-->

Çeviri

24 Haziran 2019 Pazartesi

Balkanlar yine karışık Rifat Sait

Balkanlar yine karışık
Rifat Sait

AK Parti 24.Dönem İzmir milletvekili
BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı

Balkanlar deyince öncelikle üç şey akla gelir. İnatçılık, Milliyetçilik, Balkanlardan gelen soğuk hava…
Stratejik ve kıymetli bir bölge olan Balkanların, Bal’ı kaşıkla değil genellikle silah ile karıştırıldığından Kan akmasına neden olmuştur. Bu yüzden de Bal-Kan ismi değer bulur. İki dünya savaşının da başlangıç veya ana merkezi Balkanlar olmuştur. Balkanlarda yaşayan onlarca milletin milliyetçilik tartışması yanında Slav ve Ortodoks ateşi de yakıcıdır.

Balkanlarda son günlerde artan haçlı tahriki

Balkanlarda İslam-Haçlı gerginliği de hassas bir meseledir. Avrupa’da cami olmayan tek başkenti olan Atina’nın dağlarında büyük haçlı totemi konması belki buranın Hristiyan nüfusu açısından normaldir ancak nüfusunun %97’si Müslüman olan Kosova’nın başkenti Priştine’de koskocaman bir katedralin olması saçmalıktır. Kosova’ya geçen ay gittiğimde Komoron-Ştimle yakınlarında dağın tepesine hiç gereği yokken bir kilise daha yapıldığını gördüm. Buralarda doğru düzgün Hristiyan olmamasına rağmen bu kliselerin yapılması tam bir tahrik unsurudur.  Keza yine nüfusunun %45’i Müslüman olan Makedonya’nın başkenti Üsküp’ün her yerinden görünen dağ başındaki büyük haç totemi de tamamen tahrik ve gereksiz bir çıkıntıdır. Aynı Makedonlar, Üsküp kalesine de klişe yapmak istemişler ancak Müslüman Arnavutların tepkisi sonucu geri adım atmışlardır.

Balkanlardaki Feto varlığı 
Kosova’da, Makedonya’da ve Arnavutluk’ta terör örgütü Feto’nun okul ve gazeteleri faaliyette.  Fetocular için Balkanlar adeta cirit atma merkezi. Balkan ülkelerinin sözüm ona en iyi dost ve müttefik ülkesi olan Türkiye’ye resmen vefasızlık yapılıyor.
  
Arnavutluk’ta siyasi gerginlik

Diğer yandan Arnavutluk’ta binlerce muhalif, Başbakan Edi Rama’nın ofisi önünde toplanarak hükümeti protesto ettiler. Ülkedeki merkez sağ muhalif partiler, erken genel seçim yapılması çağrılarından aylar sonra usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle yerel seçimleri boykot etme kararı almıştı. Öte yandan Arnavutluk’ta iktidarda olan Sosyalist Parti lideri Rama, cuma günü verdiği bir röportajında, ülkedeki muhaliflerin eylemlerine rağmen 30 Haziran’da yapılması planlanan yerel seçimlerin gerçekleşeceği konusunda kararlı olduğunu açıkladı. Arnavutluk Cumhurbaşkanı Ilir Meta, muhalefetsiz bir seçimin sosyal kırılmalara neden olabileceği ve Arnavutluk’un AB'ye girme şansını zedeleyebileceği gerekçesiyle 30 Haziran’daki yerel seçimleri iptal ettiğini duyurmuştu.
Özetle şu günlerde Arnavutluk’ta ciddi bir siyasi karışıklık bulunuyor.

Kosova’daki gelişmeler

Balkanların merkezi olan Kosova’da da karışıklık var. Geçen ay Kosova polisi aralarında Rusların da olduğu bazı Sırpları tutuklamıştı. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, bakanlığın web sitesi üzerinden yaptığı açıklamada Kosova - Sırbistan sınırında Kosova Özel Kuvvetleri'nin 13 Sırp diplomatı gözaltına aldığını söyleyerek yaşananlara tepki göstermişti.
Kosova polisinden yapılan yazılı açıklamada, operasyonun Zvecan, Zubin Potok, Leposavic, Kuzey Mitrovica, Güney Mitrovica, Skenderaj ve Glogovac'ı kapsadığı, ayrıca operasyonda sadece Sırpların değil, Arnavut ve Boşnakların da gözaltına alındığı belirtilmişti.
Hırvatistan Genelkurmay Başkanı Mirko Sundov Priştine'ye geçtiğimiz günlerde bir ziyaret gerçekleştirmişti. Sundov, Hırvatistan'ın Kosova'da barış ve güvenliğe katkıda bulunmaya devam edeceğini belirtirken ve ülkenin bölgesel İnisiyatiflere üyelik yolunda Kosova Güvenlik Gücü'ne katkı sağlamayı sürdüreceğini ifade etmişti.

Sırbistan’ın Kosova rahatsızlığı

Sırbistan’ın ise Sundov ziyaretinden rahatsız olduğu ifade ediliyor. Son 10 yıl içerisinde Kosova’yı ve Karadağ’ı kaybeden Sırbistan’ı günümüzde ülkenin güneyinde yer alan Sancak Bölgesi, Kosova sınırında olan ve içinde Arnavut çoğunluğun yaşadığı Preşeva bölgesi ve ülkenin kuzeyinde yer alan Voyvodina bölgesi özerklik konusunda düşündürüyor. 

Yunanistan; ABD ve İsrail ile sirtaki yapıyor ama ateşle oynuyor

Peki, Balkanların ve Avrupa’nın yaramaz çocuğu Yunanistan’da neler oluyor?  Geçenlerde ABD'nin askeri donanım yüklü gemisi Yunanistan'ın Türkiye’ye sadece 60 kilometre uzağındaki Dedeağaç Limanı'ndan ülkeye girerek buraya askeri yığınak yapmıştı. Bilindiği gibi Feto darbe girişiminden hemen sonra aralarında bir ABD’li rütbeli bir askerin de olduğu iddia edilen Fetocu askerlerin bir helikopterle Yunanistan’a kaçtıkları yer de Dedeağaç olmuştu.  ABD'nin bu hamlesi, bir süredir dillendirilen "ABD, Türkiye'nin sınır komşuları Yunanistan ve Bulgaristan'a askeri yığınak yapıyor" yorumlarının akıllara gelmesine neden oldu. Batı Trakya'da yer alan Dedeağaç limanının yükselişte olan stratejik değeri göz önüne alındığında "farklı bir amaç doğrultusunda hareket edildiği" şeklinde yorumlandı. ABD Ordusunun bu kadar sayıda silah ve ekipmanı Türkiye'nin sınır komşuları olan Yunanistan ve Bulgaristan'a taşıması, Akdeniz'de yaşanan gerginlik konusunda Türkiye'ye karşı alınan bir önlem olarak algılandı. ABD’nin Balkanlardaki bu askeri yığılımınım arkasında üç önemli sebep var.

1-Bölge ile tarih boyunca yakın ilgi ve iletişimi olan Rusya’ya karşı hazırlık
2-Balkanlar, Akdeniz, Orta doğu ve Kafkaslarda etkili hale gelen Türkiye’ye bir mesaj
3-Bölgede etkin olan Almanya’ya karşı bir atak
4-Sadece 4 yıl sonra yani 2023 yılında sona erecek olan boğazların statüsü öncesi hazırlık

Yunanlıların Türk azınlığa baskıları

Diğer yandan geçen hafta T.C. Dışişleri Bakanlığı'ndan Yunanistan’a tepkili bir açıklama gelmişti. Dışişlerinden yapılan açıklamada, "Yunanistan, Türk Azınlığın seçtiği Müftüleri tanımayarak Lozan Barış Anlaşması'nı ihlal etmektedir. Yanlış uygulamalarını düzeltmek yerine, Müftülük makamını ve Azınlık Müftülerini, yeni kurduğu bir devlet dairesine bağlamak suretiyle ihlallerini daha da vahim bir hale getirmektedir." denildi.
Yunanistan Batı Trakya’daki 130 Bin Türk soydaşımızın haklarını gasp ediyor. Lozan anlaşmasına aykırı olmasına rağmen adaları silahlandırıyor. İsrail ile askeri işbirliği yaparak saçmalamaya devam ediyor.

Fransızların Balkan aşkına ne demeli?

Balkanlar’daki sorunların temelinde bu bölgelerdeki Avrupa Birliği-Rusya nüfuz mücadelesinin yattığı işaret edilen bir husustur. Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un geçen sene Fransa Parlamentosunda yaptığı bir konuşmada AB’nin bir an önce harekete geçerek Yugoslavya’nın yıkılmasıyla kurulan devletleri AB’ye bağlamasını ve böylece Rusya ile Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerinin önünü kesmesini istemesi dikkat çekici ve ilginçtir. Bu konuşmadan hemen sonra Yunanistan’ın Makedonya ile “isim sorunu” çözmesi ve Makedonya’nın NATO ve AB ile ilişkilerinin “düzene” sokulmasının tesadüf olmadığı ortadadır.

22 Haziran 2019 Cumartesi

İzmir'de sahte içki operasyonu

İzmirde sahte içki operasyonu
 İZMİR'in Buca ilçesinde bir depoya yapılan baskında 5 ton sahte içki ele geçirildi. Deponun kiracısı Z.A. gözaltına alındı.
İzmir Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Buca İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, Zafer Mahallesi'nde bulunan ve daha önce cam imalathanesi olarak faaliyet gösteren bir depoda sahte içki üretildiği bilgisi üzerine harekete geçti. Depoya operasyon düzenleyen ekipler, 2,5 tonu şişelenmiş olmak üzere 5 ton sahte içki, 36 bin boş şişe, 135 bin kapak ve 6 bin 200 etiket ele geçirdi. Resmi fabrikalarda kullanılan sensörlü makinelerle dolum yapan, tam otomatik makinelerin kullanıldığı tespit edilen depoda yapılan incelemelerde, aynı anda, 8 şişenin dolumunu 5 saniyede yapan bir düzenek oluşturulduğu belirlendi. Makinelere el konulurken, gözaltına alınan deponun kiracısı Z.A'nın jandarmadaki işlemleri sürüyor.
Öte yandan sahte içkilerin İzmir, Aydın, Muğla ve Antalya'da piyasaya sürülmesinin planlandığı öğrenildi.

21 Haziran 2019 Cuma

Usulsüz dinleme davasında sanıklara rekor ceza


İZMİR'de, 'Gerçeğe aykırı belgeler düzenleyerek başka isim ve IMEI numaraları üzerinden alınan mahkeme kararlarıyla usulsüz dinleme yaptıkları' iddia edilen 39 polis hakkında açılan davada karar açıklandı. Mahkeme, 29 sanığa 7 yıl 11 ay ila 292 yıl arasında değişen hapis cezaları verirken, sanıklar toplamda 1616 yıl 5 ay 15 gün hapis cezasına mahkum edildi. 10 sanık ise beraat etti.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 'yasa dışı dinleme' iddialarına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında 27 Ocak 2015'te, İzmir merkezli 13 ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonda 24 şüpheli gözaltına alındı. Batman eski Emniyet Müdürü Hasan Ali Okan ile Elazığ eski Emniyet Müdür Yardımcısı Ramazan Karakayalı hakkında da yakalama kararı çıkarıldı. Gözaltına alınan 24 kişiden 10'u savcılıkça, 12'si ise sulh ceza hakimliğince serbest bırakılırken, 3'üncü sınıf Emniyet Müdürü Memduh Tosun ile eski İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın tutuklandı. Tosun ile Aydın, avukatlarının üst mahkemeye yaptıkları itiraz sonrası serbest bırakıldı. Okan ile Karakayalı hakkındaki yakalama kararı da kaldırıldı.
Cumhuriyet Savcısı Okan Bato'nun 26 sanık hakkında hazırladığı iddianamede, müfettişlerce İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde yapılan denetimlerde, 2009 -2013 yıllarında gerçeğe aykırı belgeler düzenlenerek, başka isim ve IMEI numaraları üzerinden alınan mahkeme kararları ile çoğunluğu Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olmak üzere, rektörler, akademisyenler, üst düzey emniyet mensupları ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 92 kişinin dinlendiği yer aldı. İddianamede sanıkların, 'Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, kurulan örgüte üye olmak', 'Suç örgütü faaliyetleri kapsamında kamu görevlilerinin resmi belgede sahteciliği', 'İftira', 'Suç uydurmak', 'Özel hayatın gizliliğini ihlal', 'Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek' suçlarını işledikleri belirtildi.  Davanın görüldüğü İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi, 29 Aralık 2016'daki duruşmada, bu dosya ile yine kendi mahkemelerinde görülen 2 ayrı dosyanın birleştirilmesine karar verdi. Böylece 3 dosya tek davada birleştirildi, sanık sayısı 39'a çıktı.
SANIKLARA CEZA YAĞDI
Davanın bugün görülen karar duruşmasına 2 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları katıldı. Mahkeme heyeti, sanıkların mütalaaya karşı savunmalarını yapmalarının ardından kararını açıkladı.
Sanıklardan Hamza Doğan 292 yıl 3 ay 15 gün, Kürşet Şenol Yılmaz 200 yıl 10 ay, Mustafa Edip Çakmak 182 yıl 16 ay, Mehduh Tosun 157 yıl 11 ay, İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın 149 yıl 17 ay hapis cezasına çarptırıldı. Diğer 24 sanığa ise 7 yıl 11 ay ile 84 yıl 17 ay arasında değişen hapis cezaları verildi.
29 sanık toplamda 1616 yıl 5 ay 15 gün hapis cezasına mahkum edildi.  Mahkeme heyeti, 10 sanığı beraat ettirdi.
 

19 Haziran 2019 Çarşamba

Sevgilinin kızlarına cinsel istismarın cezası 57 yıla çıktı


İZMİR'in Bayraklı ilçesinde, 4 yıl önce birlikte yaşadığı sevgilisinin 9 ve 7 yaşındaki 2 kızına cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 36 yıl hapis cezasına çarptırılan Mahmut P. (44), hakkında verilen karar, istinafta cezanın az olduğu gerekçesiyle bozuldu. Yeniden yapılan yargılama sonucunda sanık, 57 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Doğançay Mahallesi’nde 2015 yılında meydana gelen olayda A.B., eşinden boşandıktan sonra kızları 9 yaşındaki Y.A. ve 7 yaşındaki G.A. ile birlikte, sevgilisi sanık Mahmut P. ile birlikte yaşamaya başladı. İddiaya göre farklı tarihlerde sevgilisi 2 kızını ayrı ayrı taciz etti ve Y.A.'ya 5 kez, G.A.'ya da bir kez cinsel istismarda bulundu. Küçük kızların durumu annelerine anlatmasının ardından Mahmut P., gözaltına alındı. Emniyetteki sorgusunda suçlamaları kabul etmeyen sanık, sevk edildiği adliyede tutuklanırken, ‘hakkında çocuğun cinsel istismarı’ suçundan dava açıldı. Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılama sonucu sanık Mahmut P.'ye, 2 kız çocuğuna cinsel istismar suçundan 2 kez 18'er yıl olmak üzere toplam 36 yıl ceza verildi. Davaya müdahil olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Pınar Melli, cezanın az olduğu gerekçesi ile davayı istinaf mahkemesine götürdü. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi'nde görülen duruşmaya mağdur kız çocukları Y.A. ile G.A., anneleri A.B., tutuklu sanık Mahmut P., tarafların avukatları ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Pınar Melli katıldı. Mağdur kızlar, yaşadıkları olayları anlatıp, sanık Mahmut P.'den şikayetçi olduklarını tekrar etti. Sanık ise suçlamaları kabul etmedi.
İLK CEZA BOZULDU, ARTIRIM YAPILARAK CEZA VERİLDİ
15. Ceza Dairesi mahkeme heyeti, yerel mahkemenin verdiği kararı cezayı az olduğu gerekçesiyle bozdu. Mahkeme, sanık Mahmut P.'ye, Y.A.'ya cinsel istismarda bulunduğunun anlaşıldığını, suçun işleniş şekli, failin kastının yoğunluğu, failin güttüğü amacı göz önüne alarak cinsel istismar suçundan 18 yıl ceza verdi. Mahkeme heyeti, sanığın bakım ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan mağdura karşı eylemi gerçekleştirdiği için cezayı yarı oranında artırarak 27 yıl hapis cezasına, aynı kasıt altında farklı zamanlarda birden çok kez yapıldığı gerekçesi ile de 37 yıl hapis cezasına çaptırdı. Mahkeme heyeti, bir suçtan en fazla 30 yıl ceza verildiği yasa gereğince cezayı, 30 yıla düşürdü. Mahkeme heyeti sanık Mahmut P.'nin, G.A.'ya yönelik cinsel istismar suçundan ise 18 yıl,  bakım ve gözetim altındaki bulunan mağdura karşı suç işlediği gerekçesi ile cezayı artırarak 27 hapis cezasına çıkarttı. Sanık Mahmut P, yargılama sonucu toplam 57 yıl hapis cezasına çarptırılmış oldu.

18 Haziran 2019 Salı

İzmirli gencin büyük başarısı

Dünyanın en büyük online bilim fuarı olan Google Science Fair’de  İzmir Çakabey Okulları öğrencisi Tuan Dolmen, 20 küresel finalist arasına Türkiye’nin ismini yazdırarak büyük bir başarıya imza attı.

İzmirli gencin büyük başarısı
13-18 yaş arasındaki parlak beyinleri dünyayı değiştirecek fikirlerini paylaşmaya davet eden Google Science Fair’e (Google Bilim Fuarına)  bu yıl da 120’yi aşkın ülkeden, binlerce proje ile başvuruda bulunuldu.
Google Science Fair jürisi, Amerika / Avrupa- Afrika- Ortadoğu / Asya-Pasifik-Japonya olmak üzere üç ayrı bölgeden tüm başvuruları değerlendirme kriterlerine göre inceledikten sonra en yüksek puanı alan 100 bölge finalistini seçti. Ardından dünya çapında 20 küresel finalisti belirledi.
“Enerji üretmek için ağaçların titreşimlerini toplamak üzere tasarlanmış dijital tarım modülü” isimli projesi ile İzmir Özel Çakabey Okulları 11. Sınıf öğrencisi Tuan Dolmen, tüm dünyadan seçilen 20 genç arasında yer aldı.
İzmirli gencin büyük başarısı
Tarım sektörü için yaprak titreşiminden enerji üreten proje
Projesinde tarım sektöründeki alternatif enerji kaynaklarının eksikliği sorunu ele alan Tuan Dolmen projesini şöyle anlatıyor: “Yaptığımız araştırmalar sonucunda ağaçların titreşiminden enerji toplayabilen ve tarımsal verileri ölçebilen dijital bir tarım modülü oluşturmayı hedefledim. Deney düzeneğini hazırladım ve test ettim.  Sonuç olarak, ağaç titreşimlerini enerjiye dönüştüren bir sistem sunmayı başardım.”
ABD Silikon Vadisi’ne davet edildi.
Google tarafından Temmuz ayı içinde ailesi ile Amerika Birleşik Devletleri’nde Silikon Vadisi’ne davet edilen Tuan Dolmen burada 20 küresel finalist ile buluşacak. “Ülkemi en iyi şekilde temsil etmek ve bilim alanında yaratıcılığımızı, çalışkanlığımızı paylaşmak en büyük isteğim” diyen Tuan Dolmen büyük finalde jüriye bir sunum daha yapacak.

17 Haziran 2019 Pazartesi

Türkiye’de Balkan Rumeli göçmeni var mı? *Rifat Sait


 Türkiye’de Balkan Rumeli göçmeni var mı?
*Rifat Sait

Yanlış hatırlamıyorsam 1990 yılı veya yakın yıllarda, zamanın Başbakanı Yıldırım Akbulut, “Türkiye’de Kürt yoktur, Türk vardır” deyince ortalık karışmış, Anavatan partisi Grubu acil bir açıklama ihtiyacı duyarak Başbakanın sözlerinin yanlış anlaşıldığını söylemişti. Ben de o tarihte “Türkiye’de Kürt yok mu? “ başlığı ile bir yazı yazmış ve tam aksine Türkiye’de Kürt kardeşlerimiz var, demiştim. Bu yazım Yeni Asır gazetesinde yayınlanmış ve hatta haftanın yazısı seçilerek ödüllendirilmişti.

Her şeyi yerinde ve dengeli söylemek gerekiyor.  O günlerde Kürtleri yok sayan zihniyet bugün Balkanları dışlamaya ve yok saymaya çalışıyor. 

Tam da bu konuda kendim için özeleştiri yapacakken benim de üyesi olduğum  Whatsapp grubunda bir arkadaşımın yazısını okudum ve düşüncemde ısrarcı oldum.  Arkadaşımız şöyle yazmış:

“Biz Türk’üz, Müslümanız elhamdülillah, fakat RUMELİ BALKAN BOŞNAK ARNAVUT BULGARİSTANLI BATI TRAKYALI POMAK MAKEDONYALI KOSOVALI SANCAKLI deyince ki Türkiye'mizde milyonlarca Balkanlı var, böyle deyince hemen Mikro Milliyetçilik yapmayın diyorlar. Tüm mevkiler Başkanlıklar, milletvekillikleri, Bakanlıklar onların. Onlar ayrımcılık ve milliyetçilik yapmıyorlar biz yapıyoruz öyle mi? BU DOĞRU DEĞİLDİR BUNU ZİNHAR KABUL ETMİYORUM. Ben de AK partiliyim. Ama maalesef ve maalesef ülkeyi Karadenizliler ( Lazlar ) ve Doğulular ( Kürtler ) ile 17 senedir yönetiyor. Bu ayrımcılık olmuyor mu? Sadece İstanbul'daki 39 ilçenin başkanlarına bakınız anlarsınız. Ben asla mikro milliyetçilik yapmıyorum ama bizi ( Rumeli'leri ) yok sayanlar mikro milliyetçilik yapıyorlar. Ben de bunu kabul etmiyorum. Sadece fikrimi beyan ettiğim ve yapılan yanlışı eleştirdiğim için guruptan atabilirsiniz ama maalesef gerçek budur. Bu Cennet vatanı biz Rumeli'leri yok sayarak yönetmeye kalkmak bu ülkeye yapılan en büyük yanlış ve haksızlıktır. Biz Rumelilerin de kıyamet kadar eksik ve yanlışımız var. Birbirimizi tutmuyor ve desteklemiyoruz, o da işin başka bir hatalı kısmı.”

Türkiye’de birilerinin Balkan muhacirleriyle sorunu mu var?

Sabah gazetesi yazarı ve ATV’de de program yapan Melih Altınok’un 26 Mayıs Pazar günü “Dedesi babası Selanik göçmeni olmayan mı kaldı aramızda?” başlığı ile Sabah gazetesindeki köşesinde yazdığı yazının linki aşağıdadır.
Melih Altınok, bu yazısında Selanik göçmenlerine “FAHRİ YUNANLI” damgasını vuruyor.
Bu asla kabul edilemez. Daha önce sosyal medyada yazdım. Kendisinin özür dileyip yazıyı kaldırmasını istedim. Olmadı. Yazar, bu ifadeleri ile AK Partiye de zarar veriyor, farkında değil. Belki de farkında, eğer öyleyse o zaman çok daha vahim. Bu son derece tehlikeli ve aptalca bir ifade olmuş. Açıkça fitne kokuyor. Türkiye’nin içinde bulunduğu bu kritik durumda böyle bir ifade resmen ateşe benzinle gitmektir.
Türkiye’de milyonlarca Selanik göçmeni yaşıyor. Biri de benim eşim. AK Parti İzmir teşkilatı kendisini yakından tanır. Seçimlerde kapı kapı dolaşarak büyük emekleri olmuştu. Dedeleri 1924 Lozan mübadelesinde gelmişler. Kendilerini Karaman Türkü olarak görüp gurur duyarlar.
Herkesin bildiği üzere Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’te Selanik göçmenidir.
Melih Altınok, bu yazısı ile AK Parti’ye gönül veren Selanik göçmenlerini de kırıyor ve açıkça bilerek veya bilmeyerek Ekrem İmamoğlu’na destek veriyor. Melih bey, insanların soyadları ile çok uğraşıyorsunuz ya, biri çıksa ve size dese ki; acaba siz nerelisiniz? Soyadınızdaki Altınok, CHP’nin Altıok’undan mı geliyor? Allah korusun bunun bir fitne olmasından çekinmiyor musunuz?
Melih Altınok, Selaniklilere “ Fahri Yunanlı “  diyor, Yalova’dan bir siyasetçi Meliha Akyol çıkıyor ‘Batı Trakya'dan, oradan, buradan, kimisi doğudan gelen kendisini ifade edemeyen ezik insanlar" diyor, ( Bu arada benzerlik ilginç, Meliha - Melih …)
Yusuf Kaplan, çıkıp “İngilizlerin ve Yahudilerin güdümündeki BALKAN KÖKENLİ AZINLIKLAR”  diyor,
Rasim Ozan Kütahyalı çıkıp Boşnaklar için 'Kusturmalı Boşnak saksosu' ifadesini kullanıyor.
Hatırlıyorum Ali Bulaç denilen zat ki  FETO davasından 22 ay hapis yatmıştı, Zaman gazetesinde Balkan Göçmenleri için ağır ifadeler kullanmıştı. ( https://odatv.com/ve-ali-bulac-geri-adim-atti-1110101200.html )
Beyler ne oluyor? Evladı Fatiha’nı küstürdünüz farkında mısınız?
Balkanlara bu kin niye?
Her sakallıyı dedem oy veriyorlar diye her Balkanlıyı CHP’li mi sandınız?
M.Akif’e Şemsettin Sami’ye, Koca Yusuf’a, Hasan Tahsin’e Mustafa Kemal Atatürk’e ayıp olmuyor mu?
Balkanlara saldıran muhafazakâr siyasetçi, yazar ve çizerler şunu bilmelidir ki; Balkan göçmenlerini yanlış tanıyorsunuz.
Biz Balkan göçmenlerinde de güzel bir laf vardır ve doğrudur da;
Bizden sağcı da çıkar solcu da ama vatan haini asla…”


Nerede bu Balkanlar?

Bir inşaatın temelinde en önemli kaynak çimentodur. Siz eğer çimentoya laf ederseniz, inşaatın sağlamlığı ve ayakta kalmasına şüphe ile bakıyorsunuz demektir. Balkan göçmenleri aynen öyle bu ülkenin çimento taşıdır. Balkan göçmenlerine laf ederseniz ülkenin temeline zarar verirsiniz.
Yıllar önce Alevilere karşı yaptığı gafla dikkat çeken Güner Ümit’i hatırladınız mı? Adam bin bir özür dilemesine rağmen tüm kariyer hayatı bitmişti. Şimdi Balkanlara bu gafları yapanlar ne özür diliyor ne de kariyerleri bitiyor. Neden? Çünkü Balkanlar ortada yok.

Sosyal medyadaki bir yazımda İstanbul’da çok sayıda Balkan göçmeni var, 23 Haziran seçimlerinde buna dikkat edilmeli deyince,  arkadaşımızın biri cevap vermiş. Mealen ve yaklaşık olarak demiş ki:

“Vekilim, söyledikleriniz doğru olsa Bayrampaşa’da ve Çekmece’de,  CHP, Balkanlı adaylar koydu ama kazanamadı?

Doğru aslında… İstanbul’daki onlarca ilçede çok sayıda Balkan göçmeni var ama seçilen Belediye Başkanları Balkan göçmeni değil. İnsanlar burada Reise olan sevgi ve saygılarından dolayı oy veriyor. Sonra da biri çıkıp bak işte buralarda Balkan göçmeni çok ama Belediye Başkanı Karadenizli diyorlar ya,  üzülüyorum ve açıklayamıyorum. Şu vefakâr Balkan göçmenleri reis için eyvallah diyorlar, diyemiyorum, desem de inanmıyorlar.

Ayrıca Bayrampaşa ve Çekmece’de CHP’nin koyduğu adaylar nasıl bilmiyorum ama Balkanlı deyince, sadece soyu sopu oradan gelme şartı yetmez.

Biz Balkan göçmeni deyince, Balkan STK’larına üye, Balkanları dava edinmiş, Balkanların onu tanıdığı, onun da Balkanları tanıdığı biri olması, Balkanlara gidip gelen, biri Bal deyince o da Kan diyen kişileri anlıyoruz.

Ayrıca sadece Balkanlı olmak yetmez, (Seçilenler tam da öyledir demiyorum ama) liyakatli, esnaf, adam gibi adam, halka hizmetkâr, eğitimli, aday olduğu ilçede oturan, saygın ve sevilen biri kısacası doğru biri olması da gerekir.  Binali Yıldırım, Balkanlı değil ama İstanbul için doğru bir adaydır ve Balkan dostudur.  Kendisini yakından tanıyor ve seviyoruz. Daha önce İzmir’in kaybettiği şansı inşallah İstanbul yakalar. İstanbul’a yakışan da budur.



* RİFAT SAİT
24.Dönem AK Parti İzmir milletvekili (http://www.akparti.org.tr/tbmm/ozgecmis/23653 )
Balkan Günlüğü Gazetesi Başyazarı (www.balkangunlugu.com )
İzmir ATİK İstişare Konseyi Başkanı (http://www.izmir.atikuemp.com/btkb.php?bl=2 )
BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı (http://www.basam.org.tr/ )

15 Haziran 2019 Cumartesi

Göztepe'den coşkulu kutlama

Göztepeden coşkulu kutlama
Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Göztepe, kuruluşunun 94'üncü yıl dönümünü büyük coşkuyla kutladı. Saat 19.25'te Güzelyalı Sahili'nde toplanmaya başlayan sarı-kırmızılılar saat 22.00'yi gösterdiğinde binlerce meşale yakarak renkli görüntüler oluşturdu. Tezahüratlarla ortalığı inleten taraftarlar meşale şovun ardından havai fişek ve ışık gösterileriyle coştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de kutlamalara katıldı. Göztepe Köprüsü'ne gelen Soyer, taraftara üçlü çektirip, tezahüratlarda bulundu. Göztepeli taraftarlar da Soyer'e sevgi gösterilerinde bulundu. Göztepe Başkanı Mehmet Sepil, yönetim kurulu üyeleri, teknik direktör Tamer Tuna ve futbolcular ise bu kez taraftarın arasında yer almadı.

12 Haziran 2019 Çarşamba

Yalnız yaşayan kişi ölü bulundu

 İZMİR'in Torbalı ilçesinde, işçi emeklisi olduğu öğrenilen 58 yaşındaki Semih Sakin yaşadığı evde ölü bulundu. 
Torbalı ilçesine bağlı Cumhuriyet Mahallesi'ndeki bir sitede bulunan apartmandan kötü kokular geldiğini fark eden vatandaşlar durumu jandarma ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine söz konusu adrese gelen ekipler, kokunun Semih Sakin'in evinden geldiğini belirledi. Kapıyı açan olmayınca çilingir yardımı ile eve giren jandarma ekipleri, Sakin'i evin salonunda hareketsiz şekilde yatarken buldu. Sağlık ekiplerinin yaptığı ilk incelemede, Sakin'in öldüğü tespit edildi. 1 çocuk babası ve işçi emeklisi olduğu öğrenilen Sakin'in yaklaşık 5 gün önce öldüğü tahmin ediliyor. Sakin'in cansız bedeni, savcının incelemesinin ardından İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Sakin'in vücudunda herhangi bir kesik veya darp izinin olmadığı öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. 

10 Haziran 2019 Pazartesi

Deniz tutkunu Miço, ilgi odağı oldu

Deniz tutkunu Miço, ilgi odağı oldu
İZMİR'in Çeşme ilçesinde 'Miço' adlı Golden Retriever cinsi köpek, yüzmeyi sevmesiyle dikkat çekiyor. Sıcakların da etkisiyle günboyu denizden çıkmayan köpek, sempatik hareketleriyle ilgi odağı oldu. 
Çeşme ilçe merkezinde faaliyet gösteren tur tekneleri çalışanlarının bakımını üstlendiği 'Miço' adlı Golden Retriever cinsi 4 yaşındaki erkek köpek, sempatik hareketleriyle dikkatleri üzerine çekiyor. Gün boyu denizden çıkmayan sevimli köpek denize giren tatilcilerle birlikte yüzüyor. Bölgedeki tur teknelerinin çalışanları, 'Miço'nun günlerini bir denizci gibi teknelerde geçtiğini, yüzmeyi çok sevdiğini belirterek, "Adı üstünde Miço, tam bir denizci. Tüm sahilin maskotu oldu" dedi.

8 Haziran 2019 Cumartesi

KHA'dan.Didimli Bokssörlere ŞAMPİYON ANTRENÖR Müjdesi...

Türkiye'nin en sert boksörlerinden  solak boksör Türkiye şampiyonu
Milli boksör gururumuz Dinçer ÇANKAYA  Aydın'ın Didim ilçesine  tayin istedi aynı zamanda Beden eğitimi öğretmeni olan şampiyon  Boksör antrenörlüğü yapıyor 
Haber Ajansımız didim muhabiri Abdullah Kaya'nın kendisiyle yaptığı Röportaj da  ilk boksun geldiği Didimde boksu başlatacağını ve başarılı sporcular şampiyonlar yetiştirmek istediğini söyledi Didim kazanacak  çocuklarımız kazanacak yeni şampiyonlar ile gurur duyacağız inşallah dedi
bizde haber merkezimiz olarak şampiyon Dinçer Çankaya ve Didimli boksörlere
başarılar diliyoruz

3 Haziran 2019 Pazartesi

Nazım Hikmet, şiirleriyle anıldı

Nazım Hikmet, şiirleriyle anıldı
TÜRK edebiyatının en önemli isimlerinden, şair Nazım Hikmet Ran, ölümünün 56'ncı yıl dönümünde İzmir'in Buca ilçesinde anıldı.
Nazım Hikmet Ran, ölümünün 56'ncı yıl dönümünde Buca Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen etkinlik ile anıldı. Moderatörlüğünü Bucalı şair Vedat Araz’ın üstlendiği, şairin kaleminden çıkan eserlerin seslendirilip, piyano eşliğinde çalındığı anmada Nazım Hikmet’in şiirleri konuk şairler Aslıhan Tüylüoğlu, Hülya Deniz Ünal, Hüseyin Yurttaş, Hüseyin Ferhad ve Özlem Tezcan Dertsiz tarafından seslendirildi. Nazım Hikmet'in mücadeleyle geçen hayatı ve edebi kişiliğinin anlatıldığı anmada, bağlama sanatçısı Fırat Erebak ile Hüseyin Kurtulmaz şarkılar seslendirdi.

1 Haziran 2019 Cumartesi

İzmir Cumhuriyet Başsavcısı, Kamil Erkut Güre oldu

 İZMİR Cumhuriyet Başsavcılığı'na, 2019 Yılı Adli ve İdari Yargı Ana Kararnamesi ile Diyarbakır Başsavcısı Kamil Erkut Güre atandı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Aydıner'in Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Genel Kurulu'nca Yargıtay'a üye olarak atanmasının ardından yeni başsavcı belli oldu. HSK 2019 Yılı Adli ve İdari Yargı Ana Kararnamesi ile İzmir Başsavcılığı'na Diyarbakır Başsavcısı Kamil Erkut Güre getirildi.