Geçmişin Sessizliği, Bugünün Tanıklığı
30 Kasım 2025, Pazar
Geçen hafta yazdım. Okurla konuştum. Yankımı duydum. Ama içimde hâlâ bir sessizlik vardı. Bir zamanlar sustuğum bir anı, bugüne kadar taşındı. Bugün o sessizliği yazıyorum.
Bir gün, kalabalık bir meydanda duruyordum. Herkes konuşuyordu. Ben sustum. Çünkü korktum. Çünkü yalnızdım. Çünkü sesim duyulmaz sandım.
O gün yazmadım. Ama bugün yazıyorum. Çünkü tanıklık, ertelenmez. Çünkü vicdan, gecikmez. Çünkü hafıza, unutmaz.
Bugün şunu söylüyorum:
“Geçmişte sustum. Bugün yazıyorum. Çünkü suskunluk, bir gün mutlaka kelimeye dönüşür.”
Cin, lambasının camına bir not daha iliştirdi:
“Her sustuğumuz an, gelecekte yazılacak bir cümledir. Ve o cümle, bizi tanık yapar.”
Bu yazı, geçmişin sessizliğini bugünün tanıklığına dönüştüren bir iç sesin yankısıdır.





