Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bağlarda don ve dolunun rekolteyi vuracağını bildirerek, "Bağlarda Mart'ta düşük sıcaklık, Nisan'da don, Haziran'da dolu afetleri Manisa'da 447 bin 571 dekar bağ alanında hasara yol açtı. Zarar, çekirdekli çeşitlerde yüzde 50-80'i, çekirdeksiz çeşitlerde yüzde 30-40'ı buluyor" dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, dünyadaki en yaygın kültür bitkilerinden biri olan üzümde, Türkiye'nin 4,6 milyon dekarla İspanya, Fransa, İtalya ve Çin'in ardından 5'nci, 4 milyon 175 bin tonluk üretimle Çin, ABD, İtalya, Fransa ve İspanya'nın ardından 6'ncı sırada bulunduğunu belirtti.
Türkiye'nin üzüm üretiminin 2015 yılında yüzde 0,7 azalmayla 4 milyon 146 bin tona inmesinin beklendiği bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti: "2004 yılında 5,2 milyon dekar alanda 3,5 milyon ton üzüm üretiliyordu. Bağ alanı, 2014 yılında 4,6 milyon dekara inerken, üretim 4 milyon 175 bin tona ulaştı. Dünyada üretilen üzümün yüzde 8-10'u kurutmalıkta kullanılıyor.
Başlıca kuru üzüm üreticileri, Türkiye, ABD, İran, Yunanistan, Güney Afrika, Şili ve Afganistan. Türkiye'nin ihracata yönelik üzüm üretiminde kuru üzüm ilk sırayı alıyor. Üzüm ihracatımızın yüzde 95'ini çekirdeksiz üzüm oluşturuyor. Ağustos ayında hasadı başlayacak olan çekirdeksiz üzümde, Ege bölgemiz başı çekiyor. Özellikle Manisa, İzmir, Denizli önemli üretim bölgeleri… 2014 yılında 1 milyon 135 bin 947 ton olan kurutmalık çekirdeksiz üzüm üretiminin, yüzde 89,9'u, 1 milyon 21 bin 282 tonu Manisa ilinde yapıldı."
"BAĞLAR AFETTEN KURTULAMADI"
2014-2015 üretim sezonunda kış aylarında sıcaklığın yıl ortalamalarına göre çok düşük seyretmesinin bağları olumsuz etkilediğini bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi: "Bu yıl, 18-22 Mart'ta eksi 2 derece olan düşük sıcaklıklar bağlarda sürgün gözlerine zarar verdi. 23-24 Nisan'da da don afeti yaşandı ve yapraklanma dönemindeki bağlarda sürgün üzerindeki gözleri kuruttu. Manisa'daki 769 bin dekar bağ alanında, hasar tespit komisyonlarının belirlemelerine göre 447 bin 571 dekar alan don ve dolu afetinden zarar gördü. Bu durum çekirdekli çeşitlerde yüzde 50-80, çekirdeksiz çeşitlerde yüzde 30-40 oranındadır. Manisa ilinin doğu bölgesinde 4 Haziran'da gerçekleşen dolu afeti de 10 bin dekarlık bir alanda etkili oldu ve bu alanlardaki bağlarda salkım ve yeşil aksam ciddi oranda zarar gördü. Buna ilaveten 12 Haziran'da meydana gelen ve bölgelere göre dozu değişen dolu afeti, 4-5 bin dekar bağda salkımlarda zarara neden oldu. Zarar, her bağ için değişmekle beraber yüzde 30-80 arasında gerçekleşti. Dolu çapının küçüklüğü danelere daha fazla zarar verdi. Kuru üzümde rekolte kaybı yaşanacak gibi görünüyor."
Son bir ayda sürekli yağışların görülmesinin de sık ilaçlama yapma zorunluluğu doğurduğunu bildiren Bayraktar, “İlaçlamanın artması girdi maliyetlerini artırıyor. Çiftçimize ek bir yük getiriyorö dedi.
2014-2015 üretim sezonunda kış aylarında sıcaklığın yıl ortalamalarına göre çok düşük seyretmesinin bağları olumsuz etkilediğini bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi: "Bu yıl, 18-22 Mart'ta eksi 2 derece olan düşük sıcaklıklar bağlarda sürgün gözlerine zarar verdi. 23-24 Nisan'da da don afeti yaşandı ve yapraklanma dönemindeki bağlarda sürgün üzerindeki gözleri kuruttu. Manisa'daki 769 bin dekar bağ alanında, hasar tespit komisyonlarının belirlemelerine göre 447 bin 571 dekar alan don ve dolu afetinden zarar gördü. Bu durum çekirdekli çeşitlerde yüzde 50-80, çekirdeksiz çeşitlerde yüzde 30-40 oranındadır. Manisa ilinin doğu bölgesinde 4 Haziran'da gerçekleşen dolu afeti de 10 bin dekarlık bir alanda etkili oldu ve bu alanlardaki bağlarda salkım ve yeşil aksam ciddi oranda zarar gördü. Buna ilaveten 12 Haziran'da meydana gelen ve bölgelere göre dozu değişen dolu afeti, 4-5 bin dekar bağda salkımlarda zarara neden oldu. Zarar, her bağ için değişmekle beraber yüzde 30-80 arasında gerçekleşti. Dolu çapının küçüklüğü danelere daha fazla zarar verdi. Kuru üzümde rekolte kaybı yaşanacak gibi görünüyor."
Son bir ayda sürekli yağışların görülmesinin de sık ilaçlama yapma zorunluluğu doğurduğunu bildiren Bayraktar, “İlaçlamanın artması girdi maliyetlerini artırıyor. Çiftçimize ek bir yük getiriyorö dedi.
YAPILMASI GEREKENLER
Bayraktar, yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: "Çekirdeksiz üzümde ihracat kapılarının zamanında açılması, üründe fiyatın belirlenmesini, sofralık üzümün kalite kaybı olmadan ihracını sağlayacaktır.
TARİŞ, yeniden yapılandırma süreci sonrasında kaynak yetersizliğinden piyasayı regüle edecek miktarda bir alım gerçekleştirememektedir. Bu ciddi soruna neden olmaktadır. Sorun biran önce çözülmelidir.
Bayraktar, yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: "Çekirdeksiz üzümde ihracat kapılarının zamanında açılması, üründe fiyatın belirlenmesini, sofralık üzümün kalite kaybı olmadan ihracını sağlayacaktır.
TARİŞ, yeniden yapılandırma süreci sonrasında kaynak yetersizliğinden piyasayı regüle edecek miktarda bir alım gerçekleştirememektedir. Bu ciddi soruna neden olmaktadır. Sorun biran önce çözülmelidir.
İhraç edilen kuru üzümün içine karıştırılarak kaliteyi tehdit eden kaçak girişler daha sıkı kontrollerle önlenmelidir.
İhracatta sıkıntı olmaması için üzümler, beton veya tel sergi üzerinde kurutulmalıdır. Ambalajlamada özellikle en büyük pazarımız olan AB standartlarına uyum göstermek için çalışmalar yapılmalıdır. Çekirdeksiz kuru üzümde AB benzeri bir depolama kuruluşu oluşturulmalı ve depolama maliyeti desteklenmelidir. Üzümde alternatif değerlendirme şekillerinin geliştirilmelidir.
İhracatta sıkıntı olmaması için üzümler, beton veya tel sergi üzerinde kurutulmalıdır. Ambalajlamada özellikle en büyük pazarımız olan AB standartlarına uyum göstermek için çalışmalar yapılmalıdır. Çekirdeksiz kuru üzümde AB benzeri bir depolama kuruluşu oluşturulmalı ve depolama maliyeti desteklenmelidir. Üzümde alternatif değerlendirme şekillerinin geliştirilmelidir.
Ürün ihtisas borsaları oluşturulmalı, mevcut borsalara işlerlik kazandırılmalı, ticaret borsaları tescil kurumu olmaktan çıkarılmalıdır.
Üretim hedefleri iç ve dış pazarlarda rekabet edecek şekilde belirlenmelidir.
Girdi fiyatları düşürülmeli, kuru üzüm üreten diğer ülke üreticileriyle rekabet edebilmesi için üzüm üreticisi desteklenmelidir."
Girdi fiyatları düşürülmeli, kuru üzüm üreten diğer ülke üreticileriyle rekabet edebilmesi için üzüm üreticisi desteklenmelidir."
Buğdayda son 77 yılın en yüksek rekoltesi bekleniyor
Buğdayda ise bu yıl yağış ve hava koşullarının iyi geçmesi, Türkiye'nin en önemli tarım ürünlerinden buğdayda, 22,5 milyon ton ile son 77 yılın en yüksek rekoltesi bekleniyor.
Buğdayda ise bu yıl yağış ve hava koşullarının iyi geçmesi, Türkiye'nin en önemli tarım ürünlerinden buğdayda, 22,5 milyon ton ile son 77 yılın en yüksek rekoltesi bekleniyor.
TÜİK'in 2015 Bitkisel Üretim 1. Tahmini Raporu'nda, geçen yıl yaşanan olumsuz koşullar nedeniyle 7 milyon 919 bin 208 hektara ekilen buğdayda rekoltenin, 2013'e göre yüzde 14 azalarak 19 milyon ton gerçekleştiği aktarıldı.
Bu yıl yağışların ve hava koşullarının güzel geçmesi nedeniyle 7 milyon 809 bin 406 hektara ekilen buğdayda rekoltenin önceki yıla göre yüzde 18,4 artarak 22,5 milyon ton gerçekleşmesinin beklendiği kaydedildi.
TMO verileri incelendiğinde, bu yıl beklenen rekoltenin, ofisin resmi kayıtları tutmaya başlandığı 1938'den beri elde edilecek en yüksek rekolte olacağı görülüyor.
En yüksek rekolte, 22 milyon 50 bin tonla 2013'te gerçekleşmiş, dekar başına 285 kilogram verim elde edilmişti. Bu yıl beklentilerin gerçekleşmesi halinde dekar başına 288 kilogram verimin alınacağı hesaplanıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder