18 Mart
Çanakkale Zaferi ve Şehitlerimizi anma ilçe programını Çağdaş Bilim Koleji üstlenmişti.
Bendeniz de Burdur’a gidecektim.Program ileri tarihe alınınca, Ahmet Ünal
arkadaşım da mutlaka izle diye bir bir imleç atınca zihnime;üstüne üstlük
okulumuzun öğrencisi Ayşenur Tavas’a bizzat gözümün önünde yazdığı kompozisyonu
mansiyon ödülü alınca çifte kavrulmuş
güzellik oldu gidişim.
Evden vaktinde
çıkamayınca geç kalmıştım. Minibüs ile Elegans Otelde buluşurduk nasıl
olsa.Beni görüp geri dönen Sabancı Lisesinin müdürü Elaattin Bey hızır gibi
yetişmişti.Eğitim de her zaman Türk Dili ve Edebiyatı derslerinde ciddi
ağırlıklar olur ,açıklar kapanmazdı. Bana Edebiyat dersleri için teklif
gelmişti.Keşke zamanım olsaydı.Genelde Cuma günleri etkinlikler,imza
günleri,kitap fuarları vb eylemlerin içinde olduğum için gelirim diyemedim.İçim
de ezilmedi değil hani.Umarım kısa yoldan çözüm bulunur.
Asansör
ile beşinci kata çıkmıştık. Sahnenin duruşundan belliydi muhteşem bir program
olacağı. Marmaris’te ilk kez klasik tören algısının dışında görsellik vardı.
Sahnenin dışında köşede koro ,sahnede
drama yaşatılırken yerini almıştı.İlköğretimin en küçük sınıflarından oluşan
güçlü koro göz dolduruyordu. Hele önce bazı sesler vardı ki adeta yaşıyordu
;duygulanmamak olanaksızdı.
Sahnedeki gençlerin bazıları iyi
bir drama oyuncusu gibi özgüvenleri çok yüksekti.Bence,sunumun parça parça
değil de bütünlük algısı içinde yönetilebilmesi
ile dikkat çekiciydi. Ezgili,öykülü,tarihten açılan sayfalar ile
taçlandırılmış bir sunumdu.İç içe örülü ,birbirine ulak olan öğelerin zinciri
içinde programın ne zaman bittiğinin çoğumuz farkına varamadık bile.
Marmaris
‘in mülki amirleri ön koltuklarından kalktılar ayakta alkışlamakla kalmayıp
,sunumda tüm emeği geçen idareci,öğretmen öğrenci sırasıyla tebrik ettiler. Bir
şey daha vardı tebrik kuyruğu epey uzamıştı .Marmaris halkı tebrik kuyruğundaydı.
Öğrencimle ben de dalmıştım. Bizi de tebrik ettiler. Emeğe değer şarttı.
Hamaset
ağırlığı içinde bir başka ayrıntıda daha vardı bence salonu etkileyen.Herken ön
sıradaki minik fakat kocaman yürekli kızcağın kendini ağlayışına kaptırmasından etkilenmiş görünmesine bağlamıştı olayı oysa,
asıl olan toprak altında yatan ölümsüz şehitlerimizin birer birer yeryüzü
künyesiyle yeniden yoklanmasıydı.Hep klasik olay hikayesi gibi işlenen
Çanakkale gerçeği yer altı ile yeryüzünü bütünlemişti. Kim nereden nasıl
etkilendi bilemem benim gördüğüm bu algı muhteşemdi.Bence izleyicinin duyarlı
oluşunu perçinleyen bir ayrıntıydı da...
Bir
sunum,bir tören alkışlanır biter algısı yanlıştır. Yıllarca zihinlerde
yaşar.Geçmişte okullarımızda 19 Mayıslarda yaşatılan şölen misali törenler hala
anılıyor,ana,baba olmuş öğrencilerim tarafından. Bence,bugün 18 Mart sahnesinde
görevli olanlar da o ruhu geleceğe taşıyacaklar.
Metin
yazımından ,sunumlarına kadar ,görünen
,görünmeyen tüm emeği geçenleri kutluyorum.İyi ki sizleri izlemişim diyorum.
KHA- Hatice ALTUNAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder