şimdi yağmurlar yazın da yağıyor. Mazgal, gider diye bir şey yok. Tam kapımın önünde mazgallar var ama hiçbir işlevi yok. Gideri yok. Burası eğimli olduğu için lağım suyu doluyor. Dünkü yağmurdan sonra mazgalın içi balçık oldu, üzerinde kurtçuklar oluşuyor. Sinekler buraya konuyor. Tam Koronavirüsün olduğu bir zamanda bir de böyle bir pislikle karşılaşıyoruz. Dün çizmelerimizi giydik, kadın başımıza, mesleğimizi bırakıp balçıkların içinde mağazanın içindeki suları atmaya çalıştık. Sular çekilince kapımızın önünü yıkıyoruz. Belediyeden gelip hazırlık yaptılar bugün için ama bu sefer yağmur yağmadı. Çarşının içinde hortumlar duruyor. Baştan tedbir almak daha iyi olurdu" şeklinde konuştu.