-->

Çeviri

30 Mayıs 2018 Çarşamba

(KADER) İzmir Şube Başkanı Nuriye Çelik, 4 bin 200 milletvekili adayı arasında sadece 931 kadının bulunduğunu söyledi

Kadın adayların azlığına dikkat çekildi
KADIN Adayları Destekleme Derneği (KADER) İzmir Şube Başkanı Nuriye Çelik, 24 Haziran'da yapılacak genel seçimlere katılan partilerin 4 bin 200 milletvekili adayının arasında, sadece 931 kadının yer aldığını söyleyerek "Meclis yine bir erkek döneme hazırlanıyor" dedi.
İzmir'de üyelerin katılımıyla bir basın açıklaması yapan KADER İzmir Şube Başkanı Nuriye Çelik, 24 Haziran'daki seçimler için Yüksek Seçim Kurulu'na teslim edilen aday listelerine baktıklarında, partilerin kadın temsiliyetinde cimri davrandığını söyledi. Seçime katılan partilerin 4 bin 200 milletvekili adayı arasında sadece 931 kadının bulunduğunu söyleyen Çelik, bu kadın adayların da yalnızca yüzde 5.‘ünün birinci sıradan yer bulduğunu belirtti. KADER Başkanı Nuriye Çelik şöyle konuştu:

Herkese açık gibi görünen siyasal hakların uygulamada kadınların pek çoğuna açık olmadığını savunan Nuriye Çelik, toplumsal eşitliğin politik eşitlikle bağdaştırılmadıkça gerçek anlamda bir özgürlükten bahsetmenin mümkün olmadığını söyledi. Çelik, "Oysa bir toplumda demokrasi anlayışının gelişebilmesi için, kadınların siyasette daha etkili olmaları; tam demokrasiden söz edebilmek için ise kadınların siyaset dahil tüm karar mekanizmalarında eşit temsil ediliyor olmaları gerekmektedir. Kadınlarla ortaklaşmamış hiçbir siyasi yapı başarılı olamaz. Çünkü dünyanın yarısını kadınlar oluşturur ve gerçek ittifak kadınlarla yapılmış bir ittifaktır. KADER olarak yeni erkek döneme diyoruz ki, eşit temsil bir haktır. Kadınsız meclis yarım kalır" dedi."Bu tutumlarıyla; gerek parti programlarında gerekse seçim bildirgelerinde kadına ve kadın haklarına bolca yer veren birçok siyasi partinin aslında kadınları sadece seçmen olarak gördüğü ve asıl hedefinin kadınlardan oy alabilmek olduğu anlaşılmaktadır. Nüfusun yüzde 50'sini, seçmenlerin ise yüzde 51'ni oluşturan kadınların milletvekilliğine seçme ve seçilme hakkını elde edişlerinin 84. yılında listelerde sadece yüzde 22 oranında yer bulabilmiş olması bizlere gösteriyor ki; bu dönemde de her konuda olduğu gibi kadınlar hakkındaki kararları yine erkekler verecek. Üzülerek söylüyoruz ki meclis yine bir erkek döneme hazırlanıyor."

29 Mayıs 2018 Salı

İnşaat temelinden Roma dönemine ait kalıntılar çıktı

İnşaat temelinden Roma dönemine ait kalıntılar çıktı
 İZMİR'de, inşaat çalışması sırasında yıkımı yapılan binanın zemininde, Roma dönemine ait olduğu tahmin edilen 'liman hamamı' kalıntıları bulundu. İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nca arkeolojik sondaj çalışmalarının, parsel bütünlüğünde yapılması yönünde karar alındı. Arkeologlar Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Uhri ise bölgede artık bina yapılamayacağını, buranın arkeopark olması gerektiğini söyledi.
Konak ilçesi Ahmetağa Mahallesi'nde bulunan, mülkiyeti Vakıflar Müdürlüğü'ne ait olan, 120 yıllık Kaptan Mustafa Paşa İş Merkezi için yap-işlet-devret modeli ile 2016 yılında ihaleye çıkıldı. İhaleyi kazanan firma tarafından 12 Haziran 2016 tarihinde, çalışmalara başlandı. Binayı yıkarak, yerine alışveriş merkezi kurmak isteyen firma yetkilileri, beklemediği durumla karşılaştı. İş makineleriyle yapılan kazı çalışmaları sonrası binanın zemininde tarihi kalıntılara rastlanıldı. 3'üncü derece arkeolojik sit alanında kalan bölgede, inşaat çalışmaları durduruldu. İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun kararıyla bölgede sondaj yapılarak, kalıntılar incelenmeye başlandı. Aradan geçen 2 yıla rağmen çalışmalar bitirilemedi. Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nca geçen aylarda yapılan toplantıda, bir kez daha karar alındı. Kurul tarafından taşınmaz üzerinde yapılan sondaj çalışmalarının incelendiği ve inceleme sonucu Roma dönemine ait liman hamam yapısı olduğu düşünülen kalıntıların ortaya çıktığı görüşü paylaşıldı. Kalıntıların, alanın diğer taraflarında da devam ettiği yönünde görüşün hakim olduğunu bildiren İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nca söz konusu yapı kalıntılarının tümünün ortaya çıkarılabilmesi için Müze Müdürlüğü'nün uygun göreceği teknik ve yöntemlerle sondaj çalışmalarına parsel bütününde devam edilmesi yönünde karar alındı. Çalışmaların tamamlanmasının ardından Kazı Başkanlığı'nın görüşleri kurula iletilecek, ardından alanla ilgili nihai değerlendirme yapılacak.
'BU ALANDA ARTIK BİNA YAPILAMAZ'
Çalışmaların sürdürüldüğü alanda, katıntılar her gün biraz daha gün yüzüne çıkarken, Arkeologlar Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Uhri, alanda bina yapılmasının artık mümkün olmadığını söyledi. Kaptan Mustafa Paşa İş Merkezi binasının temelinde, iç limanın bir ucunun (kuzeybatı) ortaya çıktığını kaydeden Uhri, limanın diğer ucunun ise Hisar Camii'nin bulunduğu yer olduğunu söyledi. Bu alanda bina yapılmaması gerektiğini belirten Uhri, öneride bulunarak, "Orası artık arkeopark olur. Kalıntılar tam olarak ortaya çıktıktan ve bölge tamamen temizlenip, açıldıktan sonra arkeopark yapılmalı" dedi.
Çevreci kimliği ile bilinen avukat Arif Ali Cangı ise 3’üncü derece arkeolojik sit alanı olan bölgenin, İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıkları Bölge Kurulu tarafından 1’inci derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmesi gerektiğini söyledi. Alandaki kazı çalışmalarının devam etmesi gerektiğini kaydeden Cangı, İzmir Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi’ne çağrıda bulunarak, şunları söyledi:
"Bu alanda İzmir'in tarihini değiştirecek eserler çıkabilir. Kültürel varlıklar tüm insanlığın ve kuşakların ortak değeridir; koruyup, gelecek kuşaklara aktarmak, tarihi ve vicdani sorumluluğumuzdur. Merkezi ve yerel idarelerin hukuki sorumluluğudur. Burası Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne ait. O nedenle korumak da vakıf olmanın doğal gereğidir. Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün korumacı bir şekilde yaklaşmasını, ona göre işlem ve eylem yapmasını bekliyoruz. İzmir Valiliği’ni, Büyükşehir Belediyesi ile Konak Belediyesi’ni de göreve çağırıyoruz."

27 Mayıs 2018 Pazar

'Gitmeyin başınız yanar' dedi, dehşeti yaşadı! 'Beni süzgece çevirdiler'

İstanbul Kadıköy'de 3 kişinin bıçaklandığı kavganın yeni görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde iki grup arasında çıkan kavga sokağa yayılıyor. Kavga edenlerden birisi kendisini uyaranı, araya gireni ve yoldan geçeni bıçaklıyor.Olay, 'Barlar Sokağı' olarak bilinen Kadife sokakta 14 Nisan Cumartesi günü saat 03.30 sıralarında meydana gelmişti. Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, sokakta bekleyen grup ile aşağı doğru yürüyenler arasında bilinmeyen bir nedenden dolayı kavga çıkıyor. Yere yatırdıkları kişilere ellerindeki bira şişeleriyle vuran saldırganları araya girenler engellemeye çalışıyor. Ancak bu kez hedef değişiyor ve araya girenler saldırıya uğruyor. Saldırıya uğrayanlar karşılık verince kavga giderek büyüyor. Dakikalarca süren kavga tam bitti derken saldırganlar bu kez kendisini uyaranlara bıçakla saldırıyor. Yine karşılık gören saldırganlar yere düşünce daha da sinirleniyor ve bıçak çıkartıyor. Recep K. elindeki bıçak ile 3 kişiyi yaralıyor.


'50'DEN FAZLA ZIMBA, TOPLAMDA 100'E YAKIN DİKİŞ VAR'

Saldırıda ağır yaralanan Yaşar Ercihan Kızılgün (32) yaşadıklarını anlattı. Uzun bir aradan sonra gittiği sokakta başına gelenleri anlatan Kızılgün, "Yanımdan genç bir çift geçiyordu. Onları 'gitmeyin başınız yanar' diye uyardım. Ve bu sefer ben hedef oldum. Beni süzgece çevirdiler. Belden yukarı 6 yerimden bıçaklandım. 50'den fazla zımba, toplamda 100'e yakın dikiş var vücudumda. Hepsi belden yukarı, öldürmeye kast. Radyo sinema öğretmeniyim ve aldığım bu bıçak darbelerinden sonra elimdeki motor fonksiyonları ve hissiyat gitti. Öğretmenliğimi nasıl idame ettireceğim ben de bilmiyorum. Şahısların 3 tanesi tespit edildi ama 3'ten fazla olduklarını ben biliyorum, o gece ben yaşadım bu olayı. Bir tanesi de imza şartıyla salıverilmiş. Davacıyım, şikayetçiyim. Maddi manevi tazminat davası açacağım" diye konuştu.

24 Mayıs 2018 Perşembe

Başbakan Yıldırım’dan belediyelere uyarı: İşinizi yapın kardeşim…

Başbakan Binali Yıldırım, Fiber Optik Altyapı Ortak Kullanım programında konuştu. Başbakan açıklamasında belediyelere uyarıda bulunarak “Belediyeler, Telekom altyapı şirketi olmaya hevesleniyor. İşinizi yapın kardeşim. Kanalizasyon, park bahçe altyapı sizin işleriniz bunlar. Bırakın iletişimciler iletişim işini yapsın, şehircilik işini de siz yapın. Niye başkasının alanına hevesleniyorsun?” dedi.

Başbakan Yıldırım’dan belediyelere uyarı: İşinizi yapın kardeşim…
Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları:

Diyelim ki kabaca ihtiyacımız 20 milyar liraysa, bu birlikte altyapı yapma halinde bunun 4 milyara kadar inmesi söz konusu. Ülkemizin kaynakları en iyi şekilde kullanmak herkesin vazifesidir. Ortak altyapı sayesinde gereksiz kazılar ortadan kalkacak. Standart altı işler ortadan kalkacak. Bunun ne zararı var? Eğer bunu düzgün, usulüne uygun tekniğine uygun yapmazsanız vereceğiniz hizmet kalitesi de kötü olur. Aynen yollara benziyor. AK Parti iktidarından önce bölünmüş yollar çok azdı, kalitesi çok kötüydü. Dolayısıyla kazalar daha fazla oluyordu. Bir de yollarda kaybedilen süre ekonomiye çok büyük zarar veriyordu. Şimdi her tarafta bölünmüş yollar var. Ve müthiş bir ekonomiye katkı sağlıyor.  Bilgi toplumu hedefimiz var. Bilgi toplumu hedefi gelişmişlik göstergesi. Rakamları siz biliyorsunuz. Nereden nereye geldik, internet ağlarımızda, fiber ağlarımızda ne kadar mesafe kat ettiğimizi çeşitli vesilelerle anlatıyoruz.

"BUGÜN ALLAH'A ŞÜKÜR MUTLU SONA GELDİK"
Vatandaşımız teknolojiyi seviyor, iletişimde hızı seviyor. Bizim geliştirdiğimiz sloganlar var. Bir tanesi “havayolu halkın yolu” dedik, yaptık. İkincisi, “ulaşımda hız felakettir, iletişimde hız berekettir” dedik. Bunun içinde operatörlerimiz, bakanlığımız, BTK el ele vererek bunları gerçekleştiriyor. Şimdi artık bilgiler artıyor. Eskiden yollar tek şeritli olunca, bilgi de sınırlı olunca yetiyordu. Şimdi bilgi çok fazla. Yani trafik çok arttı. Araç çok arttı, hizmetler çok arttı. Dolayısıyla iki şeritli, beş şeritli yol yetmiyor. Karayolları gibi arazi problemi de yok. Cenabı hak vermiş. Yer altında yer üstünde istediğin şeritte iletişimde yol yapabilirsin. Bugün bu birliktelik, bu sözleşme Türkiye’nin bilgi toplumunda yeni bir aşamayı ifade ediyor. Bundan böyle, ben hatırlarım Yusuf bey gelir gider “şu altyapıyı bir birleştirsek, kaynak israfının önüne geçsek” derdi. O da bende ömrümüzü bunun için geçirdik. Bugün Allah’a şükür mutlu sona geldik.

"BURADA SİSTEM AYNI ARAÇLAR FARKLI"
Bir şeyin bilinmesi lazım. Burada bulunanlar operatörler dışında Telekom hizmeti vermek isteyen başka küçük yeni açılacak hizmetten bahsediyor. Şirketler ne olacak? Herkes bu hattın içine girebilecek, sınırlama yok. Bunun bilinmesi lazım. Bugün siz mevcut altyapı ile hizmet vermek istiyorsunuz. Gelip bu yolu kullanabileceksiniz. Yeniden yatırım yapmanıza ihtiyaç kalmayacak. Aslında biz bunu iletişimde başaralım istedik en önce, olmadı. Demiryollarında bunu yaptık. Demiryollarında artık altyapı açıldı bütün kullanıcılara açıldı. Peyderpey hazırlıklar devam ediyor. Demiryolu yapılmış, bu demiryolunu efendim lojistik firması, vagonu olan, bir şekilde kiralayanlar rahatlıkla yapabilecekler. Taşıma yapacaklar, bunun için bir ücret ödeyecekler. Burada da sistem aynı, araçlar farklı. Orada demiryoluyla yükler, burada da akıl yolunda bilgiler taşınıyor.

"YOLDAN PARA KAZANILMAZ"

Bu altyapının kullanım ücretlerinin de makul olması lazım. Parayı yoldan değil, onun üzerinde taşıdığınız bilgiden kazanacaksınız. Yoldan para kazanılmaz. İletişim altyapısı ticaret aracı değildir. ticaret aracı nedir? O iletişim aracını kullanarak ticareti yapmak, ülkenin ihtiyaçlarını karşılamak. İşi böyle görmemiz lazım. İşte o yüzden aracı amaç gibi görmeye başlarsak kaybederiz. Amaca yönelmemiz lazım, amaç Türkiye’nin her alanda internet hızıyla, yeni teknolojik gelişmelerle yapay zeka, sanal gerçeklik bütün bunları bu yeni teknolojileri ülkemize kazandıracak bu altyapıları en iyi şekilde hazırlamamız lazım.
Bir yandan telekomun bir buçuk asırlık tecrübesiyle edindiği bir kıymetli altyapısı var. Onu kullanacaksınız. Diğer yandan da yine Telekom bunları yapmaya devam edecek, ikili üçlü sözleşmelerle ve bir standart çerçevesinde bu işler yürütülecek. Burada diğer kamu kurumlarına da görev düşüyor. Arazinin sahibi orman ise, orman ve su işleri bakanlığı. Belediyeler ise belediyelerle koordinasyon gerekiyor. Bunların hepsinin zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcı olması lazım.

"BELEDİYELER HEVESLENİYOR AMA İŞİNİZİ YAPIN KARDEŞİM"
Belediyeler de, Telekom altyapı şirketi olmaya hevesleniyor. İşinizi yapın kardeşim. Kanalizasyon, park bahçe altyapı sizin işleriniz bunlar. Bırakın iletişimciler iletişim işini yapsın, şehircilik işini de siz yapın. Niye başkasının alanına hevesleniyorsun? Bunlar doğru şeyler değil. Yapılıyor ne oluyor? Hizmetin devamlılığı olmuyor. Bir kazı yapıyor, onu bozuyor, kabloları kepçeyi atıyor, takıyor. Ondan sonra da hizmet aksıyor, vatandaş mağdur oluyor. Sonra belediyeler buradan para kazanacağım diye yalan yanlış bir sürü kazılar yapılıyor.
Ben hatırlıyorum Ankara’nın sokaklarında, marangoz testeresiyle bir çizik gibi yarıyor asfaltı. Oraya böyle elleriyle kabloyu sıkıştırıp üzerini kapatıyor. Ne o? “İletişim altyapısı yaptım…” Böyle bir şey olur mu ya? Bunlar yanlış işler.

“BÜROKRASİ DEMEK ZAMAN KAYBI DEMEK”
Bugün abone yoğunluğunu 2020’de yüzde 20’ye, 2030’da yüzde 30’a çıkartmayı hedefliyoruz. Sabitten buraya geldik, şimdi sabite de ihtiyaç var. Çünkü yedeklememiz lazım.

Haberleşme ağı mesafeleri ortadan kaldırıyor. Bürokrasiyi ve aradaki aracıları da ortadan kaldırıyor. İşte internet üzerinden e-devlet hizmeti. Bugün hangi seviyelere ulaştık, zannediyorum yüzde 50-60 seviyelerini geçtik. Bütün hizmetler bakımından önümüzdeki bir yıl içinde, gerek vatandaşın devletten, gerekse devlet kurumları o biraz daha kısa sürede tamamlanacak. Aldıkları hizmet, yaptıkları işler artık elektronik ortamdan yapılır hale gelecek. Böylece bürokrasi de azalmış olacak. Bürokrasi demek zaman kaybı demek, kalkınmanın ve hedeflerin sapması demek. Dolayısıyla elektronik altyapıya yapacağımız her yatırım bürokrasinin biraz daha azaltılması anlamına geliyor.
“AHMAKLAR BİLMİYOR Kİ YEDEK SİSTEMLER VAR”
Haberleşme ağının gelişmesi sadece ekonomiye katkı sağlamıyor, bürokrasiyi azaltmıyor. Aynı zamanda ülkenin demokrasi standardını da geliştiriyor. Bunun örneğini biz 15 Temmuz’da gördük. Eğer bizim iletişim altyapımız, haberleşme altyapımız gelişmemiş olsaydı bu darbeyi önlemek o kadar kolay olmazdı. Çünkü vatandaşın mobilize olması, sahalara inmesi ve işin gerçeğini öğrenmesi darbecilerin planlarını alt üst etti. Eskiden darbe yapanlar, hiç kimsenin haberi olmadan Harbiye’deki TRT’yi ele geçiriyorlardı, ondan sonra sen sağ ben selamet. Şimdi bir tane TRT yok ki, hangi biriyle uğraşacak? Gittiler onun için TÜRKSAT’ı bombaladılar ama ahmaklar bilmiyor ki yedek sistemler var. Devreye girdi, planları alt üst oldu. milyonlarca sosyal medya kullanıcısı, haberleşme kanallarını kullanarak bizlerin çağrısıyla meydanları doldurdu ve ülkemize sahip çıktık. 
“SIRA KULELERDE ORTAK KULLANIMA GEÇMEK”

Geçenlerde bir köyde birisine rastladım. Koyun sürüleri var, cep telefonuyla takip ediyor nerede yayılıyorlar, akşam hangisi doğurdu ne bitti. Hepsini oturduğu yerden izliyor. Bu teknolojinin verdiği imkan. Allah’a şükür kapsama alanımız bir çok yerde sağlandı. Esasında hakkımızı da yemeyelim. 3G’ye geçerken ortak kırsalda, altyapının ortak kullanımı konusunda bir mutabakat sağlamıştık. Çalışıyor mu bilmiyorum. Yani evrensel hizmet kapsamında yaptığımız baz istasyonları, kırsal kesimde bir başlangıç yapmıştık. Şimdi bu bitti. Sıra kulelerde ortak kullanıma geçmek. Tamam mı? Yolların üzerinde bakıyorsun üç tane kule, yan yana. Yazık günah değil mi kardeşim? İki tanesini al 10 km öteye birini koy. Her taraf aynı şekilde güzelce kapsansın. Bizim arazimiz İngiltere gibi değil. Bizim arazimiz dümdüz değil. Dağlar, bayırlar, vadiler. İşimiz her bakımdan zor. Savaşların karışıklıkların olduğu bölgedeyiz. İletişim altyapısı açısından zorluklarımız var. Ama bu zorluklar bizim azmimizi artırıyor.  Zoru başarmak, ayakta kalmak için çok önemli bir meziyettir. Bunun için de çalışıyoruz.
“SEÇİMDEN BAHSETMESEK OLMAZ”
Tabi bir seçim dönemine girdik. Seçkin bir cemaati bulmuşuz, seçimden bahsetmesek olmaz. Yani 16 yıldır ülkemiz için çalışıyoruz. Bir şeyler yapmaya gayret ettik. Yaptıklarımız çok, yapamadıklarımız var. İnsanız, mutlaka eksikliklerimiz vardır. Ama bunları tamamlamak için 24 Haziran’da tekrar yetki talep ediyoruz milletimizden. Milletimiz her şeyin en güzelini biliyor ve kararını verecek. Ben sadece şu kadarını söyleyeyim. Bizim 16 yıllık başarımızın arkasında güven ve istikrar var. Güven ve istikrar ülkelerin hedeflerini tutturması için olmazsa olmaz.  Güven ve istikrar nasıl sağlanıyor? Bir kere vatandaş güvenecek, desteğini verecek. Onu yaptıktan sonra istikrar kendinden geliyor, güçlü iktidarla milletin işleri gecikmeden yerine getirilmiş oluyor.
“DEMOKRASİ ADINA UTANÇ VERİCİ BİR ŞEY”
Tabi güven ve istikrar vardı ama vesayet alışkanlıkları da hala devam ediyordu. Bunu 15 yıl içerisinde birkaç sınamayla karşı karşıya kaldık. Cumhurbaşkanı seçiminden başladı 2007’de, arkasından iktidardaki partiye kapatma davası açıldı. Demokrasi adına utanç verici bir şey. Onu geçtik, bu sefer yargı darbesiyle karşı karşıya kaldık. Onu geçtik, Türkiye ekonomik şartlarda 100 yılın en iyi noktasına gelmişti. Mayıs 2013. Faizler yüzde 4,6’ya kadar gerilemiş, enflasyon yüzde 5’lere inmiş. Gezi olayları ve ondan sonra yaşadığımız süreçler ve nihayet 15 Temmuz darbe kalkışması, bizi bu yönetim sistemimiz hakkında yeni baştan düşünmeye sevk etti. Yani sürekli biz önümüzü arkamızı kontrol ederek mi iş yapacağız? Nereden ne darbe yiyeceğimizi düşünerek mi iş yapacağız? Bu sürdürülebilir bir şey değil dedik ve parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ön gören bir karar verdik. Anayasa değişikliğini yaptık, 16 Nisan 2017’de de vatandaşlarımız olur verdi. Şimdi bu değişikliğin ön gördüğü seçimi, uygulamasını sağlayacak ilk seçimi de 24 Haziran’da sandığa giderek gerçekleştireceğiz. Buradaki en önemli özellik, ülkeyi önümüzdeki 5 yıl için yürütecek kadrolar seçimde belli olacak. Milletvekillerini seçip Ankara’ya göndereceğiz, ne gibi süreçler yaşanacak bunlara ihtiyaç kalmayacak. Vatandaş ‘ben yetkiyi filancaya verdim’ diye bir cumhurbaşkanı seçecek. Yüzde 50 artı, yüksek bir oranda da. Seçimini yapacak aynı zamanda da kendini illerinde temsil edecek vekillerini de seçecek. Dolayısıyla yasama ve yürütme aynı günde millet iradesiyle belli olacak. Ondan sonra da vesayet riski ortadan kalkacak. Vesayetin tek sahibi kalıyor, millet. Tek vesayet makamı millet olacak. Millet yetkiyi verecek, sonra işler yürümezse tekrar yetkiyi verdiği gibi alacak.
“YENİ DÖNEMİN ADINI ŞÖYLE KOYABİLİRİZ”
Yeni dönemin adını şöyle koyabiliriz. Yeni dönem, güçlü iktidar, sürekli istikrar. Bir kere iktidarda mutlak millet iradesi var, mutlak yüksek bir destek var. İstikrarda da güvende de aynı şekilde devam edecek. Türkiye gelecek hedef dönemlerini daha kararlı bir şekilde yeni sistemde gerçekleştirecek. Şüphesiz kararı verecek olan milletimiz. Ama biz rahatız, 15 yıllık hizmetlerle milletimizin karşısına gidiyoruz. Sorunlarımızı torunlarımıza bırakmadan bugünlere geldik.  Şimdi vakit Türkiye vaktidir diyoruz ve bu duygularla yapılacak seçimlerin de ülkemize milletimize hayırlar getirmesini diliyorum.

23 Mayıs 2018 Çarşamba

ZAKİR KAYA :BUCA ŞİRİNYER SEVGİ YOLU KÖSTEBEK YUVASI OLDU BUCA BELEDİYE BAŞKANI GÖREMİYOR MUSUNUZ

Aylardır ....
Kıştan beridir ki ,Buca şirinyer  sevgi yolu eziyet yoluna döndü şirinyerın en gözde dolaşım alanı
köstebek yuvasına döndü nasıl bir çalışmaysa 500 metrelik yol 500 gündür neredeyse bitirilemedi
ayak alşkanlığı yaratan trafığe kapalı sevgi yoluna gezmeye ve alış veriş yapmaya gelen İzmirlileri
geldiğine geleceğine pişman etmeye devam ediyor CHP Belediyesi ne seslenıyorum bu ne rahatlık
haberınızmı yok hiç yolunuzmu düşmüyor Levent Piriştina bu eziyet daha ne kadar sürecek 
500 metrelik yol kaldırımı kaç yıl da bitırmeyi planlıyorsunuz 24 Saat de tünel alt geçıt
yapan belediyeler gördük bu işin hakkını verin halkı toz yutmaktan kurtarın her gün izmirli
toz yutmak ayakabı topuğunu kırmaktan bıktı .Çok sabır ettik bu çıle biter bitecek diye sonuç yok
bir an evel Buca şirinyer sevgi yolunu bu umutsuz perişan ortmamdan kurtarın esnaf sergileri
toz duman oldu adamlar isyandalar Levent Piriştina başkan esnaf ve bucalıların sabrı bitiyor
                                          Zakir KAYA Sizden biri...KHA
















22 Mayıs 2018 Salı

İYİ Parti adayı istifa etti

İYİ Parti adayı istifa etti
 İYİ Parti İzmir milletvekili adayı olan ve listede birinci bölge 5'inci sırada yer alan İYİ Parti Gençlik Kolları Kurucu Genel Başkanı Osman Ertürk Özel, adaylıktan istifa etti. Kişisel sosyal paylaşım sitesi üzerinden istifa ettiğini duyuran Özel, partisi için en üst gayretle çalışmaya devam edeceğini yazdı.
Sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden İYİ Parti İzmir milletvekili adaylığından istifa ettiğini açıklayan İYİ Parti Gençlik Kolları Kurucu Genel Başkanı Osman Ertürk Özel, şu ifadelere yer verdi:
"24 Haziran 2018 genel seçimlerinde partimiz listelerinde İzmir 1. bölge 5. sıra adayı olarak gösterilmiş bulunmaktayım. İlgili adaylıktan gördüğüm lüzum üzere istifa etmiş bulunuyorum. Partimizin başarısı ve Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in Cumhurbaşkanlığı adaylığı için en üstün gayretle çalışmaya devam edeceğim."

20 Mayıs 2018 Pazar

İzmir'de tribünler karıştı

Galatasaray, Fransız forveti Bafetimbi Gomis'in 66'ncı dakikada attığı penaltı golüyle 1-0 öne geçerken tribünlerde de tartışmalar yaşandı.
Galatasaray'ın öne geçmesiyle kapalı tribünün sağında oturan Göztepelilerin içinde bir grup Galatasaraylı futbolsever sevinç gösterilerinde bulundu. Göztepeli taraftarlar ise o grubun üzerine yürüdü. Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Abdurrahim Albayrak ve Göztepe Başkan Vekili Talat Papatya tribünlere gelerek olayları yatıştırmak istedi. Emniyet güçlerinin de araya girmesiyle olası bir kavga önlendi.

17 Mayıs 2018 Perşembe

Güzelbahçe vapuruna kavuşuyor

Güzelbahçe vapuruna kavuşuyor
İZMİR Büyükşehir Belediyesi, Güzelbahçeli ile Konak arasında gemi seferlerine başlıyor. Yarın (cuma) saat 07.35'te Güzelbahçe'den Konak'a hareket edecek ilk geminin yolcuları arasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da olacak.
Deniz ulaşımı için filosunu son teknoloji gemilerle donatan İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZDENİZ tarafından gerçekleştirilecek Güzelbahçe seferlerine yarın sabah start veriyor. Denizcilik Ulaştırma ve Haberleştirme Bakanlığı'ndan gerekli iznin alınmasının ardından seferlerini kısa sürede yapma kararı alan İzmir Büyükşehir Belediyesi, ilk vapur seferini 18 Mayıs Cuma günü yapacak. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise Güzelbahçe'den Konak'a saat 07.35'te hareket edecek vapurda yolcuları yalnız bırakmayacak.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Yassıcaada, Foça ve Mordoğan seferlerine ise önümüzdeki günlerde başlayacak

.

16 Mayıs 2018 Çarşamba

Başarılı bekçiler polis olacak

Başarılı bekçiler polis olacak
 İZMİR Emniyet Müdürlüğü'ne atamaları yapılan 750 bekçiden, eğitimleri tamamlanan 318'i, Bornova'daki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde gerçekleşen törenle yemin etti. Törende konuşan İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, 15 Nisan'da göreve başlayan bekçilerin 3 hafta içerisinde, çeşitli örgütlere mensup 10'dan fazla terörist yakaladığını belirterek, bekçilerin gelişimlerinin takip edileceğini ve görevlerinde başarılı olup sivrilen bekçilerin polis kadrosuna geçirileceğini söyledi.
Geçen 13 Nisan'da yemin edip, 15 Nisan'da göreve başlayan toplam 228 çarşı ve mahalle bekçisinin ardından, bugün de 318 bekçi, Bornova'daki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde gerçekleşen törenle yemin etti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törene, Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, Sahil Güvenlik Komutanı Kıdemli Albay Mete Çağlar ve İl Jandarma Komutan Yardımcısı Jandarma Albay Recep Uysal katıldı.
Bekçi Gökhan Sapmaz'ın 'Gece Kartalları' adlı şiiri okumasının ardından söz alan İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, 2018'in ilk 5 ayında, evlerde meydana gelen hırsızlık olaylarının yüzde 60 azaldığını söyledi. Bekçilerin olduğu sokaklarda hırsızın, namussuzun, arsızın, teröristin olmayacağını bildiklerini ifade eden Aşkın,  "Emniyet teşkilatı bu ülkenin teminatıdır. Biz Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile birlikte ülkemizin düşmanlarına asla geçit vermeyeceğiz. İster bölücü terör olsun ister radikal terör olsun ister FETÖ olsun, hangisinden gelirse gelsin biz bu milleti koruyacağız, bu devleti de ilelebet yaşatacağız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın" dedi.
BAŞARILI BEKÇİLER POLİS OLACAK
Geçen 15 Nisan'da göreve başlayan bekçilerin 3 hafta içerisinde, çeşitli örgütlere mensup 10'dan fazla terörist yakaladığını vurgulayan Aşkın, "İçişleri Bakanlığı ile iletişime geçtik. Bizlere çarşı ve mahalle bekçiliği uygulamasından memnun olup olmadığımızı sordular ve onlara çok memnun olduğumuzu, uygulamaya sayının artarak devam edilmesini beklediğimizi söyledik. Sizlere bir de müjdem olsun, bekçilerin yani sizlerin gelişimini izleyeceğiz, durumlarınızı takip edeceğiz. Görevinde başarılı olup sivrilenleri polis kadrosuna alacağız. Mevzuatta herhangi bir sıkıntı yok, İçişleri Bakanlığı da konuya oldukça sıcak baktı" dedi. 
Konuşmaların ardından Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, Sahil Güvenlik Komutanı Kıdemli Albay Mete Çağlar ve İl Jandarma Komutan Yardımcısı Jandarma Albay Recep Uysal, bekçilere sertifikalarını verdi.
Dönem birincisi Emrah Tatar da, törende bir konuşma yaparak, bekçilerin emniyet teşkilatının bir parçası olmaktan duydukları mutluluğun kelimelerle anlatılamaz olduğunu söyledi.
Konuşmaların ardından Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, Sahil Güvenlik Komutanı Kıdemli Albay Mete Çağlar ve İl Jandarma Komutan Yardımcısı Jandarma Albay Recep Uysal, bekçilere sertifikalarını verdi. Tören, düzenlenen kokteylin ardından sona erdi.

15 Mayıs 2018 Salı

'Ne olur beni kurtarın, kocam beni öldürecek'

İzmir ’de yaşayan Mutlu B (22), kendisine şiddet uygulayan kocasına boşanma davası açtıktan sonra karşı karşıya kaldığı tehditler yüzünden dışarı bile çıkamadığını belirtip "Ne olur beni kurtarın, ölmek istemiyorum. Feryat edip de öldürülen diğer kadınlar gibi olmak istemiyorum" dedi.

Ne olur beni kurtarın, kocam beni öldürecek
İzmirli 22 yaşındaki Mutlu B, arkadaş ortamında tanışıp evlendiği ve bir çocuk dünyaya getirdiği eşi Doğukan İhsan B'ye, şiddetli geçimsizlik ve sürekli şiddet gördüğü için boşanma davası açtı.
KOCA SERBEST KALDI
Çılgına dönen öfkeli koca Doğukan İhsan B, eşini darp etti. Eşinin elinden kurtulan genç kadın evi terk edip polise şikayetçi olduktan sonra 2 yaşındaki oğlunu alıp ailesinin yanına yerleşti. Eşine şiddetten ifadesi alınan koca serbest kaldı.
SENİ KİMSE KURTARAMAZ
Kocasının serbest kaldıktan sonra sürekli telefonla arayıp 'Seni kimse elimden kurtaramaz, senin canını almaya geleceğim; hem de hiç ummadığın anda' diyerek tehditler savurduğunu belirten gözü yaşlı genç kadın, "Ne olur beni kurtarın, ölmek istemiyorum. Feryat edip de öldürülen diğer kadınlar gibi olmak istemiyorum" dedi.
KORUMAYA ALSINLAR
"Devlet beni korusun" diyen Mutlu B, "Adımı soyadımı ve T.C'mi değiştirip beni bilinmeyen bir kentte koruma altına alsınlar. Bana telefon açıp senin uyurken canını alacağım diyerek tehdit ediyor. Bu cesareti rahatlıkla buluyor. Gazete ve TV'lerde gördüğüm gibi koca dehşeti ile ölmek istemiyorum" dedi. 
Yeni Asır

14 Mayıs 2018 Pazartesi

FETÖ'nün 'hususi imamı', Buca'da yakalandı

İZMİR merkezli 15 ilde FETÖ/PDY'nin Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki kripto yapılanmasına yönelik düzenlenen operasyonda, 87 kişinin gözaltına alınmasıyla ilgili soruşturmanın başlamasına neden olan Türk Silahlı Kuvvektleri mensuplarının fişlendiğini ortaya çıkaran 'buluntu flash bellek'in hazırlanmasına yardım ettiği iddia edilen örgütün sözde hususi imamlarından İ.S., Buca'da saklandığı evde yakalandı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla İzmir Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, İzmir merkezli 15 ilde, geçen cuma günü FETÖ/PDY'nin Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki kripto yapılanmasına yönelik düzenlenen operasyonda 87 kişi, gözaltına alındı. Operasyon kapsamında soruşturmanın açılmasını sağlayan 'buluntu flash bellek'in hazırlayıcılarından olduğu öne sürülen ve örgütün sözde hususi imamlarından İ.S. Buca'da saklandığı evde yakalandı. Bir arkadaşının evinde eşiyle birlikte saklanırken yakalanan İ.S., sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.
Öte yandan örgütün kripto yapılanması soruşturmasının başlamasına neden olan buluntu flash belleğin 2006 yılında İzmir'de Ege Ordusu Komutanlığı'na teslim edildiği ve darbe girişiminin ardından 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi olarak yargılanan eski Orgeneral Akın Öztürk'ün oluşturduğu 'Güneş çalışma grubu' tarafından kayda değer olmadığı gerekçesiyle incelenmediği ortaya çıktı. Flash bellek üzerinde yapılan ilk incelemede ise TSK içindeki 5 binin üzerinde askerin davranışlarına göre fişlendiği belirlendi. Söz konusu flash bellekten daha önce bazı soruşturmalarda da bahsedildiği tespit edildi. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan ve dönemin Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarata Karşı Koyma Şube Müdürü olan S.B.'nin 2017'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadede, flash bellekten bahsettiği, flash belleğin kaybolmasından sonra Adil Öksüz ile görüştüğünü söylediği ve Öksüz'ün gözlerinin dolmasını anlattığı ifade edildi. Ekiplerin kripto yapılanmasına yönelik yaptığı operasyonda FETÖ'nün askerlerden sorumlu 5 mahrem imamdan 2'sinin yurt dışına firar ettiği, gözaltı listesindeki hava istihbarat astsubay Erdal D.'nin ise darbe girişimi öncesi geçici görevle gittiği Yunanistan'dan dönmediği belirlendi. Operasyon kapsamında gözaltına alınan şüphelilerin ifadelerinin doğrultusunda bazı kişilerinde aranmasına devam edildiği öğrenildi.



12 Mayıs 2018 Cumartesi

Buca'da '24 can' için anıt

Bucada 24 can için anıt
İZMİR'in Buca ilçesinde, geçen yıl 'Anneler Günü' etkinliğine giderken Muğla- Marmaris karayolundaki trafik kazasında yaşamını yitiren 24 kişi arasında yer alan Bucalı anneler anısına yaptırılan 'Yaylacık Anneleri Parkı ve Anıtı' törenle açıldı.
Buca Belediyesi, geçen yıl Muğla'nın Marmaris ilçesine Anneler Günü kutlamasına giderken geçirdikleri trafik kazasında yaşamını yitiren 24 Bucalıyı unutmadı, anılarına Anneler Parkı ve Anıtı yaptı. Kazada yaşamını yitirenlerin çoğunluğunu Yaylacık Mahallesi sakinlerinden olması nedeniyle Yaylacık Mahallesi'nde yapılan anıt, düzenlenen hüzünlü törenle açıldı.
Yaylacık Camisi'nde okunan mevlit ve kılınan cuma namazının ardından yapılan açılış törenine kazada yaşamını yitiren Bucalıların acılı yakınları, CHP'li Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, CHP Buca İlçe Başkanı Kasım Akdağ, Buca Müftüsü Muharrem Gül ve yüzlerce Bucalı katıldı.
PİRİŞTİNA: UNUTMAYACAĞIZ
Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, törende yaptığı konuşmada kazanın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen acılarının hala çok taze olduğunu belirterek, "Yitirdiğimiz canlarla sadece Buca'nın değil, tüm Türkiye'nin içi kan ağladı. Birlikle beraberlikle bu yaraları sarıyoruz, saracağız. Yitirdiğimiz canlarımızı, annelerimizi anılarına yaptığımız parkımızla, anıtımızla ölümsüzleştirmek istedik. Sadece yıl dönümlerinde değil, her zaman rahmetle anacağız, unutmayacağız. Kaybettiğimiz annelerimizin tüm yakınlarının her türlü ihtiyaçlarında yanlarındayız" dedi.
Açılış töreninde kazada annesini kaybeden Buca Belediyesi Pırlanta Merkezi öğretmenlerinden Yasemin Namlı Arkan, Başkan Piriştina'ya çiçek vererek teşekkür etti.
Güneşli bir havada başlayan tören karanfil motifli Anneler Anıtı'nın açılışı esnasında aniden bastıran sağanak altında yapıldı.

