Rifat Sait
24.Dönem İzmir milletvekili
BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan geçen Cumartesi İzmir’deydi ve seçim startını burada verdi. Seçime İzmir’den başlatmak AK Parti için son derece önemli. Zira bugüne kadar başta İzmir olmak üzere Aydın, Manisa, Edirne, Çanakkale, Çorlu, Lüleburgaz gibi Batı illerinde AK Parti’nin CHP’ye göre daha geride olduğunu gördük. Daha önce yazdığım köşe yazılarında bununla ilgili olarak iki konuya dikkat çekmiştim.
Birinci konu şu: Bilindiği gibi bahsi geçen bu iller, Balkan göçmenlerinin ağırlıklı yaşadıkları vilayetler. Cumhurbaşkanımız Kosova, Makedonya, Bosna ve Bulgaristan gibi Balkan ülkelerine yaptığı ziyaretlerde yöre halkının çok büyük teveccühlerine mazhar olmuştu. Hâlbuki ki; Ege ve Trakya bölgelerindeki Balkan göçmenleri çok daha farklı bir siyasi çizgi takip ediyorlar. Bunun bir çelişki olduğunu ve AK Partinin bu olayı sosyolojik olarak derinlemesine incelemesi gerektiğini belirtmiştik. Sakın yanlış anlaşılmasın, bölge halkını suçlamıyoruz, aksine AK Partinin varsa yanlışlarını düzeltmesi ya da farklı politikalarla bölge insanını kazanması gerekiyor. Aşağıda da belirttiğimiz üzere, Cumhurbaşkanımızın bu son İzmir konuşmasında söylediği çok önemli bir mesaj var. Diyor ki; “İzmirli kardeşlerimize kendimizi çok iyi ve çok doğru anlatmamız lazım” Eyvallah.
Yine daha önce yazdığım köşe yazılarında belirttiğim diğer bir önemli konu, hep Doğu ve Güneydoğu çözüm süreci üzerine çalışılırken Batıyı acaba ihmal mi ettik, çözüm mü bulamadık yoksa zamanı mı var? Yani AK Parti için Batı Çözüm süreci diye bir şey olabilir mi? İşte tüm bunlar için Cumhurbaşkanımızın seçim startını İzmir’den vermesi oldukça önemliydi ama verdiği mesajlar daha da önemliydi. Pek çok kez ifade ettik bir kez daha belirtelim, önümüzdeki bu seçimler ülkemiz, milletimiz ve hatta bölge ülkeleri için bile son derece hassas ve önemli seçimlerdir. Bu bakımdan başta İzmir olmak üzere Ege ve Trakya bölgesine özel bir önem verilmelidir kanaatindeyim.
Şimdi gelelim Sayın Cumhurbaşkanımızın İzmir’de verdiği mesajlara. Yaptığı konuşmayı en az 5 kere dinledim. Notlar aldım. Çok önemli mesajlar ve alınması gereken dersler var. Bu mesajları birileri için daha açarak ve net bir şeklide tekrarlamak istiyorum. Umulur ki ders alınır.
İlk mesaj: “İzmir'i tıpkı diğer pek çok şehrimiz gibi AK Parti siyasetimizin lokomotif şehirlerinden biri haline getirmeden bu teşkilata, sizlere ve bizlere durmak dinlenmek yok.” Demek ki ilk kural hedefe ulaşana kadar durmak yok, yola devam. Cumhurbaşkanımızı, bu konuda kesin ve kararlı gördüm. Allah yardımcısı olsun.
İkinci mesajı: “Üstelik bu hedefe ulaşmak öyle çok da zor değil, yapmamız gereken şey İzmirli kardeşlerimize kendimizi çok daha iyi ve çok daha doğru anlatmaktan ibarettir” Buradan şunu anlıyoruz ki kendimizi anlatamamışız ya da yanlış anlatmışız. Ege ve Trakya, bilhassa Balkan göçmenleri AK Partiyi tam tanımıyor, bunda da AK Partinin suçu var, AK Parti üzerine oluşan yanlış algı ve ön yargıların düzeltilmesi lazım. Örneğin, AK Partinin Atatürk ile bir sorunu kesinlikle olmadığının ve hatta Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu olarak kendisine büyük saygı duyduğumuzu anlatmamız lazım. Diğer yandan yine yalan yanlış bilgilerle oluşturulan, AK Parti gelirse bölge halkının yaşam tarzına müdahale edileceği saçmalığının düzeltilmesi gerekiyor. AK Partinin amacının ülkemizi medeni ve ileri ülkeler seviyesine getirmek, ekonomiyi güçlendirmek, teknolojide ve savunma sanayimizde sınıf atlatmak olduğunu anlatmamız lazım.
Üçüncü mesaj: “Kimseyi ihmal etmeden kimseyi kırmadan Büyük ve güçlü Türkiye sevdamızı İzmirli kardeşlerimize paylaşmalıyız” Yani kimseyi kaybetme lüksümüz yok. Kimseyi de kırma lüksümüz yok. Zaten bir gönül kırarsanız bu Allah’ın da sevmediği bir harekettir. Sabırla ve aşkla davayı anlatmanız lazım. Bu belki de en zoru ama en kıymetli olanıdır.
Dördüncü mesaj: “Vatandaşı aşağılayan bir siyasi hareket asla olmadık, olamayız.”
Burada önce kendimden başlayarak öz eleştiri yapacağım. Yine herkesi tenzih ediyorum. Son günlerde maalesef bazı siyasilerde ve bazı bürokratlarda bu olumsuzluğu gördük. Cumhurbaşkanımız sayısız defa şu sözleri söyledi. “Biz milletimize efendi olmaya değil hizmetkâr olmaya geldik. “ O yüzden mutlaka MÜTEVAZI olacağız.
Beşinci mesaj: “Çalışmamız lazım. Hele İzmir'de istediğimiz neticeyi almak için DAHA çok çalışmamız lazım. Kapı kapı dolaşmaya hazır mısınız?
Altıncı mesaj: “Üzmeden, kırmadan, dökmeden gençleri saflarımıza çekmeye hazır mıyız?”
Sadece gençleri mi, herkesi kazanmak için bu son derece önemli. Bakın yine öz eleştiri yapıyorum ve önce iğneyi kendime batırıyorum. Beyler çok küskün kardeşimiz var. Samimiyetle onlarla barışmaya hazır mıyız? Yalnız bu eskilere ve küskünlere verilecek bir iftar yemeği ile çözülecek bir şey değil. Kalplere inilerek kurulacak kardeşlik sofraları ile çözülebilir. Ayrıca kimseyi ne üzmeye ne de kırmaya hakkımız yok kardeşim. Bunu beceremeyenler lütfen siyaset yapmasınlar. Bu arada asıl mesaj gençlere gittiği için altını çizmek lazım. İzmir’de 18 yaşını geçip ilk kez oy kullanacak 60 Bin kadar kardeşimiz var. Diğer yandan 18-24 yaşlarında olan kardeşlerimizin toplamı en az 200 Bin kadar. Siyaseti bugüne kadar 35 yaş üstü erkelerle yapanlara duyurulur, gençler sizin gibi düşünmeyebilir, onları dinlemek ve anlamak lazım, ayrıca bayan kardeşlerimizi de unutmamak gerekiyor. Ama nasıl, üzmeden, kırmadan ve dökmeden.
Yedinci mesaj: Sayın Cumhurbaşkanımız salondaki Evladı Fatihan’a sordu: “Evladı Fatihan, İzmir'i 24 Haziran'da hak ettiği yere çıkartmaya hazır mısınız?” evet, bu da çok önemli. İzmir’in nüfusunun %40’nı oluşturan Evladı Fatihan’ın (Balkan göçmenlerini) mutlaka kazanmak lazım
Sekizinci mesaj: “Siyaset tek kişilik bir oyun değildir. Bir kadro işidir, siyaset bir ekip işidir, bir organizasyon işidir” Demek ki, teşkilat önemli, takım oyunu önemli, buna dikkat edeceğiz.
Cumhurbaşkanımızın Dokuzuncu ve son mesajı ise bir uyarıydı : “Seçim kampanyalarımızda görevini ihmal eden, lakayt davranan, ihmal eden, tembellik yapan, hatta kasıtlı olarak çalışmaları sabote edenler olursa onları da ayıklamak için bu seçim bir vesiledir” dedi.
Aslında bu konuda da çok yazdık. Özellikle İzmir’de AK Partinin kurumsal bir hafızası olması lazım, geçmişte kim ne yaptı bilmek ve unutmamak lazım. Bu partiye büyük hizmetler verenlerin yani gerçek AK Partililerin ve geçmişte sabote edenlerin yani AKP’lilerin bilinmesi ve ayırt edilmesi gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder