-->

Çeviri

28 Eylül 2016 Çarşamba

Liseli genç parkta ölü bulundu

Liseli genç parkta ölü bulundu

İZMİR’in Urla İlçesi’nde, lise öğrencisi 16 yaşındaki Serhat Eraslan parkta ölü bulundu. Polis, gencin öldüğü yerde, sentetik uyuşturucu bonzai içiminde kulunılan pet şişeli düzenek bulurken, 4 arkadaşını ifadeleri için emniyete götürdü.

Bugün sabah saatlerinde Demokrasi Parkı’nın yanından geçenler, yerde haraketsiz yatan genci durumu yetkililere bildirdi. Yapılan incelemede Urla Çok Programlı Lisesi öğrencisi olduğu belirtilen Serhat Eraslan'ın, yaşamını yitirdiği belirlendi. Ölen gencin yanında, sentetik uyuşturucu türü olan bonzai içiminde kulunılan pet şişeli düzenek bulundu. Dün gece Eraslan'la ile birlikte parkta bulundukları belirtilen 4 arkadaşı da ifadelerinin alınması için emniyete götürüldü. Savcı, olay yerindeki incelemenin ardından, Eraslan'ın kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için otopsi yapılmasına karar verdi.

Eski MKEK Müdürü: Şeytana uyduk, Allah affetsin

Eski MKEK Müdürü: Şeytana uyduk, Allah affetsin

MP5 silahı ile üretimine henüz başlanan Milli Piyade Tüfeği MPT-76'nın çizim ve üretim planlarını satmak isterken yakalanan Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEKSilahFabrikası Müdürü Mustafa Tanrıverdi'nin 29 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Kendisine tuzak kurulduğunu öne süren Tanrıverdi, Mahkeme Başkanının, "Peki, parayı niye kabul ettin?" sorusuna, "Biz orada şeytana uyduk. Allah affetsin. Pişmanım" karşılığını verdi .

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Tanrıverdi ve avukatları ile şikayetçiler MKEK, Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Hazine Müsteşarlığının avukatları katıldı. Tanrıverdi, savunmasına, MPT-76'nın geliştirilmesiyle ilgili bazı açıklamalar yaparak başladıktan sonra, tüfeğe ilişkin projenin 5 Mayıs 2014'te tamamlandığını bildirdi. Mustafa Tanrıverdi, 2014'te 2 bin silahın Savunma Sanayii Müsteşarlığına ve Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) teslim edildiğini, bazı müttefik ülkelere 10'ar silah verildiğini ifade ederek, şunları söyledi: 

"Proje, 2009'dan 5 Mayıs 2014'e kadar devam etti. Proje, bu tarihe kadar devlet sırrıydı. Bundan itibaren proje paket halinde Savunma Sanayii Müsteşarlığına teslim edildi. MPT-76'nın 20 bin adet üretilmesi için MKE'ye sipariş verildi. Kurum tarafından bunun tamamı üretilemeyeceğinden, özel sektöre de ihaleyle üretim ve sipariş imkanı getirildi. İhaleler açılmış, tüfeğin parçalarına ilişkin teknik resimler, ihale evraklarıyla birlikte 50-100 liraya ihaleye giren kişilerce alınmıştır. Kaldı ki proje bittikten sonrasilah fuarlarda da sergilenmiştir. Silahın AR-GE aşamasında da görev yaptım, bütün patentleri ben aldım. Silaha ait bütün bilgilere ulaşabildim. ABD'ye sattığımız silahlardan maksimum yüzde 10, kendi silahlı kuvvetlerimize verdiklerimizden yüzde 20-30, Kenya'ya sattıklarımızdan ise yüzde 80 kar ediyorduk. Bu nedenle ABD firmalarına silah satışına karşı çıkıyordum. Bu yüzden ihbarcı da benim görevden alınmam için çalıştıklarını söylemiştir. Ben buna 'satayım, matayım' diye bir şey demedim. Ben daha üst yönetimlere taliptim. ABD'ye silah verilmesine de çok ucuz verildiği için karşı çıkıyordum. Adam bu yüzden bize kafayı takmış, bize tuzak kuruyor." 

Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, "50-100 liraya tüfeğin teknik resimlerini alabileceğini söylüyorsun. Öyleyse niye adam sana 200 bin lirayla 300 bin dolarversin?" sorusu üzerine Tanrıverdi, "Bu tamamen bana kurulan bir tuzak. Adam zaten ilk ifadesinde belirtiyor. 'Mustafa Tanrıverdi'yi fabrika müdürlüğünden alacağız' diye" ifadesini kullandı. 

Giray'ın, "Tuzak kurulduğunu iddia ediyorsun ya, sen niye parayı kabul ettin?" sorusuna Tanrıverdi, "Biz orada şeytana uyduk. Allah affetsin. Pişmanım." karşılığını verdi.

"ABD önünü kesmek istemiştir" 

Sanık avukatı Ali Meriç Türkmenoğlu da müvekkilinin, bu silahı başından sonuna kadar "icat eden" kişi olduğunu söyleyerek, "Bu silah çocuğu gibidir, satması mümkün değildir. İhbarcı Kutlay Kaya da ifadelerinde 'Bize zorluk çıkarıyordu' diyor. Müvekkilimin o dönemde genel müdür olması muhtemeldir. ABD, önünü kesmek istemiştir. Müvekkilim hatta Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından dinlenmiştir. 'Tanrıverdi'yi nasıl yok ederiz' diye tuzak kurulmuştur, kendisi de tuzağa düşmüştür. Bir soru önergesine verilen yanıta göre silahın 159 parçasının 92'si zaten dışarıda yapılmaktadır. Gizliliği kalmamıştır. 'Burada FETÖ'nün parmağı var mı' sorusu aklıma geliyor. Müvekkilim 6 aydır tutukludur, mağdurdur. Tahliyesini istiyoruz." diye konuştu. 
Sanık avukatı Ali Türker ise dünyada geliştirilen birçok piyade tüfeği bulunduğunu belirterek, "MPT-76, devletin güvenliğiyle ilgili değil. 2014'ten bu yana tüfeğin gizliliği kalmamıştır. Popçuların, topçuların milyonlar aldığı yerde bir fabrika müdürüne 4 bin 600 lira veriliyorsa, insanların kandırılması son derece kolaydır. Sanık mühendis olarak uzun yıllar MKE'de çalışmıştır. Bu tüfeği kendisi geliştirmiştir. Genel müdürlüğe aday iki şahıstan birisi olması ve düşük karla satışa karşı çıkması nedeniyle saf dışı edilmek istenmiştir. Müvekkilimin tahliyesini istiyorum." dedi. 

Sanık avukatları, "devlete ait gizli kalması gereken fenni keşif, buluş ve sınai yeniliklerden yararlanma" suçu kapsamında, tüfeğe ilişkin bilirkişi raporu alınmasını istedi. Cumhuriyet Savcısı İsmail Şafak, dosyadaki mevcut raporun yeterli olması ve "sanığın suçunu ikrar etmesi" karşısında yeni bilirkişi raporu alınması isteminin reddini ve Tanrıverdi'nin tutukluluğunun devamını talep etti. Mahkeme heyeti, mazeret bildiren ihbarcı Kutlay Kaya'nın zorla getirilmesine, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, MKEK Genel Müdürlüğü ve Hazine Müsteşarlığının davaya müdahilliklerinin kabulüne karar verdi. Yeni bilirkişi raporu alınması talebini reddeden heyet, Tanrıverdi'nin tutukluluğunun devamını kararlaştırarak, duruşmayı erteledi. 

İddianame 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, ihbarcı Kutlay Kaya'nın, 1 Nisan 2016'da başsavcılığa başvurarak Tanrıverdi'nin, fabrikada üretilen MP5 ile MPT-76 model silahın çizimleri, üretim planları dahil tüm dokümanlarını satmak istediğini bildirmesi üzerine soruşturmaya başlandığı belirtiliyor.  İhbar üzerine polisin buluşma yerinde takipte bulunduğu, ihbarcı ile Tanrıverdi'nin Söğütözü'nde lokantada buluştuğu anlatılan iddianamede, Tanrıverdi'nin bilgileri 200 bin lira ve 300 bin dolar karşılığında satmak isterken yakalandığı aktarılıyor. Kaya'nın ABD'deki Zenith Fire Arms isimli firmanın sahibi olduğunu, uluslararası silah ticareti yaptığını, hem Türk hem de ABD vatandaşı olduğunu ve MKEK'ye iş nedeniyle gidip gelmesi nedeniyle Tanrıverdi'yi tanıdığını beyan ettiği bildirilen iddianamede, Tanrıverdi'nin "rüşvet almak" ve "devlete ait gizli kalması gereken fenni keşif, buluş ve sınai yeniliklerden yararlanma" suçlarından 29 yıl 6 aya kadar hapsi isteniyor. 

26 Eylül 2016 Pazartesi

Bucaspor'da futbolculara ağır eleştiri

BÜYÜKŞEHİR Belediye Erzurumspor'a evinde 3-0 yenilerek 4'üncü haftada 3'üncü mağlubiyetini alan 2'nci Lig Beyaz Grup takımı Bucaspor'un Başkanı Çetin Kayışlı, sert açıklamalarda bulundu.
Futbolcularını ağır bir dille eleştiren Başkan Çetin Kayışlı, teknik kadroda değişime gidebileceklerinin de sinyalini verdi. Teknik direktör İlker Seven'den rapor isteyeceklerini belirten Başkan Kayışlı, "Bu hafta yapılacak yönetim kurulu toplantısında hocanın durumu da masaya yatırılacak. Bazı değişimler yapmak gerekiyor" ifadesini kullandı.
Futbolcuların performansını beğenmediğini belirten Çetin Kayışlı, takıma para cezası verileceğini söyledi. Yönetim olarak büyük fekarlık yapıp transferin önünü açtıklarını ve bunun sonucunda başarı beklediklerini ifade eden Başkan Kayışlı, şöyle devam etti:
"Kadro dışı cezası yok. Ancak futbolculara kazandıklarında nasıl prim veriliyorsa, kaybettiklerinde de ceza kesilecek. Herkes aklını başına toplayacak. Bu görüntüyü bir an önce yok etmeliyiz."
Yeni bir takım olduklarını ve zamana ihtiyaç duyduklarını dile getiren İlker Seven ise, "Yeni transferlerin hiçbiri hazır değil. 20 gündür bizimle çalışıyorlar. Büyükşehir Belediyesi Erzurumspor çok güçlü bir takım. Alınan mağlubiyet ağır oldu ama toparlanacağımıza inanıyorum" yorumunu yaptı.

25 Eylül 2016 Pazar

KAYA TANTUNİ TÜRKİYE'YE AÇILIYOR

Türk insanının dışarıda en çok tükettiği yiyeceklerin başında gelen TANTUNİ zincir markalarla büyüyor. Yılda 10 milyar liralık pazara ulaşanTANTUNİ  kurumsal markalarla büyüyeceğini anlatan KAYA TANTUNİ Genel Müdürü Yusuf Kaya, “

İzmir’de  20 şubeye ulaşmayı hedefliyor. Bu alanda zincir markaların sayısının arttığını anlatan 
KAYA TANTUNİ Genel Müdürü Yusuf Kaya“Girişimcilerin önemli bir bölümü

TANTUNİ sektöründe faaliyet gösteren restoranlara yöneliyor. Bu alanda da kurumsallaşan şirketler öne çıkıyor” dedi. Kaya Tantuni markasıyla franchise vererek büyüyeceklerini anlatan KAYA, girişimcilere şu tavsiyelerde bulundu:

SEKTÖR NASIL BÜYÜDÜ?
Türkiye Tantuni zincirleri, yemek sektörünün önemli bir halkasını oluşturuyor.
* Yapılan araştırmalar TANTUNİ en sevilen yiyeceklerin başında olduğunu gösteriyor.

* Her geçen gün sektöre yeni yatırımcılar giriyor,  

TANTUNİ pazarı çeşitleniyor, restoran sayısı artıyor.

* Bu pazardaki zincir restoranların payı yüzde 10 seviyesinde.
* Yüzde 90’ı hala bireysel restoranlar şeklinde tüketiciyle buluşuyor.
* Türkiye’de 3 binin üzerinde TANTUNİ
  büfesi var.giderek yaygınlaşmaya ve birer marka haline gelmeye başladı.
 Türkiye’nin hemen hemen her iline franchise vererek girişimcilere fırsatlar sunuyor.
* Sektörde var olan çok sayıda işletme kapasitesini artırırken, sektöre çok sayıda yeni yatırımcı da girmeye başladı.



 isim hakkı bedeli olarak 50 bin YTL talep etmekteyiz.*
* Royality bedeli olarak da cirodan pazarlama payı dahil yüzde 7 alınmakta.
* Bu yüzde 7 oranının açılımı ise yüzde 5 royality ve yüzde 2 pazarlama payı şeklinde gerçekleşmekte..
* Bu masraflar dükkanın durumuna ve metrekaresine göre değişkenlik gösterebiliyor.
NE ZAMAN PARA KAZANIRIM?
* Bugün bir restoranın aylık giderleri arasında en yüksek kalem kira, personel ve işletme giderleri oluyor.
* Cironun yaklaşık yüzde 42’si kira, personel ve işletme giderlerinden oluşmaktadır.
* Malzeme gideri, satılan malın hammadde maliyeti demektir.
* Restoranda satılan ürün maliyeti toplam cironun yüzde 38’i civarındadır.
* Yatırımın ortalama geri dönüş süresi 24 ay ile 36 ay arasında değişmektedir
HEYECANLI VE HEDEF ODAKLI OLMALI
BU alana yatırım yapacak girişimcilerde aradıkları özellikleri de anlatan KAYA TANTUNİ Genel Müdürü YUSUF KAYA şunları söyledi: “Tüketicinin bir restorana gittiği zaman beklediği şeyler belli. Kalite, hijyen, güven ve uygun fiyat. Zincir restoran olduğunuz zaman toplu alımlardan dolayı uygun fiyat politikasını daha kolay sağlayabiliyorsunuz. Bunun yanında da zincir restorana yakışır şekilde hijyeninize ve kalitenize dikkat etmek zorundasınız. Tüketici de bunun farkında.
Yatırım yapacak girişimcilerin başta istekli, heyecanlı ve hedef odaklı olması bizi etkiliyor doğrusu. Bu işi hakkıyla yapabilecek yatırımcıları bulmak, belirlemek, marka değerimizi korumak açısından oldukça gerekli ve önemli. Diğer önemli unsurlar ise mağaza lokasyonu ve metrekaresi. Bizimle sıkı bir işbirliği içinde olmaları ve hizmet kalitesinden ödün vermeden işi sahiplenmeleri de bizim için oldukça önemli.”
BU BİR REKLAMDIR

24 Eylül 2016 Cumartesi

Marsel İlhan İzmir’de son dörtte

Marsel İlhan İzmir’de son dörtte

Milli tenisçi Marsel İlhantenis kariyerinde en fazla maç kazandığı turnuva olan TEB İzmir Cup’ta Marius Copil’i zorlu bir mücadelenin ardından yenerek yarı finale kaldı.

Örnekköy’deki UTEM kortlarında süren TEB İzmir Cup’ta Marsel İlhan ilerlemeye devam ediyor. Marsel, 6 numaralı seribaşı ve geçen yılın finalisti Marius Copil önünde 6-4, 4-6, 7-6’lık setlerle galip gelerek 2016’da ilk, İzmir Cup’ta ise 6. kez yarı finalyakaladı. Marsel, büyük çekişme içinde geçen ve 7/5’lik skorla kazandığı kapanıştaki tie-break oyununda İzmirli tenisseverlerin büyük desteği altında oynadı.
Marsel İlhan, böylece TEB İzmir Cup’ta 2 numara Chiudinelli’den sonra bir seribaşı tenisçiyi daha devirerek adını son dörde yazdırmış oldu. Dünya sıralamasında bu hafta 265 numarada yer alan İlhan, finale çıkmak için yarın Bosnalı Mirza Basic ile oynayacak. Basic, geçen yıl İzmir Cup çeyrek finalinde Marsel’i mağlup etmişti.

İzmir Cup’ta dokuzuncu kez raket sallayan Marsel İlhan’ın bu turnuvada 2009-2011 yılları arasında oynadığı üç final bulunuyor. TEB İzmir Cup’ta çiftler finali cumartesi, tekler finali ise pazar günü oynanacak.

23 Eylül 2016 Cuma

İlk 1000’de 18 Türk üniversitesi

İlk 1000’de 18 Türk üniversitesi

LONDRA merkezli yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education’ın (THE) 2016-2017 Dünya Üniversiteleri Sıralaması’nda Türkiye, 18 üniversiteyle temsil edildi.

THE, 1000 kurumu öğretim kalitesi, araştırma etkisi, uluslararası görünüm ve endüstri bağlantıları gibi kriterlere göre değerlendirdi. Oxford dünyanın en iyi üniversitesi oldu.Türkiye’den en iyi dereceyi geçen yılki konumunu koruyan Koç Üniversitesi, 251-300 sıra bandı ile elde etti. Sabancı 301-350 sıra bandı ile ikinci ve Bilkent ise 351-400 ile üçüncü oldu. Bu yılki sıralamanın sürpriz atağı ise 401-500 sıra bandı ile Türkiye’de dördüncü olan Ankara’daki Atılım Üniversitesi’nden geldi. Üniversite, sıralamada ilk defa yer aldı.
7 ÜNİVERSİTE İLK DEFA GİRDİ
Geçen yılki sıralamadan itibaren THE’nın CERN gibi büyük araştırma merkezlerindeki 1000 ve üstü imzalı makaleleri değerlendirme dışı bırakması ODTÜ, Boğaziçi ve İTÜ gibi lider devlet üniversitelerinin ilk 200’deki konumlarını etkilemişti. 2015- 2016 sıralamasında 501-600 sıra bandına kadar gerileyen ODTÜ, bu yılki listede 601-800 bandında. Listede Atılım, İzmir Teknoloji Enstitüsü, Doğu Akdeniz, TOBB Ekonomi ve Teknoloji, Ankara, Gazi ve Marmara üniversiteleri de ilk defa yer aldı. Bu yıl birincilik el değiştirdi. İngiltere’nin lider üniversitesi Oxford, ABD’nin California Teknoloji Enstitüsü’nü (CalTech) geride bıraktı. Stanford üçüncü, Cambridge dördüncü, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) beşinci oldu.
Asya’da daha az tanınıyoruz
- PROF. DR. TANER BİLGİÇ (BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLERDEN SORUMLU AKADEMİK İŞLER KOORDİNATÖRÜ): Bu yıl sıralama için gerekli koşullar hafifletildi ve daha çok kurum değerlendirildi. Üniversitelerimizin araştırma etkisi ve yayınlarda performansı artsa da bu, anketlerdeki araştırma itibarına yansımıyor. Türkiye’nin Asya’da gruplanması, anketlerin Asya’yı bilen hocalara yollanması ve birçok üniversitemizin Asya’da daha az tanınması, düşüşün nedeni.
Bu yarışta biz de varız
- PROF. DR. YILDIRIM ÜÇTUĞ (ATILIM ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ): Eğitim, araştırma ve öğretim üyelerinin atıfları belirleyici. Araştırmalarımızın atıf sayısı oldukça iyi. Yayınlarımız akademik camianın dikkatini çekiyor. Lisans üstü programlarımızın sayısı arttı. Yabancı öğretim üyesi ve öğrenci sayımız, yarıştığımız gruptaki üniversiteler arasında gayet iyi. Bu, uluslararası görünümde iyi puanlar getirdi. Derecemizi geliştirmek istiyoruz. Artık bu yarışta Atılım da var.
Türkiye sayıyı yükseltti
- PHIL BATY (THE BAŞ EDİTÖR): Türkiye listedeki üniversite sayısını yükseltti. Geçen yıl 11 üniversitesi ilk 1000’deydi, bu yıl 18’i. Buna rağmen genel tablo karışık. ODTÜ,AnadoluErciyes ve YTÜ geriye düştü.
TL’nin değer kaybı etkili
- PROF. DR. ABDULLAH ATALAR (BİLKENT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ): Bu düşüşün nedenlerinden biri TL’nin dolar karşısında değer kaybetmesi. Sıralama yapılırken üniversitelerin proje bütçeleri ve endüstri gelirleri ile birlikte, ülkelerin satın alma gücü pariteleri de dikkate alınmalı.
Artan öğrenci sayısı dezavantaj
- PROF. DR. MEHMET KARACA (İTÜ REKTÖRÜ): Sosyal ve sağlık bilimlerinin bazı dalları çok atıf alıyor. Ayrıca kontenjanların artırılması nedeniyle bir akademisyen başına düşen öğrenci sayımız artıyor ve bu bizi olumsuz etkiliyor.
İlk 1000’de 18 Türk üniversitesi
İlk 1000’de 18 Türk üniversitesi