10 Mayıs 2018 Perşembe

Köy okulların temizlik malzemesi bu okuldan çıkıyor

Köy okulların temizlik malzemesi bu okuldan çıkıyor
 İZMİR'de, kimya teknolojisi alanında eğitim gören meslek lisesi öğrencileri, el sabunu, çamaşır suyu ve bulaşık deterjanı gibi temizlik malzemesi üretiyor. Öğrencilerin okulda ürettiği temizlik malzemeleri, Kemalpaşa'daki 71 köy okuluna gönderiliyor. Köy okullarının temizlik ürünü ihtiyacını karşılayan liseliler, çok mutlu olduklarını söyledi.
İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde bulunan MOPAK Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kimya Teknolojisi 11'inci sınıf öğrencileri, okulda dikkat çeken çalışmalar gerçekleştiriyor. Öğrenciler,  ham maddesini dışarıdan aldıkları parfüm esanslarını, okulun laboratuvarında üretiyor. Liseliler, ayrıca okul ile Kemalpaşa Belediyesi'nce gerçekleştirilen 'Okullarımız tertemiz' projesi kapsamında da el sabunu ve genel temizlik malzemeleri üretimi yapıyor. Kimya Teknolojisi alan şefi Ufuk Akış, okulda numune bazında deneyler yaptıklarını belirtirken, finansman bulmaları halinde şişe ve esans alım işlemlerini yaparak, parfüm ürettiklerini söyledi. Esansları ham madde olarak aldıktan sonra esansı bağlayıcı özelliği olan gliserin ve etil alkol içinde çözdüklerini kaydeden Akış, yüzde 96'lık alkolü, yüzde 80'e indirip, bir miktar saf su koyduktan sonra işlemi tamamladıklarını anlattı. Üretilen parfümlerin 15- 20 gün karanlık odada bekletilmesinin ardından şişelendiğini aktaran Akış, bu parfümlerin satışını yapamadıklarını, sadece okulda bulunan öğretmen ve öğrencilere hediye olarak dağıttıklarını belirtti.
71 KÖY OKULUNA TEMİZLİK MALZEMESİ
Okulda sadece parfüm değil, temizlik malzemesi üretimi de gerçekleştiriliyor. Kemalpaşa Belediyesi ile MOPAK Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, 'Okullarımız tertemiz' projesi kapsamında iş birliği yaptı. Belediye tarafından temizlik malzemelerinin ham maddesi alınarak, okula teslim ediliyor. Kimya Teknolojisi alanı 11'inci sınıf öğrencileri de her biri 1'er tonluk 3 kazanda temizlik malzemesi üretimi yapıyor. El sabunu, çamaşır suyu, bulaşık deterjanı ve genel temizlik malzemesi yapan öğrenciler, Kemalpaşa'da bulunan 71 köy okulunun temizlik malzemesi ihtiyacını karşılıyor.
KOZMETİK SEKTÖRÜNDE İLERLEMEK İSTİYORLAR
Deney çalışmaları yapan öğrenci grubunda yer alan Semih Özkan (18), yapılan deneylerin aşamalarını, öğretmenlerin kendilerine anlattığını belirterek, esanslardan parfüm ürettiklerini anlattı. Öğretmenlerine, bu fırsatı kendilerine verdikleri için teşekkür eden Özkan, güzel çalışmalar ortaya koyduklarına dikkat çekti. Öğrencilerden Sinem Nur Bolat, "Geleceğe yönelik bir hedefim var. Kimya bölümüne severek girdim. Buradan mezun olduğumda işsiz kalma ihtimalim neredeyse yok. Kozmetik sektöründe ilerlemeyi düşünüyorum. Yaptığımız  parfümleri kullanmak bize gurur veriyor" diye konuştu.
Öğrencilerden İrem Avcı, Aykut Soyak, Seda Nur Zülfi de yaptıkları çalışmaların kendilerini son derece heyecanlandırdığını vurguladı. Seda Nur Zülfi, küçük yaştan beri kimyaya ilgisinin olduğunu ve şimdi güzel deneyler yaptıklarını, bunun da insanları etkilediğini söyledi.

8 Mayıs 2018 Salı

ATMER’de Yeni dönem

ATMER’de Yeni dönem


Dokuz Eylül Üniversitesi Avrupa Araştırmalar Merkezi (ATMER) Danışma kurulu belirlendi.
Başkanlığa 24.Dönem İzmir milletvekili Rifat Sait getirilirken, danışma kurulu yeni isimlerden oluştu.

Avrupa haftası olması münasebetiyle bu hafta bir araya gelen ATMER Danışma Kurulu toplantısına Dokuz Eylül üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Erdal Çelik, Avrupa Birliğinden sorumlu İzmir vali yardımcısı Uğur Kolsuz, ATMER Müdürü Prof.Dr. Serkan Odaman, D.Ü. İİBF Dekanı Prof.Dr. Kamil Tüğen, ATMER müdür yardımcısı Doç.Dr. Nazmi Üste ve ATMER’in yeni danışma kurulu üyeleri katıldılar.
D.Ü. İktisadi ve İdari bilimler fakültesinde kahvaltıda bir araya gelen ATMER üyeleri, Avrupa günü olması münasebetiyle ortak bir açıklamada bulundular. Türkiyesiz bir Avrupa’nın olamayacağını vurgulayan ATMER üyeleri, Türkiye’de görev yapmış her hükümetin AB için olumlu düşündüğünü ve Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olduğunu ifade ettiler.
Toplantı ile beraber ATMER, yeni Danışma Kurulu başkanı ve yeni yönetimle kolları sıvadı. Kurumun yeni bir yıllık eylem planı da açıklandı.
ATMER’in yeni danışma kurulu
Yeni oluşturulan ATMER Danışma Kurulu üyeleri ise şu isimlerden oluşturuldu:
Prof. Dr. Koray Başol, Erdal Avcı, Tarkan Bakırlı, İlhami yıldız, Semih Pala, Güngör Kaya, Ali İhsan Şahin, Ahmet Özken, Cemal Bekle, Haldun Çıray, İlhan Baran, Rıdvan Akgün, Şerif Yıldız
ATMER Danışma Kurulu 14 Mayıs Pazartesi günü Alsancak’taki D.Ü. Rektörlük binasında tekrar bir araya gelmek üzere karara vardı.

7 Mayıs 2018 Pazartesi

Bucaspor'da Başkan Doğan bıraktı


TFF 2. Lig Kırmızı Grup'ta son hafta evinde Etimesgut Belediyespor'u 3-1 yenmesine rağmen 28 yıl sonra 3. Lig'e geri dönen Bucaspor'da Başkan Ahmet Doğan istifa etti.
Taraftarın yoğun tepkisine maruz kalan Doğan yaptığı yazılı açıklamada, küme düşme üzüntüsünü çok derinden yaşadığını ve artık görevini sürdürmeyeceğini ifade etti.
Takıma sonuna kadar destek verdiklerini belirten Doğan, "Büyük borçlarımız olmasına rağmen takım için rekor olarak nitelendirilecek primler belirledik. Gıda alışverişi dahi yapamayacak duruma gelen takımızı lige bağladık. Girilmeyecek durumda olan tesislerimizi yeniledik. FIFA borçları kulübün üzerine kara bulut gibi çöktü. Kümede kalınsa da lig tescil edilmeden kulübümüzün borçtan dolayı düşürülme ihtimali vardı, bunu yansıtmadık. Eksi 6 puan cezası onanan 6 dosyamızı rekor paralar ödeyerek kapattık" ifadelerini kullandı. 
Yaptıkları özverinin Futbol Federasyonu tarafından da takdirle karşılandığını belirten Doğan, "Futbolcularımızın ve personelimizin ödenmemiş borçlarını bitirdik. Süper Lig dönemi dahil, 1 yıl içerisinde yönetimle birlikte en fazla para harcayan başkan oldum. Gencecik çocuklarla olmazları başardık. Bize içeriden zarar vermek isteyenler oldu. Takımımızı sabote etmek isteyenler vardı. Ayakta kalmak için varımızı yoğumuzu ortaya koyduk. Anladım ki tüm savaşımız görmezden geliniyor. O halde ben olmazsam Bucaspor'un geleceğinin daha iyi olacağı kanaatini getiriyor ve istifa ediyorum. Geldiğim günden bu yana desteğini esirgemeyen Belediye Başkanı Levent Piriştina ve maçlarımızda sesi kısılana kadar destek veren taraftarımıza teşekkür ediyorum. Bu zamana kadar birçok borcu bitirdik. Yeni gelecek yönetimin elini kolaylaştırdık" ifadelerine yer verdi.

İzmir Ak Parti'de, Tatlıses ve Çolaklı sandık heyecanı

İzmir Ak Partide, Tatlıses ve Çolaklı sandık heyecanı
ZMİR'de Ak Parti il teşkilatı, 24 Haziran seçimleri için milletvekili aday adayı olan 216 kişi için temayül (eğilim) yoklaması yaptı. Teşkilat, listede milletvekili görmek istediği 14 adayı sıraladı. Teşkilatın desteğini alabilmek için yarışan adaylardan kimi lokma dağıttı, kimi simit ve ayran ikram etti. Aday adayı olan türkücü İbrahim Tatlıses, kadın hayranlarının yoğun ilgisiyle karşılaştı.
Ak Parti İzmir milletvekili aday adayları, 24 Haziran seçimleri öncesinde ilk vizeyi teşkilat üyelerinden almak için ter döktü. Halkapınar Spor Salonu'nda yapılan eğilim yoklamasına katılan birinci ve ikinci bölge milletvekili aday adayları, rakiplerini geride bırakarak 14 kişilik listeye girebilmek için teşkilat üyelerini ikna etmeye çalıştı. Kimi gevrek ayran dağıttı, kimiyse lokma döktürdü. Bazı partililer de destekledikleri adayların isminin yer aldığı tişörtleri giyerek, oy istedi. Kanser hastalarını tedavi ederken onlar için düzenlediği yılbaşı partisinde zeybek oynayan doktor Mehmet Bayındır, eğilim yoklamasında 20 yaşındaki oğlu Alperen Bayındır ile birlikte teşkilat üyelerini o meşhur oyunu ile karşıladı. Türkücü İbrahim Tatlıses ile eski Milli Futbolcu Tanju Çolak da eğilim yoklamasında listeye adını yazdırmak için ter döktü. 216 kişinin yarıştığı seçimde ilçelerdeki kadın kolları, gençlik kolları ana kademe, mahalle başkanları, belediye başkanları, meclis üyeleri oy kullandı.
'LİSTELER KOMİSYONDA İNCELENECEK'
Aday adayları için oy kullanmaya gelen Ak Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, temayül yoklamasının önemine değinerek, "Kongre sürecimiz devam ederken, seçim kararı alındı. Geçen hafta içerisinde tüm aday adayları teşkilatları dolaşarak kendilerini tanıttı. Teşkilatımızda aktif olarak görev alan herkese 'Siz liste yapsanız, 14 kişi arasında kimleri görmek istersiniz' diye soruyoruz. Birinci ve İkinci bölgeden teşkilat üyelerimiz, 14 aday adayı arasında tercih yapıp, listede onun adını işaretliyor. Bunlarla ilgili bir sonuç ortaya çıkacak" diye konuştu. Bunun aday belirmede ilk aşama olduğuna dikkat çeken Başkan Şengül, daha sonra oluşturulan alt komisyonda bu listelerin inceleneceğini ifade etti. Burada eleme yapılacağını aktaran Şengül, "Daha sonra üst komisyonda değerlendirme yapılacak. Bizim görüşlerimiz de alınacak ve listeye son şekli verilecek. Biz, istişareye önem veren bir partiyiz. Her meslek dalından ciddi aday adaylarımız var. Bu bizi son derece mutlu etti. Hoşgörü içerisinde güzel bir oylama yaptık" dedi.
LİSELİ SÜLEYMAN DA ADAY ADAYI
Eğilim yoklamasına Haydar Aliyev Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi son sınıf öğrencisi 18 yaşındaki Süleyman Aydın da katıldı. Partiye başvuru yapan en genç aday adayı olan Aydın, "Ailem Ak Parti'ye gönül verdi. Ben de milli duruş için Ak Parti'de olmayı tercih ettim. Ak Parti'nin İzmir için belirlediği 35 proje var. Bunların sonuna kadar destekçisi olacağız. Özellikle Körfez Tüp Geçiş Projesi'ni destekliyorum" diye konuştu.
Meclis çatısı altında siyaset yapma imkanı bulduğu takdirde milletin yanında olacağını ve onların sesini Meclis'e taşıyacağını kaydeden Süleyman Aydın, "Halktan geldik, yine halka döneceğiz. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu vatanı gençlere emanet etti. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da bu felsefe ile gençlerin yolunu açtı, kendisine çok teşekkür ediyorum. Eğilim yoklamasında, büyüklerimin beni destekleyeceğini düşünüyorum. Fatih Sultan Mehmet'in yürüdüğü yolun izindeyiz" dedi.
Eğilim yoklaması, saat 16.00'da bitecek. Verilen oyların hepsi, ilçelerine göre torbalara konularak genel merkeze gönderilecek.

5 Mayıs 2018 Cumartesi

Kakava nedir? Kakava şenlikleri nerede kutlanır? Kakava ve Hıdrellez

Mayıs ayının gelmesiyle beraber Hıdrellez Bayramı ve Kakava şenlikleri hazırlıkları başladı. Hıdrellezin ne olduğunu biliyoruz fakat Kakava nedir, ne anlama gelir? Kakava şenlikleri nasıl yapılır? Hıdrellez ve Kakava arasındaki ilişki nedir?
Kakava nedir? Kakava şenlikleri nerede kutlanır? Kakava ve Hıdrellez

Kakava nedir? Kakava şenlikleri nerede kutlanır? Kakava ve Hıdrellez



Kakava nedir?
Kakava, Roman kültürüne özgü bir kutlamadır. Kökeni Mısır ve Ön Asya'ya dayanan bu şenlik, günümüzde Türkiye'de de bazı illerde kutlanmaktadır.
Kakava'nın tarihçesine göre Eski Mısır'da Firavun'la beraber yaşayan Koptlar (Romanlar) vardır. Koptlar, Firavun tarafından zulüme uğrar ve kaçarlar. Koptları kovalayan Firavun'un askerleri sularda boğulurlar.
Olayın sabahında Romanlar, akarsu kenarına inerler ve kurtuluşlarını kutlamak için eğlenirler. Romanların başından geçtiği söylenen bu hikaye, tıpkı Kızıldenizi geçen Hz. Musa'nın hikayesine benzer. Birçok kişiyse bu iki olayın aynı anda yaşandığını ve Romanların, dünyaya Mısır'dan yayıldığını söyler.

Kakava şenlikleri nerede kutlanır?
Kakava şenlikleri Türkiye'de Edirne ve Kırklareli başta olmak üzere Romanlar'ın çoğunlukta olduğu hemen her yerde kutlanır.

Kakava şenlikleri nasıl yapılır?
Tarihi kökenine sadık kalınarak su kenarlarına inilir ve eğlenilir. Hıdrellez'deki gibi ateşten atlanan kutlamalar da yapılır. Piknik, müzik ve dans da bu kutlamanın birer parçasıdır.

Kakava kelime anlamı, Kakava ne demek?
Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi'ndeki araştırmaya göre Nazif Karaçam’a göre Kakava, “Tencere Bayramı” anlamına gelmektedir. 
Bir diğer araştırmacı İ. Hakkı Soyyanmaz’a göre ise Ka’kaa kelimesi hem “millî bayram” hem de “silah ve savaş gürültüsü” anlamlarına gelmektedir.
Halk arasındıysa kokulu hava ya da kahkaha kelimelerinin bozulmalarıyla kakava kelimesinin yaratıldığı da söylenir.