-->

Çeviri

17 Temmuz 2019 Çarşamba

10 liralık uyuşturucu hapla gelen ölüm

10 liralık uyuşturucu hapla gelen ölüm
İZMİR'in Buca ilçesinde 4 gencin eğlenmek için kiraladıkları günübirlik evde fenalaşan Oğuzhan Değirmenci (19) yaşamını yitirdi, İ.B. ise tedaviye alındı. Durumu iyiye giden İ.B.'nin polise verdiği ilk ifadede, tanesini 10 liradan satın aldıkları uyuşturucu hapı kullandıklarını söylediği öğrenildi.
Açıköğretim Fakültesi öğrencisi olan ve bir firmada çalışan Oğuzhan Değirmenci ile İ.B.'nin de aralarında bulunduğu 4 arkadaş, Buca 333 Sokak'taki bir binanın zemin katında yaşayan G.N. isimli kadının giriş katındaki evinin tek odasını günlük olarak kiraladı. Askerden yeni gelen İ.B. ile 3 arkadaşı, iddiaya göre, Gediz semtinde adını bilmedikleri bir kişiden satın aldıkları uyuşturucu haplardan içti. Alkol de tüketen gençlerden Oğuzhan Değirmenci ve İ.B. bir süre sonra fenalaştı. Arkadaşlarının habervermesiyle gelen sağlık görevlileri, Değirmenci ve İ.B.'yi ambulansla Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Tedaviye alınan gençlerden Değirmenci öldü. Hayati tehlikeyi atlatan İ.B.'nin ifadesinde tanesini 10 liradan aldıkları uyuşturucu haplardan kullandıklarını söylediği öğrenildi. Oğuzhan Değirmenci'nin cenazesi, İzmir Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsi işlemlerinin ardından, İzmir'in Menderes ilçesinde toprağa verildi. Değirmenci'den geriye ise evin bahçesine park ettiği motosikletinin kaldığı görüldü.
Olayla ilgili G.N. ve olay sırasında evde bulunun diğer iki gencin de ifadesine başvurulduğu, ayrıca uyuşturucu hapları kimin sattığının belirlenmesi ve yakalanması için çalışmaların sürdüğü belirtildi.

12 Temmuz 2019 Cuma

Yunanistan seçimlerinin analizi :Rifat Sait


Rifat Sait
AK Parti 24.Dönem İzmir milletvekili
Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) Başkanı

Yunanistan’da üçüncü dönem için yarışan eski Başbakan Aleksis Tsipras'ın partisi Syriza'nın 26 Mayıs’ta Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinden ağır bir yenilgiyle çıkmasının ardından ülkede erken seçim kararı alınmıştı. Yüzde 3 barajının uygulandığı seçimde, partiler meclisteki 300 sandalye için yarıştı. Yunanistan ekonomik kurtarma programının sona ermesinin ardından ilk kez genel seçimler için sandık başına gitmiş oldu.
Yaklaşık 10 milyon seçmenin oy kullandığı seçimde, seçmenlerin yarısına yakını sandığa gitmedi.  Seçimkatılım oranı yüzde 57,2 olarak gerçekleşti.
Yunanistan’da Parlamenter sistem siyasi istikrarı barındırmıyor. Yunanistan’da 2008’den bu yana 6 seçim yaşandı.
Yunanistan’da başbakan seçilen Kiryakos Miçotakis'i ilk tebrik eden yabancı lider Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu. Miçotakis ile telefonda görüşen Erdoğan, sonuçların Türkiye - Yunanistan ilişkileri ve bölge için hayırlı olması temennisinde bulundu.
Dört ay kadar öne alınarak geçen Pazar günü yapılan erken genel seçimde yüzde 39 oy alarak 158 milletvekili çıkaran ve tek başına hükümet kuracak çoğunluğu yakalayan Yeni Demokrasi Partisi'nin (YDP) lideri Kiryakos Miçotakis ülkenin yeni başbakanı oldu.
Yenilgiyi kabul eden SYRIZA lideri Aleksis Tsipras, yoluna ana muhalefet partisi olarak devam edeceklerini söyledi. Resmi olmayan sonuçlara göre aşırı sağcı ve Türk düşmanı Altın Şafak yüzde 3'lük seçim barajına takılıp meclis dışında kalırken diğer milliyetçi popülist parti Yunan Çözümü az bir farkla meclise girdi. Bu da Yunanlı seçmenin aşırı sağ ve milliyetçi çizgiden ortaya kaydığını gösteriyor.
289 milyar Euro ile küresel finans tarihindeki en büyük kurtarma paketini alan Yunanistan, 55 milyar Euro’ya denk gelen 3 yıllık son kısmı Ağustos 2018'de tamamlamıştı. Tüm bu borcun geri ödemesi on yıllar sürecek.
Kamuda yapılan kesintiler yardım paketinin ön koşuluydu ve bu kesintilerin daha uzun bir süre devam etmesi gerekiyor. Ne var ki, Yunanistan bu sayede normal piyasa faizleriyle borçlanabilir ve yatırım yapılabilir hale geldi. Yunan ekonomisi hala kriz öncesine göre yüzde 25'e yakın oranda daha küçük ama toparlanma sürüyor.

Yunanistan seçimlerinin Türkiye’deki yerel seçimlerle benzerlikleri

Yunanistan seçimlerinin Türkiye’de yapılan son yerel seçimlerle bazı benzer yönleri var.
1-      Hem Türkiye’de hem Yunanistan’da iktidar partileri oy kaybına uğradı
2-      Her iki ülkede de gençler siyaseti farklı görüyor ve etkili duruma geldiler.
3-      Her iki ülkede de ekonomik sıkıntılar var ve bu durum siyasi kararları etkiledi.
4-      Kazanan adaylar Ekrem İmamoğlu 49, Kiryakos Miçotakis 51 yaşında
5-      İşsizlik ortak önemli problem. İşsizlik oranları Türkiye’de %14-15, Yunanistan’da %18
6-      Her iki ülkede de göçmenler sıkıntı oluşturuyor. Türkiye’de 4 Milyonu bulan Suriyeliler ve Yunanistan’da da Türkiye üzerinden giden göçmenler konuşuluyorlar.
7-      Seçim kampanyasında konuşan eski Başbakan Tsipras, seçimlerinde yaşanan oy kaybına "yorgunluk ve öfke" hislerinin neden olduğunu söylemişti. Cumhurbaşkanımız Sayın R.T.Erdoğan’da “Metal Yorgunluğu” kavramını dile getirmişti.
8-      Türkiye’de AK Parti milliyetçi MHP ile Yunanistan’da SYRIZA partisi ise yine benzer şekilde milliyetçi "Bağımsız Helenler" Partisi ANEL ile ittifak kurmuşlardı.
9-      Yunanistan ve İstanbul (YunanİSTAN+BUL) seçimlerinde de sonuç benziyor. Yunanistan ’da aynı gün ülkede yerel seçimlerin de yapıldığı Avrupa Parlamentosu seçimlerinde başbakan Alexis Tsipras 'ın partisi SYRIZA muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi'nin (ND) 10 puan gerisinde kaldı. Aynı şekilde Türkiye’de de İstanbul yerel seçimlerinde CHP ve AK Parti arasındaki fark %10 oldu.

Çipras neden kaybetti?
Trans bireylere kimliklerinde istedikleri cinsiyeti seçme imkânı tanıyan Tsipras’ın partisi Syriza, eşcinsel evliliklerin de önünü açmayı planlıyordu. Bu çalışma sonuca bakıldığında çok fazla olumlu karşılanmamış görünüyor.
Yunanistan'ın Makedonya ile vardığı ve birçok Yunan'ın tepkisini çeken isim değişikliği anlaşması ise Syriza'nın bir dönem daha iktidarda kalma umutlarını azaltan bir faktör olarak öne çıktı. Hatta anlaşma, Yunan hükümetinde krize neden olmuş, hükümetin küçük ortağı konumundaki popülist Bağımsız Yunanlar (ANEL) partisinin lideri Panos Kammenos'un istifa etmesi üzerine hükümet hakkında güven oylaması yapılmasına karar verilmişti. Yapılan güven oylamasında Başbakan Tsipras gerekli oy çoğunluğunu almayı başarmış, ancak iktidara yönelik eleştiriler Syriza hükümetini yıpratmıştı.
2010'da ağır bir ekonomik krizle karşı karşıya kalan ve Euro Bölgesi'nin öngördüğü bir dizi kemer sıkma politikasını içeren ekonomik kurtarma programını 2018'de tamamlayan Yunanistan'da ekonomi seçmen için önceliğini koruyor. Yunanistan’daki bu ciddi ekonomik kriz Tsipras’ın sonunu hazırladı.
Avrupa Birliği'nin (AB) kurtarma programları gölgesinde 2015'te iktidara gelen Tsipras, başta ekonomi politikaları olmak üzere milliyetçi "Bağımsız Helenler" Partisi ANEL ile ittifak kurması ve son olarak 'Makedonya' sorunundaki politikasından dolayı eleştiri oklarının hedefindeydi.
Göçmen akını, yüksek vergiler, işsizlik ve Kuzey Makedonya krizinin de aralarında bulunduğu sorunlardan dolayı birçok seçmen iktidar partisine tepki gösterdiler.
Son 10 yıl içerisinde altıncı kez seçime giden ülkede, halk özellikle Brüksel reçeteleri olan kemer sıkma programlarından memnun değildi.
Yunanların memnuniyetsizlikleri aynı gün ülkede yerel seçimlerin de yapıldığı Avrupa Parlamentosu seçimlerinde net şekilde ortaya çıktı. Başbakan Alexis Tsipras'ın partisi SYRIZA muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi'nin (ND) 10 puan gerisinde kalınca Çipras ülkeyi erken seçime götürdü. Ne gariptir ki; aynı şekilde Türkiye’de de erken seçim (inşallah olmaz) sesleri duyulmaya başlandı.
Tsipras, yeni programında istihdamın artırılması ve vergilerin düşürülmesi konularına öncelik verileceğini belirtmişti ancak Syriza’nın asıl oy deposu olan orta sınıfı kaybetmişti. Bunun nedeni olarak da kemer sıkma programlarının ana yükünü orta sınıfın omuzlamış olması gösteriliyor.

Kiryakos Miçotakis kimdir ve Yunanlılara ne vadediyor?
Yunanistan'ın yeni kuşak siyasetçilerinden olan Miçotakis, ülke siyasetine damga vuran Giritli bir aileden geliyor.
1968'de Atina'da doğan Kiryakos Kiryakos Miçotakis, YDP'nin eski lideri olan ve 1989-1992 yılları arasında ( Yunanistan'ın darbe dönemi öncesi)  başbakanlık yapan ve aynı zamanda Elefterios Venizelos'un akrabası olan Konstantin Miçotakis'in oğlu.
Ablası Dora Bakoyannis YDP hükümetlerinde 2006-2009 yılları arasında dışişleri bakanı olarak görev yaptı; yeğeni Kostas Bakoyannis ise Eylül'de göreve başlamak üzere Atina Belediye Başkanlığı'na seçildi.
Kiryakos Miçotakis, Atina'da Amerikan Koleji'ni bitirdikten sonra ABD'de Harvard Üniversitesi'nde Sosyal Bilimler eğitimi gördü. 1990'da mezun olduğunda "ABD'nin Yunanistan'a Bakışı" konulu doktorası ile "Hoopes" ve "Tocqueville" ödüllerini aldı.
Miçotakis, daha fazla yüksek ücretli istihdam alanı için yatırım yapma vaadi veriyor.
Yeni Demokrasi'nin vaatleri arasında sınır kontrollerini sıkılaştırmak ve ekonomik nedenlerle ülkeye gelen göçmenlerin Türkiye'ye dönüş sürecini hızlandırmak da bulunuyor. Gözetim ve denetimi artırmak ve üniversitelerde polisin kontrol yetkilerini sınırlayan yasayı değiştirmek de muhafazakâr çizgideki partinin bir diğer vaadi.
Seçim sonunda Parti genel merkezinde seçim sonuçlarını değerlendiren Miçotakis, özellikle gençlere yeni fırsatlar vereceğini ve işsizlikle mücadele edeceğini söyledi.
Büyüme rakamlarını artıracağını belirten yeni lider, ilk iş olarak vergileri düşüreceğini, yatırımları artıracağını, maaşları yükselteceğini, sağlık ve eğitim alanında iyileştirme yapacağını kaydetti.
Miçotakis ayrıca işsizlikle mücadele edeceğini ve Yunanistan'ın sesini Avrupa sahnesinde daha güçlü duyuracağını ifade etti.
Miçotakis, seçim kampanyası sırasında Türkiye sınırı yakınlarında bulunan Kestanelik bölgesini ziyaret etmiş ve burada yaptığı açıklamalarda Türkiye'yi uluslararası hukuk kurallarına saygı göstermeye davet etmişti.
Miçotakis, iki ülke arasındaki komşuluk ilişkilerinin önemine değinmiş ve "Bu önemli siyasi konjonktürde karşı tarafa bir özgüven mesajı gönderme ve komşularımızla iyi ilişkiler kurma arzumuzu göstermeliyiz. Tabii iyi komşuluk ilişkileri her zaman uluslararası hukuka saygı çerçevesinde olmalıdır." açıklamasında bulunmuştu.
Eski ana muhalif şimdi yeni iktidar Miçotakis, üç yıllık sert eleştirilerin ardından iktidar olunca retoriğin dozunu azalttı ve söylemlerini yumuşatarak ekonomik büyümeye ve güvenlik politikalarına odaklandı.
ND lideri Miçotakis yeni yatırımlar ve daha düşük vergiler vaat ediyor. Maaşların yükseleceğinin ve sokaklarda daha fazla polis olacağının sözünü veren Miçotakis'in bu vaatlerinin Brüksel ile ilişkilerde zor bir dönemin başlangıcına işaret ettiği konuşuluyor.