21 Eylül 2016 Çarşamba

Tam bir 'tahrik kalıbı'

Tam bir 'tahrik kalıbı'

Bir belediye otobüsünde sırf şort giyiyor diye hemşire A.T.’yi tekmeleyen Abdullah Çakıroğlu’nun polis ifadesinden: “Olurunda giyinmiş olsaydı biz de manen tahrik olup bu hareketi yapmazdık!”

İSTANBUL’da, iş çıkışı belediye otobüsüne binen hemşire A.T.’ye Çekmeköy’de ‘şortgiydiği için’ tekme atan ve ‘halkı kin ve nefrete teşvik’ten tutuklanan özel güvenlikçi Abdullah Çakıroğlu’nun emniyet ifadesine ulaştık.

Abdullah Çakıroğlu, 18 Eylül gecesi emniyetteki ifadesine, amcası, kardeşleri ve eşleri ile yaşadığını söyleyerek başladı. Yaklaşık bir aydır güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, poliste ya da jandarmada suç kaydı bulunmadığını belirten Çakıroğlu’nun şunları söylediği öğrenildi:

‘MÜSTEHCEN OTURDU’
Olay tarihinden bir yıl kadar önce, kurguladığım senaryolar neticesinde psikolojik sorunlar yaşamaya başladım. Etrafa şüpheci ve kuşkucu bakmaya başladım. Çevremde bulunan, tanıdığım veya tanımadığım insanlara karşı saldırma eğilimim başladı. Ailem beni tedavi ettirmek amacıyla Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne götürdü. 15 gün kadar yatarak tedavi gördüm. Tedavi bitiminde beni taburcu ettiler. Halen de kullanmakta olduğum ilaçlar vardır. Bu ilaçlar antidepresan tarzında ilaçlardır.

11 Eylül 2016, yani Kurban Bayramı’nın arife günü, akşam saat 20.00 sıralarında işyerine gittim. Bütün gece çalıştıktan sonra sabah saat 08.00 sıralarında ikametime gitmek üzere 11 A No’lu belediye otobüsüne bindim. Halen psikolojik sorunlarım sürdüğünden, çalıştığım gece de kafamda yine olaylar dönüyor, kendi kendime konuştuğum oluyordu. Alvarlızade durağında otobüse binip sağ arka tarafta bir koltuğuna oturdum. Kafamı sola çevirdiğimde, oturduğum koltuğun karşı tarafında, bir bayan gördüm. Üzerinde kısa etek vardı. Koltukta bacaklarını yana çevirmiş, müstehcen şekilde oturuyordu. Yılışık bir tavırla bana bakıyordu. Bir anda kendimi kaybettim. Yaşadığımız ülkenin ve toplum değerlerinin ayak altına alındığını, bayan şahsın kendisi ve çevresinde bulunan insanlara giyiniş tarzı ile saygı göstermediğini düşündüm. Manevi yönüm ağır bastı. Bir anda koltuktan kalkarak yüzüne doğru bir tekme attım.”

‘MANEN TAHRİK OLDUK’
“İnsanlar başkalarının inançlarını benimsemeyebilirler ancak yok sayamazlar. Her şeyin bir oluru vardır. Olurunda giyinmiş olsaydı biz de manen tahrik olup bu hareketi yapmazdık, insanlar en azından pantolon veya eşofman giymiş olsalardı daha az tahrik olurduk.”

Abdullah Çakıroğlu, emniyette verdiği bu ifadenin ardından ‘basit yaralama’ suçlamasıyla sevk edildiği savcılıkta serbest kalmış, daha sonra oluşan tepki üzerine başka bir savcı tarafından ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ ve ‘inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’ suçlamalarıyla önceki gün tutuklanmıştı.
'İNTERNETE ÇIKMIŞSIN'
ABDULLAH Çakıroğlu, hemşire A.T.’ye attığı uçan tekmenin ardından yaşananları da şöyle anlattı: “Otobüsteki 8-10 yolcu üzerime çullandı. Yüzüme, gözüme vurdular. Hatta gözümde kan pıhtısı oluştu. Otobüs durunca kendimi dışarı attım. Onlar da indi ve dışarıda da darp ettiler. Bir anlık boşluktan faydalanıp kaçtım. Yüz ve gözümdeki kanı gören evdekilere ‘Eşekarısı soktu’ dedim. Rutin hayatıma devam ederken, yakınlar arayarak, ‘İnternete çıkmışsın’ dediler. İzledim. Yüzüm değil attığım tekme görünüyordu. Bu olaydan şikâyetçi olmayacaklarını düşündüğümden, polise gitmedim.”

A.T. RUHSAL TRAVMA RAPORU ALIYOR
ŞORT giydiği için otobüste tekmeli saldırıya uğrayan hemşire A.T. olaydan beri uykusuzluk sorunu çektiğini ve ağlama krizleri geçirdiğini söylemişti. A.T., dünİstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’na, yaşadıklarının psikiyatrik sonuçlarıyla ilgili rapor almak üzere başvuruda bulundu. 
A.T.’ye bir destek de İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği’nden geldi. Birlik Koordinatörü Nazan Moroğlu, saldırgan ve şoföre dava açacaklarını söyledi. Moroğlu, şöyle konuştu: “Kadını birey olarak görmeyen bu zihniyetle mücadele hepimizin görevi. A.’ya yapılan saldırı laiklik ilkesinin önemini ve kadın haklarının güvencesi olduğunu bir kez daha gösterdi. Biz mücadeleyi sürdürüyoruz. Saldırganın yanı sıra şoföre de maddi ve manevi tazminat davası açacağız. Onun da sorumluluğu vardı. Ambulans çağırmadı, karakola çekmedi. Bütün bu süreçleri takipçisi olacağız.” / Mesude ERŞAN

'TEKMECİ'YE BARO VE TKDF'DEN TEPKİ
HEMŞİRE A.T’ye saldırıyla ilgili Ankara Baro’su ve TKFD de (Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu) tepki gösterdi. Baro Başkanı Hakan Canduran, “Yaşam tarzına müdahale çok sık rastlanan bir tutuklama nedeni değil. Ankara Barosu olarak kadına ve çocuğa yönelik şiddet vakalarında, mutlak surette yasalar değiştirilerek, şiddetli ceza ve tutuklama tedbiri gerektiğini düşünüyoruz” dedi. TKFD Başkanı Canan Güllü de, ”Şortlu kadına tekme yaşam tarzına yönelik. Basit bir erkek şiddeti değil dinsel şiddettir. Müdahil oluyoruz” diye tepki gösterdi.

20 Eylül 2016 Salı

Başbakan Binali Yıldırım, "FETÖ'cüleri barındırma."

FETÖ'cüleri barındırma



Başbakan Binali Yıldırım, yeni eğitim yılının açılışında ilk ders zilini çalarken öğretmenlere “FETÖ’cülere asla müsamaha etmeyin” diye seslendi. “Gençlerimizi beğenmeyen bazı çok bilmişler 15 Temmuz’da Türk gencinin neleri yapmaya muktedir olduğunu gördüler” diyen Yıldırım, anılarıyla zaman zaman öğrencileri güldürdüğü konuşmasında özetle şunları söyledi:

HOROZ SUYA MI YUMURTLAR?
“İmkânlar çok kısıtlı, okullar bu kadar güzel değildi. Öğretmenlerimiz bu kadar donanımlı değildi. İlkokul 2’nci sınıftayız. Cazim Bey diye eğitmenimiz var. Oldukça yaşlı. ‘Çocuklar okuyun, yazın, dersinize bakın’ dedi. Gerisi yok. Karne zamanı bir müfettiş geldi. Sınıfta sorular soruyor. Hiçbirimiz bilemiyoruz. Bizim Cazim Bey boncuk boncuk terliyor. Sonunda müfettiş bir hinlik yaptı, bir soru daha sordu. ‘Horoz suya mı yumurtlar, samana mı?’ Çocuklar da hep bir ağızdan ‘samana’ diye bağırdılar. Cazim Bey’in keyfi yerine geldi. ‘Soru kolay olunca nasıl biliyorsunuz’ dedi. Müfettiş, Cazim Bey’in emekli olması için rapor yazdı. Çok üzülmüştük. Siz şanslısınız. Biz okula gittiğimizde derse başlardık. Kapı çalınıyor, babam kafayı uzatıyor.’ Muallim Bey çocuğa müsaade et tarlaya gidip tohum ekeceğiz.’ O kadar kötü duygu içinde oluyor ki insan.”

DERS BOŞ GEÇSE DAHA İYİYDİ
(Öğretmen eşi Semiha Yıldırım’ın hastalandığı bir gün onun yerine kendisinin derse girdiğini anlatarak) Ben o zaman Teknik Üniversite’de okuyordum. Eşimin sınıfına girdim. Gürültü, uğultu, masa üzerinden atlayanlar... Bir bağırdım, iki bağırdım kimse takmıyor. Oradan bir çocuğu tuttum, havaya kaldırdım. Kaldırınca herkes suspus oldu. Dersi zor bela bitirdik. Müdür bey ders sonu ‘Teşekkür ederiz ama ders boş geçse daha iyiydi’ dedi.

GENÇLERİMİZİ GÖRDÜLER
18 milyon üzerindeki öğrenciyle, 920 bini aşan öğretmenle 14 yıl içinde eğitime çok büyük kaynak ayırdık. Yılda 10 milyar liradan 100 milyarın üzerine çıktı, helali hoş olsun. Gençlerimizi beğenmeyen bazı çok bilmişler 15 Temmuz’da gördüler. Tanklara, toplara, helikopterlere karşı göğsünü siper ettiler ve aziz ay yıldızlı bayrağımızı yere düşürmedik. Asker kılığındaki o terör örgütü mensuplarına ülkeyi teslim etmedik. Ülkesinin sorunlarıyla ilgilenmiyor diye düşünenler bir kez daha Türk gençliğinin neleri yapmaya muktedir olduğunu gördüler.

FETÖ’CÜLERE MÜSAMAHA ETMEYİN
Öğretmenler sizlere özellikle söylemek istiyorum; bu ülkede maalesef FETÖ örgütü mensupları birçok kuruluşa sızdı, devleti yıkma çalışmalarını acımasız şekilde sürdürdü. 15 Temmuz’da foyaları meydana çıktı. Ne FETÖ’cü ne de bölücü akımlara öyle ya da böyle hizmet eden meslektaşlarınıza asla müsamaha etmeyin. Aranızda asla yaşatmayın. Hedefimiz bellidir; muasır medeniyetler seviyesi. Türkiye’yi çok daha güzel günlere ulaştıracağız. Büyük Atatürk ne diyor: ‘Yeni nesiller sizlerin eseri olacak.’ Sizlere söylüyor.”

İLK ZİL İLK MESAJ
DERS yılının ilk zilini Başbakan Binali Yıldırım Erzincan’daki Salih Erkan İlkokulu’nda yeni öğretim yılının açılış töreninde eşi Semiha Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve diğer yetkililerle birlikte çaldı. Başbakan Binali Yıldırım, kürsüye öğrencilerin söylediği ’Türkiyem’ şarkısı eşliğinde çıkarak konuştu.

19 Eylül 2016 Pazartesi

Palamut fiyatı 2 liraya düştü

Ordu'da palamut fiyatı 2 liraya düştü


Ordu Kumbaşı Balıkçılar Kooperatifi Başkanı Şahin Aydemir, bugün Ordu'da balıkçı tezgah ve manavlarında palamudun tanesinin 2 liradan satıldığını söyledi.

Aydemir, KHA muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerde Karadeniz'de bol miktardapalamut avlandığını belirtti. 
Özellikle Samsun ve Sinop açıklarında avlanan palamudun balıkçıların yüzünü güldürdüğünü dile getiren Aydemir, Karadeniz'e açılan balıkçıların çoğunun palamut avından memnun olduğunu ifade etti. 

Aydemir, çok miktarda avlanan palamudun fiyatının düşmeye devam ettiğini kaydederek, "Bugün Ordu'da balıkçı tezgah ve manavlarında palamudun tanesi 2 liradan satılıyor. Bazı balıkçılarımız tane işi satıyor, bazı balıkçılarımız ise 5 palamudu 10 liradan satıyor. Biz palamut avının bollaşmasıyla fiyatların daha da düşeceğini tahmin ediyoruz." diye konuştu. 

Palamudun tanesinin 2 liraya düşmesinden dolayı vatandaşların da memnun olduğuna dikkati çeken Aydemir, "Vatandaşlar fiyat uygun olunca çok sayıda palamut alıyor. Bazı vatandaşlarımız palamudu kızartarak tüketirken bazıları sebzeli şekilde yemeğini yapıyor." ifadesini kullandı. 

Aydemir, bölgede hava şartlarının balıkçılar için olumlu gittiğini, hava şartlarına bağlı olarak palamut avının daha da artmasını beklediklerini söyledi. 
Denize açılan her gırgır teknesinin binlerce kasa palamutla limanlara döndüğünü belirten Aydemir, bunun da bu sezon palamudun ne kadar bol olduğunu gösterdiğini kaydetti. 

Aydemir, avlanan palamudun oldukça büyük olduğuna da işaret ederek, tüketicilerin bundan dolayı memnun olduğunu sözlerine ekledi. 

Kentte 10 yıldır balıkçılık yapan İsmail Yağız ise geçen hafta palamudun tanesini 3 ile 5 lira arasında satışa sunduklarını belirterek, "Bugün palamudun tanesi 2 liraya kadar düştü. Fiyat düşük olunca vatandaşlarımız da bol miktarda palamut alıyor. Daha önce 2-3 palamut alan şimdi 5-6 tane birden alıyor." dedi.

18 Eylül 2016 Pazar

Başbakan Binali Yıldırım AĞRI' ve ERZURUM da .