Yunanistan’ın yeni iktidar partisi: “Yeni Demokrasi Partisi”
Yunanistan’ın en köklü partilerinden olan Yeni Demokrasi, 1974’te Konstantin Karamanlis liderliğinde kuruldu ve aynı yıl yönetime geldi.
Karamanlis’in atalarının isminin de benzediği Karaman’dan (Türkiye’den) geldiği iddia edilir.
Parti, 1974-1981 ve 2004-2009 yılları arasında tek başına, 1989-1993 ve 2012-2015 yılları arasında koalisyon hükümeti olarak iktidar oldu.
ND, 2015’teki erken seçimlerde yüzde 27.81 oy alarak 76 milletvekili çıkarmıştı.

Türkiye ile yakın bağları var
1967 darbesi sonrası tutuklanarak ev hapsine konan Konstantin Miçotakis, 1968 yılında dönemin Türk Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'in yardımı ile ailesiyle birlikte Türkiye'ye kaçtı. Bu sırada Kyriakos Miçotakis henüz bir yaşındaydı. Miçotakis ailesi, 1974 yılına kadar Türkiye'de ve daha sonra Paris'te sürgünde yaşayarak yıllar sonra Yunanistan'a geri dönebildi. Dolayısıyla yeni Yunan Başbakanı Miçotakis 6 yıl boyunca Türkiye’de yaşadı.
Babası Konstantin Miçotakis Türkiye’ye karşı ılımlı ve daha yakın bir politika içindeydi. Oğul Miçotakis’ten de benzer ılımlı bir politika bekliyoruz.
Ancak yine de Kıbrıs, Akdeniz petrol aramaları, 12 Mil gibi konularda Yunanistan’ın kendi çizgisini devam ettirecektir.

Yeni Başbakan Miçotakis’i bekleyen Türk-Yunan meseleleri

Türkiye ile Yunanistan arasında evladiyelik diyeceğimiz kronik eski sorunların yanında yeni tanıştığımız meseleler de bulunuyor.
Eski meseleler dediğimizde, Kıbrıs meselesi, Adalardan doğan 12 Deniz mili meselesi, Batı Trakya, Rodos, İstanköy (Kos) meseleleri, İstanbul Heybeli ada Ruhban okulu, Atina’daki cami yapımı, Batı Trakya’daki Türklerin Lozan anlaşmasından doğan kendi müftülerini seçme haklarının ellerinden alınması, Adaların anlaşma dışı olmasına rağmen silahlandırılması, Yunanistan vatandaşlığını kaybedip Haymatlos olan Türk soyluların durumu, Yunanistan’daki Türk vakıf yerleri gibi meseleler var.
Yeni meseleler ise oldukça iddialı mesele olmaya namzet aslında. Kıbrıs adası açıklarında Akdeniz’de petrol aranması olayı, ABD’nin Türkiye’nin dibine kara sınırına sadece 50 Km. mesafedeki Dedeağaç (Türklerin yaşadığı Batı Trakya bölgesi içinde) askeri yığınak yapması ve ortak tatbikatlar yapması, 15 Temmuz hain Feto darbe girişiminden sonra yine aynı yere yani Dedeağaç bölgesine kaçırılan Türk askeri helikopteri ve iade anlaşmamız olmasına rağmen iade edilmeyen darbeciler, adalarda İsrail ile yapılan ortak askeri tatbikatlar, Türkiye üzerinden Yunanistan’a geçen sığınmacı göçmenler (Mülteciler) , iki ülke arasındaki vize problemi gibi meseleler…

Yunanistan seçimlerinde ülkedeki Türklerin siyasi başarısı

Yunanistan İçişleri Bakanlığınca açıklanan resmi olmayan verilere göre, Rodop ilinde Değişiklik Hareketi Partisinden (KİNAL) İlhan Ahmet, İskeçe ilinde Radikal Sol İttifak Partisinden (SYRİZA) Hüseyin Zeybek ve KİNAL’den Burhan Baran milletvekili seçildi.
İskeçe’de asıl mesleği psikiyatr olan 58 yaşındaki Baran ilk defa Yunan parlamentosuna girerken, Ahmet ve Zeybek 2015’te yapılan seçimlerde listelerinde birinci olarak seçilmişlerdi.
Bu seçimlerde İskeçe ilinde uzun bir aradan sonra yeniden 2 Türk milletvekili seçilerek büyük başarı gösterdiler.

Arnavutlar dört vekil çıkardılar
Bu arada Yunanistan’da yaşayan Arnavut asıllı vatandaşlar da 4 milletvekili çıkarmayı başardılar. Yunanistan’da seçilen Arnavut asıllı milletvekilleri ise şunlar:
Anxhela Filo = Yeni Deokrasi Partisi (iktidar)
Jorgos Trihas = Syriza (Tsipras'ın partisi)
Fatos Malaj = Kinima Allagis (PASOK ittifakı)
Eda Gemi = Kinima Allagis (PASOK ittifakı)
Kriston Ducis = Elleniki Lysi

4 Temmuz 2019 Perşembe

Kayıp iki kardeş aranıyor

Kayıp iki kardeş aranıyor
İZMİR'in Karabağlar ilçesinde, gezmek için evden çıkan Gülseren Altıntop (17) ve Kardelen Altıntop (15) kardeşlerden 3 gündür haberalınamıyor.
Alüminyum doğrama işiyle uğraşan Levent Altıntop'un 5 çocuğundan ikisi olan Gülseren Altıntop ve Kardelen Altıntop kardeşler, geçen pazar günü "Gezmeye gidiyoruz" diyerek Limontepe semtindeki evlerinden çıktı. İki kardeş daha sonra eve gelmedi. Çocuklarından haber alamayan babaları durumu polise bildirdi. İhbar üzerine, polis ekipleri iki kardeşi bulmak için çalışma başlattı. Hem aile üyelerinin hem de polisin arama çalışmaları devam ederken, kızlarının can güvenliğinden endişe eden baba Levent Altıntop, görenlerden polise haber vermesini istedi.

3 Temmuz 2019 Çarşamba

İzmir merkezli FETÖ operasyonunda 16 gözaltı

İzmir merkezli FETÖ operasyonunda 16 gözaltı

İZMİR merkezli 4 ilde, FETÖ/PDY'ye yönelik düzenlenen operasyonlarda, 16 kişi gözaltına alındı.�

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, FETÖ/PDY'ye yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında, aralarında örgütün gizli haberleşme programı 'ByLock'u kullananların da bulunduğu 22 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. İzmir Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, İzmir merkezli Aydın, Çorum ve Trabzon'da bu sabah saatlerinde yaptıkları eş zamanlı operasyonlarda 16 şüpheliyi yakaladı.
Bir şüphelinin yurt dışına kaçtığı tespit edilirken, diğerlerinin yakalanması için çalışmaların sürdüğü bildirildi.

1 Temmuz 2019 Pazartesi

Güzel Türkçe'mizi ne hale getirdiler? VAHAP DABAKAN

PİRİNCİN TAŞLARI
Güzel Türkçe'mizi ne hale getirdiler?
                                                                   
       VAHAP DABAKAN
       Türk’ün Gönderden inmeyen Ay yıldızlı Bayrağı, Minarelerden susmayan Ezanı, dillerimizden düşmeyen Türkçe konuşması, Türk olmanın sembolüdür. 13 Mayıs Tarihi, Türk Dil Bayramı, olarak ilan edilmiştir. O tarih nereden geliyor?
       Bakın,  Bedreddin Keleştimur,Türkçe'mizin nasıl katledildiğini, esnafdükkanlarının tabelalarında, çocuklara konulan isimlerde Türkçenin nasıl yabancılaştırılmaya çalışıldığını anlatılıyor.
       Karamanoğlu Mehmet Bey’in 742. Yıl önce verdiği ferman ile “Türkçenin ilk resmi dil olarak 13 Mayıs kabul edildiği tarihtir...”
       Bugün, günümüzde; “Vah benim Güzel Türkçe’m” diyorum.
Caddelerimiz, mağazalarımızın tabelalarını gördüğümde derinden bir ah çekiyoruz!
       Üstat kalemler, dil hakkında neler söylüyorlar;
Fazıl Hüsnü Dağlarca; “Türkçe’m, ses bayrağım” diyor!
Yahya Kemal Beyatlı; “Türkçe; ağzımızda, anamızın dili gibi helal ve güzel olmalı.”
       Nihat Sami Banarlı; “Bizim dilimiz, bir imparatorluk dilidir.
 Her dil imparatorluk dili olamaz. Çünkü her millet imparatorluk kuramaz.”
Cemil Meriç; “Kamusa (sözlüğe) uzanan el namusa uzanmıştır”
Peyami Safa; “Dilini kaybeden bir millet, her şeyini kaybetmiş demektir…” 
       Türkçeyi savunmak, ‘vatan müdafaası’ kadar kutsaldır! Dil konusunda hassasiyetimizi maddelere halinde tekrarlıyoruz; Dil, Bir milletin hafızasıdır! Dilin tabii kanunları / kuralları vardır!
       Türkçe dili meselesi, bir milli müdafaa meselesidir. Dilimizi korumak, vatanı korumakla birdir. Çünkü dilde vatan kadar, tarih kadar, gelenek ve töre kadar azizdir. Dil de, bayrak gibi, aile gibi mukaddesattandır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ne diyor; “Efendiler, milliyetimiz her şeyden fazla dilimizin içindedir. Dilimiz, atalarımızın bize miras bıraktığı en büyük servet, en büyük
emanettir…”
       Türkçe'mizin kıymetini ne kadar biliyoruz ve koruyoruz?
Eski Türk Dil Kurumu Başkanı (TDK) Prof. Dr. Haluk Akalın, haklı olarak;Türk bayrağına nasıl sahip çıkıp koruyor ve kolluyorsak, aynı şekilde ses bayrağımız Türkçe ‘ye de sahip çıkılmalıdır…
       Çinli hâkim Konfüçyüs’e, “Bir ülkeyi idare etmeye çağrılsalardı, ilk iş olarak ne yapardınız? Diye sormuşlar.Konfüçyüs; “Önce dili düzeltirdim. Dil düzgün olmazsa, kelimeler düşünceyi iyi anlatamaz.
Düşünceler iyi anlatılmazsa, yapılması gereken işler iyi yapılamaz.
Gereken yapılamazsa ahlak ve kültür bozulur.Ahlak ve kültür bozulursa, adalet yolunu şaşırır. Adalet yanlış yola saparsa, halk düşkünlük ve şaşkınlık içerisine düşer. Ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. Bu sebeple söylenilen sözü doğru söylemeli. Hiçbir şey dil kadar mühim değildir.” Diyor…
       Kelimeler, taşıdığı medeniyetlerin izlerini beraberinde getirir!
Türkiye böyle bir istila ile karşı karşıyadır. Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu, Ne demiş; “Türk demek, dil demektir” Bir Fransız, bir Alman; İngilizce karşısında kendi dilini gurur meselesi yapar. Fransa, ‘koruma kanunu’ çıkarır. Türkçe, her geçen gün katlediliyor…
       Çarşı Pazarda, dükkan, mağaza tabelaları adeta çıldırmış, 
her geçen gün yabancılaşıyoruz.Çocuklarımıza verdiğimiz isimler bizleri yabancılaştırıyor. Biz olmaktan çıkıyoruz…
       Evimizden, çarşı pazara kadar Dil yarası mı nedir, bu yabancı hayranlığı!Yabancı hayranlığı kanayan yarayabaşladı…