Başbakan Binali Yıldırım Erzurum'da

Ağrı’nın Tendürek Dağı’nda çıkan çatışmada şehit olan Uzman Çavuş Adem Akatay veJandarma Er Ahmet Tezcan, Başbakan Binali Yıldırım’ın da katıldığı törenin ardından memleketlerine uğurlandı.

Başbakan Binali Yıldırımşehit cenazelerini uğurlama törenine katılmak üzere Ana uçağı ile Erzurum askeri havalimanına geldi. Başbakan Yıldırım’ı Erzurum’da Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu, İçişleri eski Bakanı Efkan Ala, Erzurum Milletvekilleri Mustafa Ilıcalı, Orhan Deligöz, Zehra Taşkesenlioğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen karşıladı.

Erzurum Askeri Havaalanında düzenlenen törene Başbakan Binali Yıldırım, Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu, İçişleri eski Bakanı Bursa Milletvekili Efkan Ala, AK PartiMilletvekilleri Orhan Deligöz, Zehra Taşkesenlioğlu, 9. Kolordu ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Mehmet Özoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, JandarmaBölge Komutanı Tümgeneral Güray Alpar, AK Parti İl Başkanı Fatih Yeşilyurt ve İlçe kaymakamları ve belediye başkanları katıldı.

Şehit Uzman Çavuş Adem Akatay’ın cenazesi Tokat’a, Jandarma Er Ahmet Tezcan’ın cenazesi ise Manisa’ya gönderildi.
Tendürek Dağı eteklerinde bulunan Gökçebulak köyü Karakuş mevkiinde, PKK’lı teröristler tarafından koruculara ait noktaya uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda şehit düşen köy korucuları Abdulhadi İsmailogulları, Ahmet Demir, Adem Demir, Mehmet Demir, Muhsin Zerek, Engin Zerek ve Mehmet Bakındı’nın Adli Tıp kurumundaki otopsilerinin devam ettiği ve otopsilerinin ardından Doğubayazıt’a gönderileceği öğrenildi.

17 Eylül 2016 Cumartesi

Hakkari'de üç asker şehit oldu

Hakkari'de iki asker şehit oldu

HAKKARİ’nin merkeze bağlı Ağaçdibi Köyü yakınlarında PKK’lı teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada ilk belirlemelere göre 3 asker şehit oldu, 3 asker de yaralandı. Çatışmada 5 terörist ölü ele geçirildi.

Çatışmasaat 11.00 saralarında merkeze yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta bulunanHakkari-Çukurca karayolu üzerindeki Ağaçdibi Köyü kırsal kesiminde meydana geldi.
Operasyona çıkan askerler, bir grup PKK’lı teröristle karşılaştı. Çıkan çatışmada ilk belirlemelere göre 3 asker şehit olurken, 3 asker de yaralandı. 5 teröristin ölü ele geçirildiği çatışmada yaralanan askerler Hakkari Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Bölgede hava destekli operasyon başlatıldı.

16 Eylül 2016 Cuma

Kadın sürücü sayısı 80 ilin nüfusunu geçti

Kadın sürücü sayısı 80 ilin nüfusunu geçti

Türkiye genelindeki kadın sürücü sayısı 80 ilin nüfusunu geçerek 6,5 milyonu aştı.

Emniyet Genel Müdürlüğü verilerinden derlenen bilgiye göre, 2006 yılında 2 milyon 872 bin 951 olan kadın sürücü sayısı, 10 yıl içinde 6 milyon 533 bin 500'e yükseldi. 

10 yıl önce toplam sürücü sayısı 17 milyon 586 bin 179 iken bu sayının 14 milyon 713 bin 228'ini erkekler, 2 milyon 872 bin 951'ini de kadınlar oluşturuyordu. Bir başka ifadeyle, toplam sürücü sayısının yüzde 83,7'si erkek, yüzde 16,3'ü ise kadındı. Son 10 yıl baz alındığında, kadın sürücülerin sayısı yaklaşık 3 kat artışla 6 milyon 533 bin 500'e yükselirken, erkek sürücü sayısı ise 20 milyon 955 bin 650'ye ulaştı.

ERKEKLERE GÖRE 3 KAT FAZLA ARTTI
Buna göre, erkek sürücü sayısı yüzde 42,4 artarken, kadın sürücü sayısı ise yüzde 127,4 artış gösterdi. Böylece 10 yıl önce ehliyet sahibi olanların yüzde 16,3'ünü oluşturan kadın sürücülerin oranı yüzde 23,8'e çıkarken, erkek sürücülerin oranı yüzde 83,7'den yüzde 76,2'ye geriledi. Türkiye'de kayıtlı sürücü sayısı ise 10 yıl öncesine göre yüzde 56,3 artışla 27 milyon 489 bin 150'ye yükseldi. Böylece ehliyetli kadın sürücü sayısı,İstanbul'dan sonra nüfus bazında en kalabalık şehirler olan Ankara ve İzmir'in nüfusunu da aşarak, toplamda 80 ilin nüfusunu geçmiş oldu.